Güzel memleketimizin Doğu Anadolu bölgesindeki yegânesi Elazığ gezi rehberi için bir gün ayırdık. Şehrin altından girip, üstünden çıktık; gezmesi yetti ama yemeklerin lezzeti damağımızdan gitmedi. Bu memleketin çayda çırasını dinledin, Harput köftesini yedin, belki uzun Toros yollarından geçtin ama bitmedi.
Yüksek dağların eteğinde bir engebede, samimi Anadolu kentlerinden birinde, genci, yaşlısı herkesin, her gün en az iki kez yolunun düştüğü Gazi Caddesi’ne, bir numaralı buluşma yeri Öğretmenevine ve kasketli dedelerin kahvehanesine davetlisin. Elazığ’ya feda edeceğin 24 saat için, bir ömür anlatacağın anılar biriktirmeni temenni ederim.
Elazığ rotamızın ikinci partıyla devam edelim.
HALK MÜZİĞİ GİBİ ŞEHİR
Kofik’i vardır Elazığ’nın bilir misin? Kuru biberidir memleketin. Bunun bir dolma yemeğini yaparlar ki, parmaklarını yersin. Türklüğün gelenekselliğin her halini, sokakta yürüyen amcaların tespihinden sayabilirsin. Türkülerde Fırat’ın yanık sözlerini az mı söyledi İzzet Altınmeşe. İşte Elazığ böyledir; halk müziği gibidir; buram buram Anadolu’dur, bayraktır, milliyetçidir. Modernlik ona göre değil, samimi olacaksın; yer sofrasında Harput çorbası içeceksin. Tanımadığın bir düğüne katılıp, davul ve gırnata dinleyeceksin.
Anadolu'yu buram buram koklayacağın Harput Evi'ni görmen taraftarıyım. Evlerin içi kendine özgü birer sanat galerisi gibi; antika, geleneksel ve yöresel.
ÖNCE GAZİ CADDESİ'NE, ORADAN HARPUT KALESİ'NE
Önce bir Gazi Caddesi’nde esnafa görüneceksin. İnsanının arasına karışıp şehri gözleyeceksin. Şimdi nereye mi; Harput’suz bir Elazığ tarihi gezilir mi hiç? Ulu Camii’de duanı eder, toprak üzerinde duran diğer tarihi yapılara biraz göz gezdirdikten sonra işin biter. Meryem Ana Kilisesi'nin iç mimarisi de dikkat çekiyor. Gezip gezmemek sana kalmış. MÖ. İnşa edilen bir yapıya saygım sonsuz ama, klasik bir tur rehberi olmak istemem. Buzluk Mağarası’nı göremezsen, darılma. Sen bu şehri koklamaya geldin; turist değilsin ya, buralar senin de memleketin.
(Harput Kalesi)
Elazığ'ın 'kulluk' olarak adlandırılan unutulmuş 'obo' geleneği. Şimdilerde köy sakinleri geleneğe sahip çıkmaya çalışsa da, zamanla kaybolan özelliklerden biri: Jenga oyununun Elazığ versiyonu.
HAZAR ÇEVRESİNDE DEMLİ BİR ÇAY MOLASI
Kapalı çarşısı, Çirçir’i, Abdullah Paşası ve tabii Hazar Gölü var listede daha. Saf berrak suyun doğanın kucağına yayılan görüntüsünü öyle bir al ki karşına, Elazığ’ın en güzel fotoğrafı için bas tuşa. Yakınlarında 25’e yakın tesis var; buralar sarmazsa, köylerin orda demli çay bitmeden birkaç esnafa uğra. İkramlarıdır…
ELEKTRİK BOMBASI: KEBAN
Keban’a geldik. Çırçır böceklerini bilir misin? İşte bu akan şelalenin adı buradan gelir. Bir de Şori şelalesi var ama Çirçir çok daha gidilesi. Suyun laciverti, dökülen yatağın dibine vuran sesi bir başka huzur verir. Uzat ayaklarını, yeşilliğin arasından süzülüp giden şelalenin filmini izle. Çok soluklanmak yok; hemen Keban Barajı Gölü’ne geçelim. 125 kilometrelik elektrik dünyasına hoş geldin. Balık tutmayı sever misin? Az ötede mesire alanı var; orada kızartır yersin.
ELAZIĞ'DA SIRADAN BİR YEMEK SOFRASI...
Yemek demişken, acıkmaya doymayacağın bir mönü hazırladım. Elazığ sofrana söyle gelsin: Gömbe, Orcik, Sırın, Lobik, Küncülü köfte, Kibe dolması, Dolanger, Patile, Harput Köftesi… Seçemedin mi? Bırak usta söylesin.
HAZAR BABA DAĞI'NDA KIŞ APAYRI
Kışın soğuğundan mı cayacaksın? Bu kadar engebeli bir şehirde dağ olur da kayak olmaz mı? Hazar Gölü kıyısında, 2347 m. yüksekliğinde olan Hazar Baba Dağı’nda 1999 yılında açılan kayak merkezi var. 2000 yılında mevcut teleski tesisi büyütülerek, kayak pisti geliştirilerek amatör ve profesyonel kayakçıların da aklını aldı. Kaymak gibi pistleri var; kar yığını bozulmaz kolay kolay. Yöre insanı da pek bir sevdi burayı; sen de seversin.
GOLAN KAPLICALARI
Peki kaymak sana göre değilse, düşüp kalkmak büyük zahmetse ne yapacaksın? Termal sularında kemiklerini çatırdatacak şifayla yanıp, kavrulacaksın. Golan Kaplıcaları’nın romatizma, nevrit, poli-nevrit, kırık-çıkık, kadın hastalıkları ve cilt hastalıklarının tedavisine iyi geldiği bir gerçek. Peri Nehri üzerinde bulunan bu keyifli kaplıcalara da ‘hayır’ demezsin…
ÇAYDA ÇIRA OLUR DA FESTİVAL OLMAZ MI
Gideceğin tarihi iyi seç, belki bir festivale denk gelirsin. Hazar Şiir Akşamları'nda dinletiye katılıp, Çayda Çıra Film Festivali'ne bir bilet alırsın. Leblebi, dut ve pekmez festivalinde gurmelik yapıp, Birvan Piri Davuk Şenliği'nde kurban eti yersin.
(Elazığ’da düzenlenen Uluslararası Çayda Çıra Film ve Sanat Festivali’ne katılan Türk Sineması'nın Sultanı Türkan Şoray da çayda çıra oynamıştı)
ORCİK'İN ŞEKERİ HATIRA KALSIN
Gerek tarihi gerek kültürel gerekse yöresel yaşamı bakımından çeşitlilik sergileyen Elazığ’dan eli boş dönmek olmaz. Elazığ Kapalı çarşısı'ndan Orcik şekeri, Çedene Kahvesi, Ağın leblebisi, çavdar çıra heykeli, cevizli sucuk, dokuma halı ve ağaç işlemeli hediyeliklerden birini alırsan, bir ömür hatırası kalır bu güzel memleketin.
(Kadim gelenek Orcik (Cevizli Sucuk) yapımı)
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış