10 yıldan biraz daha uzun bir süre öncesine kadar, genel olarak insan vücudunda yaşayan bakterilere karşı ilgi oldukça düşüktü ve bağırsak florası, sadece sindirim rahatsızlığı yaşadığımızda hatırladığımız bir olguydu.
Ancak bu geçmişte kaldı ve 2007 yılında ABD'nin İnsan Mikrobiyomu Projesi'ni başlatısıyla beraber dünyanın çeşitli bölgelerinde mikrobiyom araştırmaları arttı. Bizimle birlikte yaşayan mikroorganizmaların sağlığımız üzerindeki olağanüstü etkileri ortaya çıktıkça, mikrobiyota dünya çapında milyonlarca takipçisi olan tartışılmaz bir "yıldız" haline geldi. Ancak bitkilerde, toprakta, sularda bulunan ve soluduğumuz oksijenin üretiminin, bitkilerin büyümesi için azotun toprağa sabitlenmesinin veya sütün yoğurtlaşmasının arkasında bulunan çevresel mikrobiyomu da unutmamalıyız.
Burada bizi en çok ilgilendiren şey, mikrobiyomun hangi durumlarda patolojik ve hangi durumlarda sağlıklı olduğunu bilmektir, çünkü bilimin kanıtladığı gibi, sağlıklı bir diyet yoluyla bağırsak florasını iyileştirmek bizim elimizde veya daha doğrusu ağzımızda.
İşte bağırsak florasının vücut üzerindeki kanıtlanmış 5 etkisi:
BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİR
Potansiyel olarak zararlı birçok mikroorganizma vücuda yiyecek yoluyla girebilir ve bağırsak bunlar için güçlü bir savunma sistemidir. Bağırsak mukozasında patojenleri tanıyabilen ve bunlarla savaşabilen lenfatik foliküller bulunur. Bağırsaktaki faydalı bakteriler de bu düşmanları etkisiz hale getirmek için laktik asit gibi maddeler üretebilir. Sağlıksız bir diyet, bağırsaktaki iyi bakterilerin sayısının azalmasına ve sonuçta sağlığın zayıflamasına neden olur.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için sebze, bakliyat, kefir ve yoğurt gibi doğal ve bağırsaktaki iyi bakterilerin sayısını artıracak lif zengibi besinlerin tüketilmesi tavsiye edilir.
MUTLULUK ÜRETİR
Kim korku veya endişe durumlarında bağırsak rahatsızlıkları yaşamamıştır? Bağırsak, bağırsak-beyin ekseni aracılığıyla beynimizin duygusal merkezi ile sürekli iletişim halindedir ve bu, bağırsak bakterilerinin ve psikolojinin birbirini etkilediği anlamına gelir. Bağırsak iyiyse, vücut yiyeceklerden daha fazla besin emer ve beyin iyi olduğumuzu algılar. Sonuç olarak, bizi iyi bir ruh haline sokan sağlık hormonu olan serotonin üretimini arttırır. Aksi durumlarda, bağırsak florası depresyonu tetikleyebilir.
KİLO VERMEYE YARDIMCI OLUR
Bağırsak bakterileri hem kilo aldığımızda hem de kilo verdiğimizde kilomuz için belirleyicidir. Burada uzmanlara göre "Akkermansia bakterileri" tartışmasız baş karakterdir. Kilo alımını önler, kan kolesterol seviyelerini düşürür ve metabolizmayı uyarır. Yaban mersini veya nar gibi meyvelerin, bağırsağın daha fazla Akkermansia bakterisi üretmesine yardımcı olduğu bilinmektedir.
Atıştırmalıklar veya tatlılar gibi fazla şekerli yiyecekler, genellikle bağırsaktaki kötü bakterileri besler ve daha hızlı çoğalmalarına neden olur, böylece kilo almamıza neden olan bir sarmal içine gireriz.
CİLT SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRİR
Cilt, organizmanın içindeki hormonlar, bağışıklık ve metabolik süreçlerin karmaşık etkileşimi gösterir. Bunlar da beslenmemize bağlıdır, bu nedenle yediklerimiz cildi etkiler ve bağırsak floramız dengedeyse onu doğrudan ciltte yansıtırız.
Peki, cildimiz için hangi diyet iyidir? Baklagiller bakımından zengin (lif içeriği için), düşük şeker ve tuz içeren, kekik, zencefil, tarçın , biberiye ve zerdeçal gibi baharatların kullanıldığı yeterli ve dengeli bir diyet cilt için iyidir. Bağırsak mikrobiyal çeşitliliğini destekleyen polifenollere sahip balıklar (omega-3 yağ asitleri içeriği nedeniyle), sebzeler ve meyveler de çeşitlendirilerek tüketilmelidir.
UYKUYU KOLAYLAŞTIRIR
Melatonin (uyku hormonu) ve nörotransmitter GABA uyku ve uyanıklık ritmini etkilemektedir. Bu iki madde beyinde ve bağırsakta yapılır. Bağırsak florasının sağlıksız olması, ne melatoninin ne de GABA'nın yeterli miktarlarda üretilmediği için daha düşük bir uyku kalitesine neden olur. Probiyotiklerde bulunan laktik asit ve bifid bakteriler mikrobiyal dengeyi iyileştirir ve böylece uykuyu iyileştirir.
Uzmanlar, bağırsak florasının bileşiminde sağlıklı bir yaşam tarzının önemi üzerinde ısrar ediyorlar ve bunun fiziksel aktivite, toksik maddelerin tüketiminden kaçınma ve sebzelerin ağırlıklı olduğu dengeli bir diyet izleme ile gerçekleşebileceğini söylüyor.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış