TÜİK'in 'İstatistiklerle Gençlik 2020' araştırmasına göre, 2016 yılında 15-24 yaş arası genç nüfusta obezite oranı yüzde 3,8 iken bu oran 2019 yılında yüzde 4,6 oldu.
Türkiye, sağlık araştırması sonuçlarına göre 2016 yılında 15-24 yaş arası genç nüfusta obezite oranı yüzde 3,8 iken bu oran 2019 yılında yüzde 4,6’ya yükseldi. Genç nüfusun obezite oranı cinsiyete göre incelendiğinde ise erkeklerde 2016 yılında yüzde 3,5 iken bu oran 2019 yılında yüzde 4,8'e, kadınlarda da 2016 yılında yüzde 4,1 iken 2019 yılında yüzde 4,5'e yükseldi.
TÜRKİYE'DE OBEZİTE ORANLARI YÜKSEK
Obezite oranları tüm dünyada hızla yükselmeye devam ediyor. Türkiye’de ise obezite oranları dünya ortalamasına göre daha fazla. Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında obezite sıklığı açısından üçüncü sıraya yükseldiğini ifade eden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mazhar Müslüm Tuna, "Obezite hem erişkinlerde hem de çocukluk çağında artıyor. Çocukluk çağı obezitesi erişkinlere göre daha riskli ve daha uzun yıllar obezitenin getirdiği sorunlarla ve obeziteyle mücadele etmek zorunda kalıyorlar" diye konuştu.
Obezitenin en önemli sebeplerinin beslenme bozuklukları ve hareketsiz bir yaşam olduğunu belirten Doç. Dr. Tuna, hastalıklara bağlı oluşan obezitenin yüzde 1-2 civarında görüldüğünü ve genel olarak, hastalarda görülen durumun ekzojen obezite denilen çok yemeye ve yenileni yakmamaya bağlı olarak vücutta yağ miktarının artması olduğunu söyledi.
TELEVİZYON, DİYABET VE OBEZİTE RİSKİNİ ARTIRIYOR
Çocukların erken saatlerde okula gittikleri için sabah kahvaltı etmediğini, okulda çok fazla abur cubur gıdalar yediğini ve anne ve baba çalıştığı için ev yemekleri yapımında azalma olduğunu kaydeden Doç. Dr. Tuna, "Kalorisi yüksek, tatlandırılmış, katkı maddeli ve besleyici değeri düşük gıdalar çok fazla tüketilmeye başlandı. Karbonhidrat tüketimi ve bazı kimyalasallarla zenginleştirilmiş gıdalar vücutta bazı hormonları aktive ederek mutluluk hissi veriyor. Bu his kişilerde aynı tarz gıdaları tüketmeye teşvik ediyor. Ayrıca karbonhidrat tüketimi ne kadar artarsa insülin direnci artıyor, açlık hisside o derece artıyor." ifadelerini kullandı.
Çağımızın en önemli sorunlarından birisinin de hareketsizlik olduğunu dile getiren Tuna, teknolojik aletlerinin karşısında çok fazla zaman geçirildiğini hatırlatarak, "Günde iki saatin üzerinde televizyon izlemek hem diyabet hem de obezite riskini belirgin olarak artırıyor. Öğün sırasında televizyon izlemekte bilhassa çocuk ve gençlerde sakıncalı.Günde sekiz saatin altında uyuyanlarda ve kalitesiz uyku uyuyanlarda obezite daha sık görülüyor." şeklinde konuştu.
KORONAVİRÜSÜ DAHA AĞIR GEÇİRİYORLAR
Obezite ile tek başına ilaç ve ameliyatla mücadele etmenin mümkün olmadığını ifade eden Doç. Dr. Tuna, diyet ve egzersiz sorununu çözersek obezite ile mücadele edebileceğimizi söyledi.
Obez hastaların koronavirüsü çok daha ağır geçirdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Tuna, yoğun bakıma yatış oranları, mekanik ventilasyon uygulamaları ve ölüm riskinin obez kişilerde daha yüksek olduğunu, bu nedenle bu süreçte obez bireylerin maske, mesafe ve hijyen kurallarına daha fazla dikkat etmeleri ve aşı olmaları gerektiğini belirtti.
Tuna, bu süreçte obez kişilerin kilo vermelerinin şiddetli enfeksiyon gelişme riskini azaltacağını söyledi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış