Ramazan ayına kavuşukmasıyla birlikte İslam'ın beş şartı arasında yer alan oruç tutmak hakkındaki araştırılan sorular hız kazandı.
Müslümanlar, bazı durum ve hallerden dolayı oruç tutamayabiliyor. Oruç tutulmaması gereken şartlar haricinde keyfi olarak tutulmayan orucun ise kefareti bulunuyor.
Ramazan'da oruç tutmamanın cezası ve kefareti nedir araştırılıyor. Oruç tutmayanlar, kefaret bedelini fitre olarak ihtiyaç sahiplerine vermekle yükümlü oluyor.
Kefaret gerektiren ve gerektirmeyen durumlar, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açıklandı. 2022 yılı fitre miktarı da duyuruldu.
Peki oruç tutmamanın cezası nedir? 1 gün oruç tutmamanın kefareti ne kadar? İşte oruç kefareti hakkında detaylar...
1 GÜN ORUÇ TUTMAMANIN BEDELİ 2022
Sağlığı iyi olan, yaşı ve durumu el veren her müslümana farz olan Ramazan orucunu bazı nedenlerden dolayı tutamayanların kaza etmeleri veya fidye vermeleri gerekiyor.
Din İşleri Yüksek Kurulu, 2022 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2023 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan süre için fitre miktarının 40 TL olarak belirlendiğini açıkladı.
KEFARET GEREKTİREN DURUMLAR
Yolculuk, hastalık gibi meşru bir mazerete dayalı olarak bozulan orucun, sadece kazası gerekir.
Ayrıca, abdest alırken boğaza su kaçması gibi kasıt olmaksızın yemek-içmek; çiğ pirinç gibi beslenme amacı ve anlamı taşımayan, yenilip içilmesi mûtat olmayan veya toprak gibi insan tabiatının meyletmediği şeylerin yenilip içilmesi orucu bozup, sadece kazasını gerektirir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 259, 267-270).
Keffâret ve adak oruçları ile nâfile oruçların başlanıp bozulması durumunda kazâ edilmeleri gereklidir.
Ramazan’da bir mazeret olmaksızın tutulmayan oruçlar, gününe gün kaza edilir. Ancak mazeretsiz olarak Ramazan orucunu tutmamak büyük günahtır.
Cinsel birleşme dışında tatmin, ağza giren yağmur, kar veya dolunun istemeyerek yutulması, abdest alırken, yıkanırken veya yüzerken suyun istemeyerek yutulması, kasten ağız dolusu kusulması orucu bozar ve bozulan orucun kaza edilmesini gerektirir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 256-259, 263).
İmsak vaktinin girip girmediği konusunda şüphesi bulunan kimse yiyip içmeye devam ederken o esnada ikinci fecrin doğmuş olduğu ortaya çıksa, oruç bozulur ve kazâ edilmesi gerekir.
Aynı şekilde güneşin battığını zannederek iftar ederken güneşin henüz batmadığı anlaşılsa yine kazâ gerekir (Merğînânî, el-Hidâye, II, 277-278).
Unutarak yiyip içtikten sonra orucunun bozulmuş olduğu zannıyla veya gece niyetlenemeyip gündüz niyetlendikten sonra, gündüz yapılan bu niyetin niyet sayılmayacağı zannıyla günün geri kalan kısmında bilerek bir şey yiyip içmek veya cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir.
ORUCU BİLEREK BOZMANIN KEFARETİ
Meşru bir mazeret bulunmaksızın yemek içmek , cinsel ilişkide bulunmak orucu bozar ve bu şekilde bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Eğer bu şekilde bozulan oruç Ramazan orucuysa kefaret orucu tutmayı gerektirir. Kefaret orucu tutmayan kişi bunun yerine 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün boyunca doyurmalıdır.
MAZERETSİZ ORUÇ TUTMAMANIN HÜKMÜ
Oruç için fidye verilmesi, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar için geçerlidir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabenin uygulaması, fidyeden bahseden âyetteki “oruç tutmakta zorluk çekenler.” (Bakara, 2/184) ifadesinin yalnızca yukarıda sayılan kimseleri kapsadığını göstermektedir. Buna göre, oruç tutmaya gücü yettiği hâlde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur (Müslim, Sıyâm, 149,150).
Mazeretsiz oruç tutmayanların, tutmadıkları oruçları kaza etmeleri ve tövbe istiğfar etmeleri gerekir.
Ayrıca, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, fidye vermiş bile olsalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları Hanefîlere göre kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyeler oruç borcunu düşürmez (Kâsânî, Bedâî’, II, 105; Merğînânî, el-Hidâye, II, 270).