Tirebolu'da inecek var
Selen Kaldırım

Eski çeşmeleri, 130 yıllık Rum evleri, kilise döküntüleri, küçük bir yarımadanın üzerinde kurulmuş meşhur kalesi ve uzun tünelleri ile Tirebolu adeta bir sarmaşık. Yaz olsun, kış olsun, doymadım hiç Tirebolu'ya gelmeye. Giresun'un içinden geçerken hemen yolun üstünde. Denize nazır kalenin altındaki balıkçıda karalahana çorbası ve hamsi buğulama yedikten sonra 42 numaralı Tirebolu çayı içersin ve artık bu ilçeyi lezzetiyle, rengiyle, deniziyle, yeşiliyle, mavisiyle seversin.

Eskiden her yaz Trabzon'a, Rize'ye mutlaka bir giderdik. Karadeniz sahil yolu yapımında yolun ilçe merkezinden geçmeyen nadir ilçelerinden biri olsa gerek; Trabzon yolundayken Tirebolu’nun güzelliğini görememişim. Camdan kafamı uzatıp otobanın alt tarafında kalan deniz manzaralı evleri keserdim. Geç de olsa Giresun'un bu güzel ilçesini keşfedip, plajlarını gördükten sonra ''Neden bu kıyılarda yüzmeden bir yaz geçirdik?'' diye sormadan edemedim. Hırçın bir bahar koyunda balık yesek, merkezinde Tirebolu 42 çayını yudumlayıp, kalelerinde fotoğraf çekilsek tadından yenmez derim.

Meşhur çayın ismi de Giresunlu komutan Hüseyin Avni Bey’in kurmuş olduğu 42. Alay’dan geliyor. 42 Numara, onun Sakarya Muharebesi'nde kahramanlığını simgeliyor.

Tirebolu'da inecek var

İPEK SİNEMASI'NDA KADIN MATİNALARI YAPILIRDI

Annem bahsederdi; Tirebolu'da, fındık bahçelerinde çalışan Tonyalı Rumlar varmış önceden. Biraz daha yaklaşırsan, tarihinden Osmanlı, sokaklarında bir Paris kültürü göreceksin. Anlat anlat bitmez Tirebolu; yayla şenliklerinin, fındık festivallerinin sürekli sözü geçerdi. ''Eski kent kültüründe İpek Sineması vardı. İlçenin yarısı kilise, yarısı ilave binaydı. Pazarları kadınlara özel matina yapılır, iki film oynatılırdı.'' Diye anlatır neneler. Bugün git, gör Tirebolu'yu; tek bir taş bile kalmış olsa, hepsi duruyor orada.

Tirebolu'da inecek var

Giresun’un şirin mi şirin kıyı ilçesi kültürel dokusuyla Karadeniz kıyısındaki birçok kasabadan ayrılıyor. Dağlara, ovalara serpilmiş obalarda yaşam en doğal haliyle devam ediyor. Hem bu kadar doğal, hem bu kadar modern olması tavlıyor insanı. İlkel bir köy ortamı gelmesin öyle aklına; Tirebolulu nasıl yaşayacağını iyi biliyor.

Ne zaman kurulduğunu kesin olarak bilmesek de, kale-şehir olarak gelişme gösteren Tirebolu, adını “Üç Şehir” anlamına gelen Tripolis’ten alır. Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon'u fethi sırasında Tirebolu, İmparatorluğun elinde bir kaleydi. Kültür şoku ya da klasik bir Karadeniz şehri bekleme. Tirebolu hem kaleleriyle, hem de kültürüyle başka bir dünya. Her manzarasında bir 'sur' fotoğrafı çeker sana.

Tirebolu'da inecek var

Osmanlı idaresi altında sakin bir hayat geçiren ilçe güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Ne yozlaşmış, ne tükenmiş... ''Deniz gören insanların şehri'' diyorum ben Tirebolu'ya. Öyle ya; Şehirde güneşin batışını izlenirken usta ellerce hazırlanmış nefis balık çeşitlerini tatmak, günün bütün yorgunluğunu plajlarda atmak insanların yüzüne yansımış.

Tirebolu'da inecek var

BEDRAMA KALESİ

Tirebolu ilçe merkezine 8 km uzaklıkta bulunan Örenkaya Köyünde yer alan Bedrama Kalesi, yıllar boyunca Karadeniz’i düşman işgalinden koruyan bir gözetleme noktası olarak kullanılmış. Harşit Vadisine hâkim yüksek tepede duran kale, kim tarafından ne zaman yapıldığını bilmiyoruz. Köklü bir tarihi geçmişe sahip Bedrama Kalesi'nden günümüze sur duvarları ulaşabilmiş.

Tirebolu'da inecek var

Kalenin gördüğü en son kuşatma ise Ruslar tarafından gerçekleştirilmiş. Karaahmetli Köyü’nü işgal eden Ruslar, Harşit Çayı’nı geçemedikleri için Bedrama Kalesi’nden Çatalarmut Tepesi’ndeki Türklerle savaşmak zorunda kalmışlar. Rusların bu dönemde Karaahmetli Köyü’ndeki evlerde de konakladıkları söyleniyor. Hatta bu evlerden halen ayakta kalanları bile var.

İşte böyle yemyeşil bir patikadan çıkıyorsun tepeye. Yolun sonunda güzel bir manzaran olacak. Kaleler memleketi Tirebolu'da Andoz Kalesi'ni de gezi rehberine ekleyebilirsin.

Tirebolu'da inecek var

TİREBOLU KALESİ (SAINT JEAN)

Tirebolu ilçe merkezinde üç tarafı deniz ile kaplı bir tepe üzerinde yer alan Tirebolu Kalesi; adını üç şehir demek olan Tripolis'den alır. Tirebolu Kalesi 13'üncü Yüzyılda Bizans döneminde inşa edilmiş. Doğal bir kaya üzerinde yer alan Tirebolu Kalesi deniz ile tarihi birleşim muhteşem bir güzelliği var. Kaleden günümüze sur duvarları, kuleleri ve kale içinde mezar taşları kalmış.

Buraya gelip de şu kalede bir fotoğraf çekilmeyen tanımıyorum ben. Tirebolu'nun fenomeni gibi. Her kentin bir simgesi vardır. Tirebolu'yu kalesinden tanırlar.

Tirebolu'da inecek var

Şu kalenin bir de gün batımıyla olan pozunu gör...

Tirebolu'da inecek var

GÖZDE YAZLIKLARI: KUM PLAJI

Şehrin tarihi kaleleri kadar popüler bir rota varsa, o da plajları. Halk, yazın güneş tepeye çıktı mı sahile iner, evinden getirdiği yiyeceklerle pikniğini yapar, çocuklar şen şakrak kumda oynar. Karadeniz'de kumlu bir plaj kültürü her yere nail olmaz. Tirebolu çevre bölgeden gelen Karadenizlilerin de uğrak noktası. Sahil boyunca devam eden uzun bir yürüyüş parkuru var. Bulduğun boş alanlarda dilersen  kamp da yapabilirsin.

Karadeniz bölgesindeki plajlar genellikle kumsuz olmasına karşın, bu plaj adeta bir kum şöleni. Yaz aylarında bu plajlardaki kalabalığı görenler sanki Antalya plajlarında olduklarını hissediyorlar. İnsanlar zor bir kış geçirdikten sonra, bu güzelim kıyılarda denize girip, kum sefası yaparak, bir yıllık yorgunluğu gideriyorlar. Burada yaz aylarında çeşitli spor etkinlikleri de düzenleniyor.

Tirebolu'da inecek var

Masmavi denize ve muhteşem kumsallara sahip Tirebolu Plajları şunlar: Tirebolu Belediye Plajı, Kaynarca Plajı, Beygirkumu Plajı, Yılgın Plajı, Körliman Halk Plajı, Yalıköy Plajı ve Bada Plajı.

KIŞIN MEYDANA KAR ÇOK YAKIŞIR

Mavi ve Yeşilin buluştuğu nadide güzel ilçelerden birisidir Tirebolu. Tirebolu’nun kalbi burada atar. Çok hareketli ve canlı bir caddesi var. İnsanların modern tarzı dikkat çekiyor. Sokaklarında yürürken bir İzmir havası göze çarpıyor. Güneş tepedeyse gündüz vakti merkezde adım atacak yer olmaz. Kışın kar eteklerinin altında başka bir havaya bürünen ilçenin en güzel manzaraları da bu mevsimde çıkar.

Tirebolu'da inecek var

Tirebolu`daki eski konakların bazılarının 120-130 yılında olduğu bir gerçek. Bu evlerin bulunduğu sokaklarda tarihi buram buram hissetmek mümkün.

Yeniköy camii, 1880 yılına ait minaresi ile Çarşı Cami ve Belediye Hamamı, kıyıya yakın küçük bir adacığın üzerindeki taş ekmek fırını Tirebolu`nun görülmeye değer tarihi miraslarından sadece bir kaçı.

Tirebolu'da inecek var

OY YAYLALAR YAYLALAR...

Giresun’da yürüyerek yaylalara göç etmek eski ve unutulmayan bir gelenekti. Karadeniz yaylalarıyla tadını bir başka verir insana. Yazın da, kışın da doğasıyla dans eder insanlar. Çayır, çimen, alabildiğine yeşillik var bu ovalarda. Tabii bir de efsaneleri.

Hemen birini anlatayım: Yine böyle yaylaya göç eden kalabalık bir grup geceye yakalandığı için yol üzerinde konaklamaya karar vermiş. Gece beşikteki bebeğini emzirmek için uyanan bir kadın bütün ağaçların secde ettiğini görmüş. Bu olay karşısında çok şaşıran kadın, sabah insanlara göstermek için başındaki yaşmağı en büyük ağacın tepesine asmış. Sabah olayı duyan ve yaşmağı gören herkes o kadına inanmış ve o günden sonra başında yaşmak olan ağaçtan dolayı yaylanın adı ‘Yaşmaklı Ağaçbaşı’ diye anılmaya başlamış.

Tirebolu'da inecek var

İlçe sınırları içindeki yaylaları soracak olursan; Garigan, Olucak, Ağaçbaşı, Böğertlenbükü, Güvende, Karaovacık, Yaşmaklı, Ağaçbaşı ve Kazıkbeli Yaylası olarak karşımıza çıkıyor.

BİR KARADENİZ KLASİĞİ: ÇEŞMELER

Köklü bir tarih yapısına sahip olan Tirebolu`da bir çok tarihi çeşme bulunmakta. Çatal Çeşmesi, Gacan Çeşmesi, Selimağa Çeşmesi, Siyamoğlu Çeşmesi, Nalb zade Mehmed Tevfik bey tarafından yaptırılan İmamdüzü ve Karahasan zade Hasan kapudan tarafından yaptırılan Orta Çeşme bu değerli eserlerden bazıları.

Tirebolu'da inecek var

Selimağa Çeşmesi, Kumyalı, Yeniköy Mahallesi, gezilebilecek diğer yerler.

MAVİ GÖL

Giresun’a gelenler mutlaka Dereli ilçesine ve Kuzalan parkına uğrar. 3 tane gölün birleşiminden meydana gelen Sodalı Göl’ün, Karadeniz bölgesinde dere şeklinde akan ilk göl olması da ayrı bir özelliği. Hazır buraya kadar gelmişken, bu doğa harikası gölü görmeden dönmemeni öneririm.

Ayrıntılı bilgi için habere tıkla.

Tirebolu'da inecek var

Giresun'un soda harikası: Mavi Göl

Tirebolu'da inecek var