Tıp diyorki: Kızlık zarı bekaretin garantisi değil

Uğruna cinayetler işlenen kızlık zarı için "Yalnızca embriyonik bir atık" diyen ve bekaretin simgesi olamayacağını söyleyen Prof. Dr. Uludağ soruyor: Kızlık zarı yerinde durduğu halde cinselliğini farklı şekilde yaşayanlar için 'bakire' demek doğru olabilir mi?.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Seyfettin Uludağ, kızlık zarı ve bekaret tabularıyla ilgili soruları yanıtladı:

* Kızlık zarı bekaretin simgesi mi?
Bekaretin simgesi yalnızca embriyonik bir atık olamaz. Kızlık zarı yerinde durduğu halde cinselliğini farklı şekilde yaşayanlar için 'bakire' demek doğru olabilir mi? Ayrıca kadınların yüzde n0'ında, hatta n5'inde kızlık zarı yırtıldığı halde kanama olmayabilir. Bazılarında ise kızlık zarı elastik yani esnektir, ilişki yaşansa bile kızlık zarı bozulmaz hatta doğum sırasında bozulur. Bu nedenle kızlık zarı bekaretin simgesi olamaz.

* Kızlık zarı diktirme Türkiye'de sosyal bir durum; doktor bu konuya nasıl yaklaşmalı?
Tarihin ilk çağlarından beri, kadının ilk cinsel ilişkisinde kan gelmesi bekaretin bir simgesi olarak görülmüştür. Bazı kadınları Tanrıçalaşma mertebesine kadar yüceltirken, bir grup kadının da hiç kusuru yokken aşağılanmasına sebep olmuştur. Bu düşünce ve yaklaşım hala devam ediyor. İnsanların kafasında 'kızlık zarı' tabusu var, bundan kurtulmaları gerekli. Doktor, kızlık zarını diktirmek için kendisine başvuran hastaya üşenmeden bunları anlatmalı.

* Doktor; kendisine bu taleple başvuran hastanın öyküsünü dinleyip ona göre mi karar vermeli?
Kızlık zarının bir önemi olmadığını anlatarak, bakireliğin ve sadakatin insanın beyninde saklı olması gerektiğini öncelikli olarak anlatıp, hastayı gelecekte yaşayacağı böylesi bir ikilem içine sokmamalıdır. Ve dolayısıyla üçüncü şahısların aldatılmasına alet olmamalıdır. Evlilik yaşamında her şeyi kızlık zarına endekslemesinin doğru olmadığı belirtilmelidir. Hastanın öyküsünü dinlemesi gerekir. Jinekolog da olsa psikiyatrist de olsa, plastik cerrah da olsa bu taleple kendisine gelen hastanın öyküsünü dinlemeli. Ama kızlık zarını dikmek etik değil.

* Genç kız bakire olmadığı için öldürülecekse ve büyük ceza çekmek zorunda kalacaksa yine de sizce bu girişimde bulunmamalı mı?
Bunun yolu kızlık zarını dikmek olamaz. İnsanları eğitmek bunun yolu. Buna vicdani ve etik kurallar karar verir. Ama şartlar ne olursa olsun doktor etik olarak kızlık zarını dikmemeli. Aksi takdirde doktor aldatmaya ortak oluyor demektir.

Kızlık zarı bir organ değildir


* Devlet tecavüze uğramış genç kızlara kızlık zarı diktirme hakkı tanımalı mı?
Kızlık zarı bir organ olmadığı için tamiri ve tedavisi gerekmez. Tecavüz bir kadın için önemli bir psikolojik taravma yaratır. Yaşanan bu travma sonrası ortaya çıkan stres, kadın ve aile yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşabilir. Bu yüzden devlet, kadının psikolojik yardım almasına destek olabilir ama kızlık zarı onarımında devreye girmesi gereksizdir. Tecavüzün belgelenmesi aynı zamanda masumiyetin ve bekaretin belgesidir. Bunu saklamanın, hatta bunu saklamak için kızlık zarını dikmenin bir anlamı yoktur.

* Dünyada kızlık zarı diktirme olayı nasıl karşılanıyor?
Avrupa, ABD ve İskandinav ülkelerinde, orta öğretim çağındaki kızlara (12-1n yaş) cinselik konusunda bilgiler veriliyor. Onların sorunu, genç yaşta cinsel ilişki yaşayan çocuklar. Bu da yanlış ama kızlık zarı sorunu daha çok bizim ve Doğu toplumlarının sorunu.

Kızlık zarını anal seksle koruyorlar

Cinsel Eğitim ve Araştırma Derneği (CETAD) için hazırladığı 'kadın cinselliği' araştırmasında bekaret tamirleri konusuna yer veren Prof. Dr. Şahika Yüksel'in ortaya çıkardığı çarpıcı sonuçlar:

* Kızlık zarı bekaretin simgesi olamaz. Araştırmalar; toplumun yüzde 43'ünün, bakireliği korumak için oral ve anal seks yapabileceğini savunduğunu gösteriyor. Aynı araştırmalar; toplumda her on kişiden birinin 'erkekler için çok önemli ise kadınların bekaret zarlarını diktirerek evlenmelerinde bir sakınca yoktur' görüşünü savunduğunu ortaya koyuyor.

Doktorlar İkilemde kalıyor

* Bekaret tamirleri, tıp meslek erbabı açısından da son derece sorunlu alanlar. Hekim, hastasının talebi karşısında kendisine göre tıbben hiç gerekli olmayan böyle bir müdaheleyi yapmak ya da yapmamak arasında kalıyor. Bazı hekimler bu konuda tutucu bir görüş sahibi oldukları ve bekarete önem verdikleri için bu müdahaleyi 'müstakbel eş'i kandırmak şeklinde değerlendirebiliyor ve başvuruyu geri çeviriyor. Bazı hekimler ise genç kadının bu dezavantajlı dumundan yararlanıp gerekenin çok çok üstünde ücret talep ediyor.

* İngiltere'de de bu tartışma yaşandı. İngiliz doktorların bazıları, Müslüman ülkelerin örf ve ananelerine uygun olduğuna göre Müslüman ve geleneksel aileden gelen kızlara beraket tamiri yapılmasını etik olarak sorunlu görmediklerini açıkladılar. Ama aynı işlemin İngiliz asıllı kızlar için bilim etiğine uygun olmadığına karar verdiler. Bu örnekten de anlaşıldığı gibi uygun olmayan kararlar ve değerlendirmeler kadın aleyhine çok kolay benimsenebiliyor.

'Bekaret tabusu Arabistan'da yıkılır Türkiye'de asla'

Adının ve çalıştığı hastanenin açıklanmasını istemeyen; uzun yıllardır Doğu'daki en uç illerden Hakkari'de jinekologluk yapan doktor, tanık olduklarını anlatıyor...

* CETAD'ın araştırmasına göre Türkiye'nin yüzde 70'i bekareti namus kabul ediyor; Doğu'da bu oran ne kadar? Yüzde 100'dür! Bekaret buralarda olmazsa olmazdır. Bekaretini kaybetmiş bir kızın yaşam şansı yok denecek kadar azdır ve bekaret de 'kızlık zarı'dır. Bunu burada kolay kolay yıkamazlar; mümkün değil. Suudi Arabistan'da bile yıkılır ama Türkiye'de yıkılmaz...

* Doğu toplumunda bir genç kız için bekaretini evlenmeden kaybetmek mi daha zor, yoksa bunun duyulması mı? Kaybetmek çok zor bir durum ama duyulması 'ölüm' anlamına gelir.

* Kızlık zarı diktirmek için hastalarınız gelir mi? Hayır böyle bir şey için kesinlikle bize gelmezler. Çünkü Doğu'daki bütün özel ve resmi hastanelerde çalışan personelin yüzde 70'i yerlidir. Yani operasyon kesinlikle duyulur. Bu yüzden kızlık zarı diktirecek olanlar başka illere gidiyorlar.

* Size zor durumda bir genç kız gelse ve öldürüleceğini bilseniz, kızlık zarını dikmez misiniz? Bu çok ciddi bir sorun. Bu tür bir şey için ağlayarak bütün sülalecek gelseler yine de ben doktor olarak yapmaya cesaret edemem. Trilyonlarla gelseler bile burada yapılmaz! Çünkü burada duyulur ve doktor olarak biz de suçlanırız.

* Doğu da kadınlar cinselliklerini yaşayabiliyorlar mı; örneğin size hiç 'orgazm sorunu yaşıyorum' diyerek bir kadın geldi mi? Gelen var, ama onlar da kocalarının zoruyla geliyorlar. Cinselliğe önem veren bazı ailelerde erkekler sorunu olan kadınları kolundan tutup hastaneye getiriyor. Çünkü buralarda erkek, cinsel yönden hocalık yapar ve cinsellik önemlidir. İstanbul'daki cinsellik burada da var.

* Kumayı kabullenenler aslında cinsel olarak kocasını istemeyen kadınlar olabilir mi? Hayır mümkün değil. Kabullenme, mecburiyet olduğu için. Üç dört kuma bir arada yaşayan kadınlar var. 'Ben ilk karısıyım saygı duyar, ben sonuncuyum beni çok sever' diyerek aralarında anlaşıyorlar. Birbirleriyle en ufak bir dalaşmalarını görmedik.

* Tabular yüzünden cinsel yolla bulaşan hastalıklar Doğu kadınında daha mı az görülüyor? Burada da cinsel yolla bulaşan hastalıklar var. Erkeklerin cinsel yaşantısı özgür, dolayısıyla onlar bu hastalıkları eşlerine bulaştırıyorlar.