Leipzig tarihin müziği

Şehri ziyaret eden Tim Richards, Skylife Dergisi'ne bir gezi yazısı hazırlayarak Leipzig'te yaşadığı tecrübeleri anlattı: Öğle yemeğimi beklerken, yanıma önce kimin geleceğini merak ediyorum; akordeon sanatçısı mı yoksa garson mu? Leipzig’de Zill’s Tunnel adlı popüler restoranda otururken, dar sokağın her iki tarafındaki masaların arasında gezinen akordeon sanatçısını izliyorum.

Leipzig tarihin müziği

Sıkışık sandalyeler arasında dolaşan müziğine, masalara kurulmuş şemsiyelerden sızan gün ışığı eşlik ediyor.

CADDELER LABİRENTE BENZİYOR

Labirente benzeyen caddelere sıralanmış Rönesans, Barok ve sonraki dönemlerden kalma ihtişamlı binaları ve restoranlarıyla Leipzig’in bu bölgesi Drallewatsch olarak biliniyor.

Almanya'nın merak uyandıran kenti Leipzig

Müzik bir yana, sirke ve çeşitli otlarla marine edilerek pişirilmiş etin kırmızı lahana ve haşlanmış patates ile servis edildiği Sakson usülü sauerbraten'in keyfini çıkarıyorum. Zengin soslarla harmanlanmış yumuşak et oldukça leziz ve doyurucu.

Leipzig tarihin müziği

Drallewatsch bölgesi şehrin en çekici iki özelliğini bir araya getiriyor: Leziz yemekler ve şehir merkezinden eski pazar meydanına uzanan kemerli dar yollar. Bu caddelerin aynı zamanda Orta Doğu ile de bir bağlantısı var.

Leipzig tarihin müziği

Almanya’nın en eski kafesi üzerine inşa edilmiş Kahve Müzesi, Leipzig’in içeceklerle olan uzun soluklu bağının simgesi. Müze kapısının üzerinde kefiyeli bir adam heykeli bulunuyor.

MÜZEDE PEK ÇOK SERGİ BULUNUYOR

Sağlam bir görünüme sahip heykel, elinde tuttuğu kahve bardağını genç bir çocuğa uzatıyor. Heykel ve arkasındaki kahve ağacı, kahve çekirdeğinin kökeninin Arap yarımadasından geldiğini gösteriyor. Müzede pek çok sergi yer alıyor.

Leipzig tarihin müziği

Çoğu porselenden yapılmış kahve bardakları koleksiyonu oldukça ilgimi çekti. İlginç örnekler de yok değil; mesela bardağın sallanmasını önleyecek şekilde tasarlanmış “trombleur” kahve kupası ya da bıyık korumalı kahve fincanı gibi…

Leipzig tarihin müziği