Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz'un sinema yolculuğu; biri askerde biri de hapishanede karar verdi
Ergül Tosun

Yeşilçam Sineması'nın unutulmaz filmlerinden olan Battal Gazi'de hepimizin hafızalarına kazınan bir replik var: "Durun siz kardeşsiniz" Biz de iki yönetmenimize en azından şunu söyleyebiliriz; "Durun siz arkadaşsınız."

Türk Sineması'nın iki usta yönetmeni Zeki Demirkubuz ve arasında yıllardır devam eden küskünlük var. Zeki Demirkubuz'a göre, kendi senaryosu olan Üç Maymun'u Nuri Bilge Ceylan kendi eseriymiş gibi kullandı ve filmini çekti. Bunun üzerine iki yönetmen arasına kara kediler girdi desek yeridir. Zeki Demirkubuz ve Nuri Bilge Ceylan'ın eskiden çok sıkı dost olduğunu not düşelim.

İki yönetmenin de Türk Sineması'na büyük katkıları oldu. Uluslararası festivallerde ve organizasyonlarda yaptıkları filmlerle Türkiye'yi en iyi şekilde temsil ettiler. Her iki yönetmenin de seveni oldukça fazla.

Ve ilginçtir; izleyicileri arasında bile kamplaşmalar zaman zaman oldu. Nuri Bilge Ceylan, Yılmaz Güney'den sonra Cannes Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü aldığında hepimizin göğsü kabardı.

Zeki Demirkubuz'un da filmlerine verilen ödüller çoğunlukta. İki yönetmenin işledikleri konular da farklılık göstermektedir. Nuri Bilge Ceylan daha çok sanat ağırlıklı filmler çekerken; Zeki Demirkubuz ise hayatın içinden izleyicilerine hikayeler anlatıyor.

İKİ YÖNETMENİN FARKLI HİKAYESİ

İki yönetmenin sinemaya başlama hikayeleri de ilginç . Biri askerde biri de hapishanenin kalın duvarları arasında sinemaya girmeye karar verdiler.

Nuri Bilge Ceylan, askerlik görevini icra ederken sinemaya yönelmeyi tercih etti. Bunun üzerine terhis olduktan sonra Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne kaydını yaptırdı.

Burada sinema tekniği üzerine teorik ve uygulamalı dersler alan Ceylan, 1993'te ilk kısa filmi olan Koza'yı çekti. Nuri Bilge Ceylan'ın Koza kısa filmi, Cannes Film Festivali'ne kabul edilen ilk kısa film olma özelliğini de böylece kazanmış oldu.

Nuri Bilge Ceylan askerde

HAPİSHANEDE SİNEMA KARARI

Türk siyasi hayatında derin izler bırakan 12 Eylül 1980 Darbesi sonucu pek çok aydının, öğrencinin, siyasetçinin yolu hapishaneye düştü. Yolu hapishaneye düşenlerden biri de Zeki Demirkubuz idi.

Bilenler bilir; Zeki Demirkubuz Rus yazar Fyodor Dostoyevski'nin hayranıdır. Bu hayranlık da hapishanede başladı. Demirkubuz demir parmaklıklar ardında kendini okumaya verdi ve Dostoyevski'yi burada keşfetti.

Zeki Demirkubuz

ASİSTAN OLARAK BAŞLADI, İLK FİLMİNİ ÇEKTİ

Dostoyevski'den etkilenen Demirkubuz'un çektiği filmlerde usta yazarın etkilerini çokça görmeye başladık.

İşte tam da böyle bir ortamda sinemaya atılmaya karar verdi. Tahliye olduktan sonra çeşitli işlerde çalışan Demirkubuz, yarım bıraktığı liseyi dışarıdan tamamladı ve üniversite sınavına girdi. Zeki Demirkubuz Türk Sineması'nın usta yönetmeni olan Zeki Ökten'in yanında asistan olarak çalışmaya başladı.

Demirkubuz, Kemal Sunal'ın unutulmaz filmlerinden biri olan Yoksul'da oynadı. Yoksul'u defalarca izlememe rağmen Zeki Demirkubuz detayını çok sonra fark ettim. Meraklılar filmi açıp izleyebilirler.

Zeki Demirkubuz 1994 yapımlı, C-Blok adlı filminin yönetmen ve senaristliğini yaparak sinemaya gerçek anlamda "merhaba" dedi.

ergul.tosun@ensonhaber.com