Ayşe Arman'ın röportajı bu kez de erkekleri kızdıracak

Ayşe Arman'ın röportajı bu kez de erkekleri kızdıracak

Geçtiğimiz haftalarda Silivri izlenimlerini yazan Balyoz üzerine eğilen Ayşe Arman, kendi gündemine geri döndü. Bağlanmaktan korkan, gecelik ilişkiler yaşayan erkeklerle yaptığı röportaj çok konuşulan Arman, bu hafta da kadınlara söz verdi ve erkekleri çok kzıdıracak bir röportaj yaptı.

Geçtiğimiz hafta yaptığı röportajdan sonra mail kutusunun çöktüğünü, sitenin kilitlendiğini söyleyen Arman, bu kez sözü televizyon programcısı ve yazar Neslihan Acu'ya verdi.

Acu, o röportajda playboyların söylediği bazı şeylere hak verdiğini söylese de röportajın kendisini çok sinirlendirdiğini ifade etti. "Mesela İlk buluşmada sevişirse or.spu sevişmezse Kezban oluyor" diyen Acu, erkekleri ikiyüzlükle suçladı.

Okur mektuplarına da yer veren Ayşe Arman'a gelen mektuplar ise erkekleri çok kızdıracak cinsten...

İşte Ayşe Arman'ın o röportajı:

Ömür biter, kadın-erkek arasındaki mesele bitmez. Geçen hafta bu sayfalarda erkekler, Türk kadınları hakkındaki düşüncelerini dile getirdiler. Kendilerince bir sürü tespitte bulundular. “Türk kadınları ‘birey' olmayı beceremiyorlar, Rus kadınları beceriyorlar, biyolojik saatleri geldiği için 30'larından itibaren evlenmek için deliriyorlar, çeşitli numaralar çekiyorlar, sinsi ve hesapçı davranıyorlar.”

E tabii bu kadar suçlamadan sonra, ‘sıra kadınlarda” dedik. Bir sürü mail geleceğini tahmin etmiştim ama mail kutumun çökeceğini tahmin edemedim. Resmen çöktü. Gazetemizin bilgi işlem servisi, tamir etmeye çalışıyor. Meğer kadınlar da erkekler kadar doluymuş. Onlar da bu sayfalarda içlerini döktüler, rahatladılar. Salı günü bu konuya devam edeceğiz... Kadının arızalı olduğu bir toplumda, erkek de arızalıdır

TELEVİZYON PROGRAMCISI VE YAZAR NESLİHAN ACU

- 30 yaş kadının evlilik histerisi geçirdiği tespitine karşı neler söyleyeceksin?

- Doğrudur diyeceğim. Kadınlar histeri halinde. Çünkü 30 yaşına gelmiş ve evlenememiş kadına, ‘evde kalmış' gözüyle bakılıyor. Ezik, başarısız, defolu muamelesi yapılıyor onlara. “Hiçbir erkek onu almamış, demek ki kusurlu!” deniyor. Yaş meselesi de önemli. 30 yaş, bizimki gibi vitrini modern, kendisi taşra toplumlarda yaşlı sayılıyor. Kadının ‘raf ömrü' çok kısa. Sonuçta 30'una gelip de evlenememiş kadın haklı şekilde krize giriyor. Tanıştığı her erkeğe, “N'apsam da bunu evliliğe razı etsem?” gözüyle bakıyor.

KADINLAR EVLENMEK İÇİN EN KLASİK NUMARASI HAMİLELİK

- Peki kadın, gerçekten de çeşitli numaralar çekiyor mu evlenebilmek için?

- Evet. Çünkü “Kendim gibi davranırsam hep kaybederim” diye bir klişe çakılmış kafalarına. O yüzden hep rol yapıyorlar, ezbere yaşıyorlar, “Erkek şunları şunları sevmez, evlenilecek kadın şöyle davranmalı” gibi. Erkek neden hoşlanırsa, ne yapıyorsa kadın da aynısını taklit ediyor. Mesela erkek futbol fanatiği diye, o da fanatik oluyor. Sürekli şımartıyor. Erkekte sinirlendiği, kızdığı, hoşlanmadığı şeyleri bırak ona söylemeyi, kendi içinde bile bastırıyor. En klasiği de hamilelik numarası tabii. Hamile kalabilmek için en ters taklaları bile atıyor. Çünkü erkeğin en zayıf noktası orası.

SEVİŞİRSE OR.SPU SEVİŞMEZSE KEZBAN OLUYOR

- Sinsi ve hesapçı davranıyorlar yani…

- E tabii. Erkeğin gerçekte kim olduğu, nasıl biri olduğu umurlarında değil. Yeter ki iyi bir işi olsun, görünüşü düzgün olsun. Koca ve baba olması için bu özellikler yeterli! Ama o kadınları suçlayamıyorum. Toplum ve erkekler kadına karşı o kadar ikiyüzlü ki, kadının da sinsileşmesi kaçınılmaz. Aksi halde yok olur gider, ‘başarılı' olamaz. Erkekler gerçekten çok ikiyüzlü. Mesela kadın ilk buluşmalarda, sevişmezse ‘kezban', sevişirse ‘or.spu' oluyor. Kadının birey olmamasından şikayet ediyorlar ama kişilikli bir kadınla karşılaştıklarında da pabuçsuz kaçıyorlar. Vesaire vesaire...

ERKEKLERİN ERKEKLİKTEN ANLDIKLARI TEK ŞEY BİR KADINI BECERMEK

Kadınların en büyük intikamı, erkekleri cinselliklerinden mi vurmak?

- Elbette. Çünkü erkeklerin, erkeklikten anladıkları tek şey cinsellik. Daha doğrusu bir kadını ‘becermek'. Ee, bu konuda yetersizse, başarısızsa ya da şeyi küçükse kadınların eğlencesi haline geliyor. Erkekler, kadınların onlar hakkında neler konuştuğunu duysa, bırak rahat rahat uyumayı, geceleri gözlerini kırpamazlardı!

OKUR MEKTUPLARI:

TÜRK ERKEKLERİ İYİ SEVİŞEMİYOR

Geçen haftaki beyler, “Türk kadınlarının çoğunluğu şöyledir böyledir” diyorlar ya, hadi o zaman ben de Türk erkeklerinin çoğunluluğunu anlatayım: Özlerinde iyi insanlar olabilirler ama çok kötü sevgililer. Türk erkekleri iyi sevişemiyor. Cümleyi yeniden kuruyorum, Türk erkekleri bayağı kötü sevişiyor! Çoğu da iktidarsızlık yaşıyor. Müthiş bir güvensizlik içinde oldukları için, bu, cinsel hayatlarına da yansıyor ve ne yazık ki kadınları yatakta mutlu edemiyorlar. İşin tuhafı, bunun farkında da değiller, tam tersine birlikte olduğu kadınları çok mutlu ettiklerini düşünüyorlar. Çünkü adamı iyice üzüp, bunalıma sokmak istemeyen Türk kadınları numara yapıyor. Türkçesi; erkek, yapması gerekeni yapması gerektiği gibi yapamayınca, kadın da “Yeter artık, bitireyim bari olmuyor” şeklinde karar verip, zevk almış taklidine yatıyor. Bunu bütün kadınlar bilir, yani sadece benim sesim değil bu düşünceler. Ama işte Türk erkeği, kendini dev aynasında görmeye devam ediyor. Yazık. (Burcu.)

İKTİDARSIZLIKTA DÜNYA LİSTESİNDELER

Sevişmeyi cinsel birleşmeden ibaret zanneder, kadına oral seks yapmayı gururuna yediremeyen, iktidarsızlıkta dünya listelerindeki sırasını kimselere kaptırmayan Türk erkeklerinden çocuk doğurmaya hevesli bu kadar kadın olduğuna inanmıyorum. Bence evlilikle ilgili sıkıntıları şu. Sırmalarının döküleceğinden korkuyorlar. Bir kadınla yirmi sene aynı yatakta yatarsan, yirmi sene boyunca o kadın, senin her halini bilir. Korkularından özgüveninin ne kadar fos olduğuna kadar. Ama sadece bir hafta takıldığın kadına, yatakta harikalar yaratan, pili bitmeyen, hesabı incelemeden ödeyen, o tatlı, komplekssiz adamı oynamak kolay! (Leah S.)

SEVİŞİRSEN AZGIN SEVİŞMEZSEN FRİJİT

Adamla sevişeyim diyorsun, “Azgın!” oluyorsun, sevişmiyorsun “Frijit” oluyorsun. Hesabı ödüyorsun bozuluyor, onu ezdiğini düşünüyor, ödemiyorsun, “Bu da beni ATM gibi görüyor, kullanıyor!” diyor. Bla bla bla... Türk erkeğinin kafası karışık ve güvensiz! (Yasemin K.) Sayın Türk erkeği! Kendini o kadar beğenmişsin ki, işin gücün yerinde, biraz da tipin düzgünse herkesin kapında kuyruk olduğunu sanıyorsun. Bilmen gerekiyor ki, olan da var olmayan da. Ben senin bu kibirli tavrını, yetiştiriliş tarzına bağlıyorum. Erkek anneleri genellikle, “Dene oğlum, hangisini beğenirsen, sana kız mı yok?” diye büyütüyorlar çocuklarını. Küçüklüğünden bu yana, kadını meta olarak değerlendiren bir erkekle, hayatının ancak bir erkekle tamamlandığını düşünen kadın arasında bir fark olduğunu düşünmüyorum. Türk erkekleri hem evlenmek istiyorlar hem de eski hayatlarına hiçbir şey yokmuş gibi devam etmek istiyorlar. Karılarının da evde oturup onları beklesin. İşte hayat hem pencere kenarı, hem şoför yanı, hem de 3 kuruşa olmuyor ne yazık ki... (Gözde D.)

Arman'ın geçtiğimiz hafta yaptığı bu röportaj kadınları çok kızdırmıştı:

Ayşe Arman'dan çok konuşulacak röportaj