Türkiye gazetesinden Melik Duvaklı'nın haberine göre, PKK'nın paravan örgütlerinden Devrimci Halk Partisi'nin (DHP) kurucusu Meral Kıdır ile Öcalan'ın resmi nikahlı eşi Kesire Öcalan arasında çok sert mücadeleler yaşandı. Süreci yakından bilen isimlerden biri olan PKK'nın eski medya sorumlusu Şükrü Gülmüş, Kesire'nin Abdullah Öcalan ile Meral Kıdır arasındaki ilişkiyi Kıdır'ın günlüğünü ele geçirdiğinde öğrendiğini ifade ediyor.
Şükrü Gülmüş yaşananları şöyle anlatıyor:
KESİRE'YE SUSMASI İÇİN PARA VERİLİYOR
"Kesire ile Meral Kıdır arasındaki mücadele Abdullah Öcalan'a yakın olup olmama sorunudur. Suriye'ye geçildiğinde Meral, Öcalan'a yanaştı ve benim edindiğim bilgilere göre bunlar birlikte olmaya başladı. Kesire'nin ilk başta haberi yok. Sonradan fark ediyor. Meral bu ilişkiyi günlüğüne kaydediyor. Kesire günlüğü ele geçirince götürüp Abdullah Öcalan'ın yüzüne vuruyor. Orada ipler kopuyor ve restleşiyorlar. Diyorlar ki 'birbirimizin işine karışmayalım'. İşin içine siyasal boyut katarak herkes kendi yolunu çiziyor ve Kesire'ye susması karşılığında para veriliyor. Bu ödeme şu an bile devam ediyor. Kesire'nin kopuşunun ardından Kıdır, Öcalan'dan taltif alıyor ve kendisine DHP yöneticiliği veriliyor. Ben 1992'de Özgür Gündem'i yönetirken Meral de DHP'nin sorumlusu olarak Türkiye'deydi"
KESİRE DİYARBAKIR'DA AMELİYAT OLDU
Şükrü Gülmüş'ün bahsettiği Meral Kıdır ile Kesire Öcalan arasındaki mücadele başka PKK kaynaklarında da geçiyor. Hatta bazı iddialara göre Kesire Öcalan, Abdullah Öcalan'a suikast düzenlemekle suçlanıyor. Kesire'yi bu olayla ilgili Meral Kıdır'ın sorguladığı öne sürülüyor. Abdullah Öcalan'ın derin ilişkileri hakkında çok sayıda kitabı bulunan Gazeteci Necdet Pekmezci, Meral Kıdır'ın Bekaa sürecinde etkili olduğunu belirtiyor. Öcalan'a suikast girişimi iddiasıyla ilgili Kesire'nin suçlandığını kaydeden Pekmezci, "Kesire 300 sayfalık özeleştiri veriyor. Suikast değil de düşünsel bir şey ortaya koyuyor. Suikasti göz ardı ediyorlar. Zaten o süreçte özeleştiri verip de hayatta kalan tek isim Kesire" diyor. Pekmezci ilginç bir şey daha söyleyerek, "Kesire Öcalan iddialara göre Beka'da hamile kalıyor, Diyarbakır'da resmi bir hastanede doğum yapıyor" dedi.
KIDIR YAKALANMAK İÇİN GELDİ
Meral Kıdır'ın Türkiye'ye gönderiliş sürecinin de normal olmadığını kaydeden Necdet Pekmezci ilginç tespitlerde bulunuyor: "Öcalan, Meral Kıdır'ı Türkiye'ye gönderiyor ve Kıdır yakalanıyor. Meral Kıdır'da da Kesire'de de bir görevlendirme olabilir. Bir gizli örgüt sonuçta, devlet bunları kontrol altına almak için görevlendirebilir. Bu görevlendirmeyi Öcalan da yapabilir. Bu tip ilişkilerin olması mümkün. Ama Meral'le Kesire arasında kadınsı bir rekabet de var. Fakat bunu örgütsel, teorik bir ayrılık olarak yansıtıyorlar. Öcalan'ın Meral Kıdır'ı Türkiye'ye göndermesi demek aslında 'sen hayatta kal' demek. Kendisinin bağlı olduğu bir yer varsa o da biliyor yani Türkiye'ye gelen bir şekilde yakalanır. Özellikle İstanbul'da faaliyet göstermek kolay değil. Bilinen bir isim, yakalanmaması mümkün değil, o da bilerek zaten geliyor Türkiye'ye. Ceza alıyor ancak 5 yıl 10 yıl yatması bir şey değil. Gerekirse devlet koruma adına daha çok da içerde tutabilir. İçerde kaldığı dönemde de ne kadar içerde kaldı! O da muamma"
ÖCALAN VE KIDIR ARASINDA RESMİ İLİŞKİ YOK
Abdullah Öcalan, Kesire Öcalan'la 1980'den önce daha Türkiye'de iken resmi nikah kıydıkları için halen resmi olarak evlilikleri devam ediyor. Dolayısıyla Meral Kıdır ile Öcalan arasında resmi nikah zaten söz konusu değil.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış