
Son araştırmalara göre soğuk ve kuru hava, insanların kronik olarak susuz kalmalarına yol açarak enfeksiyonla savaşma yeteneğini azalttığını gösteriyor. Kışın su içmeyi unutmanız daha olasıdır çünkü sıcak hava ve ter varlığı olmadığı için sürekli susuz kalma durumunda olduğunuzu fark etmezsiniz. Uzmanlara göre, sonbahar ve kış, bağışıklık sisteminizi desteklemek ve vücudunuza enfeksiyonlarla mücadele yeteneği kazandırmak için en önemli hidrasyon (sıvı desteği) mevsimleridir.
Diyetisyen Serkan Sıtkı Şahin'e göre, yeterince su içmek günlük yapılacaklar listenizde yüksek öncelik olmalıdır. Özellikle kışın susuz kalmak, düşük enerjiye, ruh hali dalgalanmalarına ve bitkin hissetmenize neden olabilir. Dyt. Şahin, "Su, susuzluğunuzu gidermekten çok daha fazlasını yapar, çünkü bağışıklık sisteminiz de dahil olmak üzere vücuttaki tüm ana işlevler için gereklidir." ifadelerini kullanarak su içmenin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini anlattı.
ENFEKSİYONLARLA MÜCADELEYE YARDIMCI OLUYOR
Su sadece enerjiyi ve ruh halini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda bağışıklık sistemini destekliyor, toksinleri ve atıkları dışarı atıyor, sindirimi destekliyor, hafızaya yardımcı oluyor ve metabolizmayı destekliyor. Su ayrıca besin maddelerini vücuttaki tüm hücrelere ve oksijeni beyne taşır ve mineralleri, vitaminleri, amino asitleri, glikozu ve diğer maddelerin emilmesine yardımcı olur. Esasında, vücudumuzun yüzde 60'ı sudur, bu yüzden yeterince su yoksa, her bir sistem alt düzeylerde çalışır.
Yeterli su tüketimi, sağlıklı bir bağışıklık sistemini sürdürmek için anahtar bir unsurdur. Bağışıklık sistemimiz kan dolaşımımızdaki besin maddelerine büyük ölçüde bağımlıdır ve yeterli su alımı, bu besinlerin vücutta dolaşmasına izin verir.
Bağışıklık sistemi ile besinler ve vüdunuzun atıkları nasıl attığı arasında karmaşık bir ilişki vardır. Yeterli su, bağışıklık sisteminde T hücreleriniz tarafından tanınan ve böbrekleriniz tarafından filtrelenen toksinleri veya viral istilacılar gibi yabancı maddeleri faha verimli şekilde atmanıza yardımcı olur.
Yaz mevsimi, daha sık içtikleri için insanların en çok susuz kaldıkları mevsim değildir. Yaz aylarında terlemeden kaybettiğimiz sıvıların yerini doldurmayı hatırlayabiliyoruz. Ancak soğuk hava, yoğun egzersiz yapıp terleseniz bile susadığınızı daha az belirgin hale getirir, bu nedenle daha az içersiniz. Araştırmalar, soğuk havalarda vücudumuzun susuzluk tepkisinin hem istirahatte hem de hafif ila orta yoğunluklu egzersiz sırasında yüzde 40'a kadar zayıfladığını gösteriyor.
Daha soğuk hava aynı zamanda kuru havanın dolaşımına neden olacak şekilde iç ortam ısısının artırılması anlamına gelir. Artık çoğumuz evden çalıştığımıza göre, sürekli olarak sıcak bir ortamdayız ve bir araştırmaya göre bu kuru sıcaklık, insanların sıvı alımını artırma ihtiyacına neden olabilir.
Bu arada, kapsamlı bir araştırmaya göre, beyniniz size susadığınıızı farklı yollarla anlatmaya çalışambilir. Susuzluk, baş ağrısı, enerji eksikliği ve huysuzluk gibi farklı şekillerde kendini gösterebilir.
Herkesin günlük içmesi gereken su miktarı, kilosuna bağlı olarak değişir. Hepimiz benzersiziz. Vücudunuzun günlük olarak ne kadar suya ihtiyaç duyması konusunda farklı faktörler rol oynuyor. Herhangi bir rahatsızlık söz konusu olmadığında yaklaşık olarak günde 2,5 litre su tüketimi idealdir.
SUSUZ KALDIĞINIZI NASIL ANLAYABİLİRSİNİZ?
Vücutta yeterince su yoksa, ağız kuruluğu ve çatlamış dudaklar, genel yorgunluk yaşarsınız, hatta biraz baş dönmesi bile yaşayabilirsiniz ve idrarınız normalden daha koyu olur. Günün sonunda hızlı bir değerlendirme de şunu söyleyecektir; Dört kereden daha az idrara çıktıysanız, yeterince su içmiyorsunuz demektir.
Susuz kalmamak, bağışıklığı artırmak ve enfeksiyonla savaşmak için bu 3 basit ipucunu deneyin.
1. Güne kahve yerine büyük bir bardak su ile başlayın
Kahve antioksidanlarla doludur ve bu sizin için harikadır. Ancak en iyi hidrasyon durumunuz için güne sıcak veya oda sıcaklığında bir bardak su ile başlayın. Çünkü bu, sindirim sisteminizi çalışmaya başlatacak ve vücudunuzun günün başından itibaren detoks yapmaya başlamasına yardımcı olacaktır. Uyuduğunuz saatlerde hiçbir şey içmediğiniz için farkında farkında olmadan güne susuz başlarsınız. Ayrıca kafein bir idrar söktürücüdür, bu da idrara çıkmayı teşvik ettiği anlamına gelir, bu yüzden bir fincan kahve içmeden önce su içmek, kafeinin vücudunuz üzerindeki etkisini azaltmanın bir yoludur.
2. Suyu limon veya portakal gibi meyvelerle doldurun
Suyu sevmiyor musunuz? Sürahinizi çeşitli meyvelerle doldurabilirsiniz, böylece zorla içiyormuşsunuz gibi hissetmenize gerek kalmaz. Böylece bütün gün yudumlamak isteyeceğiniz ferahlatıcı bir içeceğin tadını çıkarabilirsiniz. En iyi yanı, suyunuza limon gibi besinler ekleyerek ekstra bir C vitamini artışı elde edebilmenizdir. Meyveyi doğrayın, bir sürahi su ekleyin ve demlenmesine izin vermek için bir gece bekletin.
3. Soğuk günlerde oda sıcaklığında veya ılık su için
Havalar soğuduğunda kendinizi sıcak olmayan bir şey içmeye ikna etmek zor olabilir. Bunun yerine limonlu ılık su veya oda sıcaklığında su içmeyi deneyin. Soğuk su vücut ısınızı düşürür ve soğuk havalarda bu hoşunuza gitmeyecektir. Oysa oda sıcaklığında veya ılık su içmek vücut ısınızı ve sıcaklığınızı korur.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış