
Ajda Pekkan, 1930'ların Hollywood divası Marlene Dietrich'i hayata döndürdü! Harper's Bazaar dergisi için Bennu Gerede'nin objektifine poz veren 'Süperstar', fotomodellikte de 'star' olduğunu gözler önüne serdi '.
atv'nin yetenek yarışması 'Profesyonel'in jürisi olarak her cumartesi gecesi evlerimize konuk olan Ajda Pekkan, farklı bir karaktere bürünerek objektif karşısına geçti. Harper's Bazaar dergisinin mart sayısı için Ayşe Brav'a bir röportaj veren Süperstar, "İşimi o kadar çok seviyorum ki, çalışırken dinleniyorum, orada besleniyorum ve belki klasik olacak ama orada mutlu oluyorum" dedi. Ünlü fotoğrafçı Bennu Gerede'ye 1930'lu yılların 'Mavi Melek'i Marlene Dietrich olarak poz veren Ajda Pekkan, Les Ottomans Otel'de yapılan çekimlerde; fotomodellikte de bir numara olduğunu kanıtladı. "Sahne duruşum ya da bana verilen karaktere bürünmek, belki de işimin bir parçası" diyen Ajda Pekkan, hakkında merak edilenleri açık yüreklilikle anlattı.
ASLA SNOB FELAN DEĞİLİM
* Senelerdir herkes sizi istediği gibi gördü; snob, idol, narsist, süperstar, diva, kusursuz, yetenekli, taklitçi, farklı, Avrupai... Peki, siz kendinizi nasıl görüyorsunuz? Belki inanmayacaksınız ama evvela kendimi çok insan görüyorum. Çok naif bir tarafım var. Hiç öyle ince hesaplarım, arka sokaklarım yok. Neysem oyum yani. Katiyen snob falan değilim. Belki benim nezaketim, "Aman kırılmasın, yanlış bir şey yapmayayım" diye herkese nazik yaklaşmam, uzaktan kibir olarak algılanabilir ama katiyen öyle değilim. Benim de herkes gibi kaygılarım, korkularım, isteklerim, komplekslerim vardır ama hiçbir zaman hiçbir konuda ayarsız olmadım. Tabii ki yenilikçiyim, tabii ki yarışıyorum, ama galiba ben en çok kendimle yarışıyorum.
* Kırk yıllık sanat yaşamınız boyunca çok uzun bir yolda yürüdünüz. Bu süreç içinde geçirdiğiniz en büyük duygusal değişim neydi? Büyüdüm! Herkes gibi ben de çocuktum, gençtim, derken olgun bir kadın oldum. Ve bu süreçlerden geçerken, diğer tüm insanların geçtiği travmalardan, zorluklardan geçtim. Eskiden çok bozulduğum, kırıldığım, beni aşağıya çekebilen şeylere artık olgun bir gülümsemeyle bakabiliyorum. Tecrübe de böyle bir şey herhalde. BANA
YAKIŞANI BİLİYORUM
* Halktan biri olsaydınız, şöyle gönlünüzce ne yapmak isterdiniz? Sizin de içinizde kalan bir şeyler vardır herhalde? Tabii ki var. Mesela Kapalıçarşı'ya, köylü pazarına gitmek istiyorum. Orada kimse beni rahatsız etmeden, gönlümce gezip, alışveriş yapmak istiyorum. Bazen balık pazarına ya da normal halk pazarlarına gitmek istiyorum. En çok içimde kalanlar galiba bunlar.
* Yıllardır neredeyse bütün kadınlar sizi taklit etmeye çalışıyor. Stil ikonu olmak için özel bir çaba sarf ediyor musunuz? Genel olarak tarzınızı nasıl yorumlarsınız? Bana, tenime, fiziğime neyin yakışacağını gayet iyi biliyorum. Asla sırf moda diye bana gitmeyen bir saçı ya da makyajı yapmıyorum. Bazen çok pahalı bir şeyi çok basit, çok ucuz bir şeyle kombinleyebilirim. Yıllar geçtikçe, kılığa kıyafete harcanan servet değerindeki paralar bana çok anlamsız gelmeye başladı. Böyle paralar telaffuz edilince aklıma sokak hayvanları, aç çocuklar falan geliyor ve hemen alışverişi yarıda kesiyorum.
MENFAAT İLİŞKİM OLMADI
* Siz her erkeğin aşık olabileceği cinsten bir kadınsınız... Sinirlendiğiniz zaman bile nezaketi elden bırakmıyorsunuz. Bu kadar huzur vermeyi nasıl başarıyorsunuz? Hiçbir zaman, "Ben böyle olmalıyım, dur kavga etmeyeyim, ben bu adama şöyle davranırsam böyle olur" diye düşünerek hareket etmedim. Asla hesaplı kitaplı olmadım. Hiç menfaat ilişkim olmadı. Hep yüreğimle hareket ettim. Zaten aksi olsa bugün başka şeyler olurdu. Böyle yaşadığım için de hep sevdim kendimi. Ben kendime olan saygımdan böyle davranıyorum. Her şeyden önce, aksi Ajda'ya yakışmaz zaten.
* Sizin hayran olunan özelliklerinizden biri de makyaj konusundaki inanılmaz kabiliyetiniz. Önünüze onlarca malzemeyi koyup, bir ressam edasıyla makyaj yapıyorsunuz. Bu makyözlük nereden geliyor? Birçok soruda da belirttiğim gibi, ben fazla mükemmeliyetçiyim. Ve yüzüme ne sürülmesi gerektiğini, neyin yapılmaması gerektiğini tabii ki herkesten iyi biliyorum. Ayrıca hiç makyaj yapılmamış gibi sonuçlanan makyajı seviyorum.
* Aynı zamanda çok iyi bir gurmesiniz. En iyi kebap nerede, şusi nerede yenir, hepsi sizden soruluyor. Sırrınız ne? Bir kere hakikaten iyi bir damak zevkim var. Ne nasıl pişirilmelidir, neyin yanına ne yakışır iyi bilirim. Dünyanın birçok yerinde en iyi yemekleri tatma imkanım da olduğu için damak zevkim iyice gelişti galiba. Bir de iyi bir elim olduğu söylenir. Ne pişirsem lezzetli oluyor herhalde, çünkü herkes yaptıklarımı pek bir keyifli yiyor.
Ev kadınlarından daha fazla estetikli değilim!
* Herkes sizin estetik meraklısı olduğunuzu, durmadan estetik yaptırdığınızı düşünüyor. Bu konuda ne diyorsunuz? İyi ki bu konuyu açtınız, çünkü ben de duyduklarımdan son derece rahatsızım. Ben herhangi bir kadından, hele günümüzde durmadan orasını burasını elleten ev kadınlarından daha fazla estetik yaptırmıyorum. Magazin dergilerini açarsanız cemiyet hayatındaki birçok kadının, hatta neredeyse genç kızların benden daha çok estetik yaptırdığını görürsünüz. Tabii ki yaptırdım ama sanıldığı ya da konuşulduğu kadar çok değil, inanın herkes kadar. Ve vücuduma bakarsanız, bazı şeylerin sadece estetikle mümkün olamayacağını anlarsınız. Mesela düzgün fiziğimi, uzun bacaklarımı herhalde estetiğe borçlu değilim. Yapısal bir takım özellikler söz konusu. Ayrıca ben bu fiziği korumak için ciddi bir efor sarf ediyorum. Jimnastik hocamla her gün jimnastik yapıyorum. Pilatesimi, kardiyomu asla ihmal etmiyorum. Canımın her istediğini yiyemiyorum. Dolayısıyla sahip olduklarımı estetiğe değil, Ajda Pekkan'a verdiğim emeğe ve efora borçluyum.
Madonna'nın enerjisi etkiliyor
* Herkes sizi bu kadar beğeniyor da, asıl sizin beğendiğiniz kadınlar kimler? Angelina Jolie'nin fiziğini, hayattaki duruşunu, tavrını, her şeyini çok beğeniyorum. Ayrıca Sharon Stone'un o müthiş fiziği, seksapeli çok etkileyici. Bir de tabii Madonna'nın bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, sahnedeki performansı herkes gibi beni de çok etkiliyor.
* Sizce en büyük başarınız nedir? Ajda olmak!
* Konserlerinize gelen insanlar, sahnedeki Ajda'nın hem sesine hem de fiziğine aşık oluyor... Hayatta sahneye çıkmak kadar beni mutlu eden, bana enerji veren bir şey yok. Bu performansı koruyabilmek, daha uzun süre sahnede olabilmek için ciddi bir efor sarf ediyorum. Sahneye çıkmadan önce ciddi bir kondüsyon çalışması yapıyorum. O günkü beslenmeme, yediğime, içtiğime inanılmaz dikkat ediyorum. İşinize büyük bir saygı ile yaklaşıp, bu kadar itina ediyorsanız; bir de yaptığınız işi benim kadar çok seviyorsanız, sonucun iyi çıkması zaten kaçınılmaz oluyor herhalde.