Fazla kilolarınızdan kurtulmaya karar verdiniz ve ciddi bir tıbbi denetimden geçtiniz. Doktorunuz sorununuzun nedenini (veya nedenlerini) belirledi.
Kilo yönetimi ekibinde bulunan diyet uzmanının hazırladığı beslenme listesine, aktivite uzmanının önerdiği aktivitelere ve doktorunuzun tavsiyelerine eksiksiz uyuyor, söylenen her şeyi yapıyorsunuz ve her şey yolunda gidiyor. Kilolarınız azalıyor, yağlarınız eriyor.
Ama 3-4 hafta sonra kilo kaybının yavaşladığını öğreniyorsunuz. Canınız sıkılıyor, keyfiniz kaçıyor. Sakın üzülmeyin! Bu normal, fizyolojik, yani beklenen bir gelişmedir. Nedeni, vücudunuzun “kendini koruma” mekanizmalarını devreye sokmasıdır.
Kilo kaybını yavaşlatan ilk çabalar, tiroid bezinden geliyor. Salgıladığı T3 ve T4 hormonları ile bu 25 gramlık küçücük iç salgı bezi, metabolik hızınızı derinden etkiliyor. Kilo verince tiroid bezinizin T4 hormonunu T3 hormonuna dönüştürme yeteneği bozuluyor, metabolik hız düşüyor. Metabolizma yavaşlayınca kilo verme de yavaşlıyor, bazen durma noktasına geliyor.
Sonra pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu da devreye giriyor. ınsülin hormonunun arttığı durumlarda ortaya çıkan açlık duygusu, kilo verme sürecinde diyete uyumu güçleştiriyor, kilo kaybını başarısız hale getiriyor. Bu süreçte Ghrelin, Leptin gibi hormonlar da etkili.