Ezel dizinin iki senaristinden biri olan Kerem Deren, "Her şeyi tadında bırakmak lazım" diyerek, dizinin bu yıl sona ereceğini söyledi. Deren, 'Ezel'i, atlattığı ölüm tehlikesini ve yakında başlayacağı senaryo derslerini anlattı...
'Ezel'de hiç bitmeyen bir oyun var. Bu oyunları kurmak sizi çok uğraştırıyor mu?
Açıkçası bunlar işi katlanılır, keyifli kılıyor. Her hafta bir şey yazmak çok zor! Hele başarılıysa iş, o zaman yazarlığınızı öldürmeniz çok kolay. 60'ıncı bölüme geldiğinizde yemek yapar gibi yazarlık yapıyor olabilirsiniz. İşte bu sakıncalı. O yüzden bu zihin oyunları, kurmacayı çözmek bizi diri tutuyor.
Puzzle yapmak gibi bir şey aslında...
Evet ama aslında o puzzle'ları yapmak için altı ay, bir sene daha zamanımız olsa, daha keyifli olurdu.
'KIZARMIŞ ADAM' OLURDUM
İnsanın yazdıklarını ekranda kanlı canlı görmesi nasıl bir his?
Korkunç! Ben tiyatro yazarıyım aslında. Yazdığım oyunları seyredemezdim. Genelde salondan çıkardım. Hep kapının önünde duran kızarmış adam olurdum. Ama 'Ezel'i rahat seyrediyorum. Bu güzel bir sürpriz oldu benim için. İyi kotarılmış bir iş olduğu için herhalde... Sonuçta senaryo bitmiş bir ürün değil aslında, yarım ürün sunuyorsunuz karşı tarafa ve nasıl biteceğini bilmiyorsunuz.
Bir bölümü ne kadar sürede yazıyorsunuz peki ?
Adam gibi bir şey yapmak için, yedi günün, 15 saatini kullanmak gerekiyor.
'Deli işi' değil mi bu?
Çok da şikayetçi olamayız aslında. Tabii ki çok yoruluyorsuz ama Türkiye'de yazarlık yaparak para kazanabilmek, sıra dışı bir durum ve büyük şans.
FİLM OLMAYACAK
'Ezel'in film versiyonu da olacak mı?
Yapmamaya karar verdik. Sene sonunda 'Ezel'in TV kütüphanesindeki yerini almasını istiyoruz. Dizi bu sezon sonunda bitiyor. Bu benim değil, yapımcının kararı.. Ama "Sürecek" deseler de devam etmezdim.
Diziyi yazarken etkilendiğiniz ya da sevmediğiniz karakterler oluyor mu?
Bölüm bölüm oluyor. Örneğin son bölümlerde; 'Kerpeten Ali'nin hikayesi çok ilgimi çekti. Yani kimin hikayesi o sırada bizim içimizi acıtıyorsa, o daha sempatik geliyor.
FAVORİ KARAKTERİM 'TEVFİK'
En favori karakteriniz hangisi?
Tevfik'in sürekli ezilmesine rağmen kendine göre hâlâ değişmemesi hoşuma gidiyor. 'Ali'nin olduğundan başka bir adam olmaması da hoşuma gidiyor. 'Eyşan'ın da kendi kötülüğünün farkında olmasını seviyorum.
'Bade' karakterinin diziye dahil olacağı da geçen yıldan belli miydi?
Hayır, değildi! Geçen seneden 'Ezel'in karşısına bir karakter gireceğini biliyorduk. Çünkü 'Bahar'dan sonra bir boşluk oluşmuştu. 'Ezel' o kadar sıra dışı bir dünyayı anlatıyor ki, seyirci seyrederken zorlanıyor, inanmıyor. Kimi zaman 'Bu da olur mu?' diyor. O yüzden gerçek aşkların, izleyiciyi gerçek dünyaya çekmesi gerekiyor. 'Bade'yle 'Ezel' arasındaki aşk öyle bir aşk! Yani 'Bade' matematik olarak çok gerekliydi. O bizim ayaklarımızın yere basmasını sağlıyor.
"SAKATLIK ÇIKACAK" DEMİŞTİM
Senaryo dersleri vermeye başlayacağınızı duydum...
Esra Akkaya'nın açtığı Akademi İstanbul'da, TV ve Sinema- Senaryo Yazımına Giriş dersleri vereceğim. Sonuçta yaptığımız bu iş; matematik işi... O matematiğin de çok zor olmayan ama öğrenilmesi gereken özel bir tekniği var.
Tenis oynuyormuşsunuz, hatta ödülleriniz varmış. Doğru mu?
Evet, lisede ve üniversitenin ilk yıllarında tenis oynuyordum. Bütün turnuvalara giden, İstanbul ikinciliği olan bir adamdım.
Senaryo yazarlığı sizi daha mı çok heyecanlandırdı?
Özellikle 'Ezel' çok heyecanlandırdı beni. O kadar heyecanlandırdı ki ölüyordum. (Gülüyor)
ARTIK ÇOK ÇALIŞMIYORUM
Geçen yıl beyin kanaması geçirmiştiniz. Çok çalışmaktan mı?
Doktorlar "Çok çalışmaktan olmaz" diyor ama bana kalırsa o yüzdendi. Çünkü o sırada çok çalışıyorduk. Hatta birkaç hafta öncesinde hissetmişim gibi, "Bir sakatlık çıkacak" demiştim. Kendime geldiğimde ilk dediğim şey "Ezel'i ne yapacağız?" olmuş.
Ama hâlâ çok çalışmaya devam ediyorsunuz...
O kadar çalışmıyorum şimdi...
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış