Ertuğrul Fırkateyni, Japon Prensi Komatsu'nun Ekim 1887'de İstanbul'u ziyaretine karşılık dönemin Osmanlı padişahı tarafından Temmuz 1889'da Japonya'ya gönderildi.
Askeri diplomasi sahasında vazifesini yerine getirmesi sonrası fırkateyn, Eylül 1890'da dönüş yolunda, muhalif bir rüzgarla karşı karşıya kalıp, hasar alarak parçalandı ve Japonya'nın güneydoğu kesimlerinde battı.
Fırkateynin hüzünlü biten öyküsü, iki ülke arasındaki yakın dostluğun da başlangıcına vesile oldu.
Nesilden nesile aktarılan bu trajedi, iki ülke halkının kalbinde anısını korurken, kaza ve sonrasında Osmanlı leventlerinin yaşadıkları, Türk-Japon dostluğunun simgesi olarak 131 yıldır saygıyla hatırlanıyor.
609 MÜRETTABATLA YOLA ÇIKTI
1874'de İstanbul Tersanesi'nde inşa edilmiş ve üzerinde çeşitli çaplarda 25 top, iki torpido ve 240 civarında tüfek bulunan fırkateynin komutanlığına, dönemin Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa'nın damadı Albay Osman Bey tayin edilmişti.
79 metre boyunda, 15,5 metre eninde ve 600 beygir gücündeki fırkateyn, 56'sı subay 609 bahriyeli mürettebatıyla 14 Temmuz 1889'da İstanbul'dan hareket etti.
ASYA KENTLERİNE UĞRADI
Fırkateyn sırayla Süveyş, Aden, Bombay, Kolombo, Singapur, Hong Kong, Fukuşu, Nagazaki ve Kobe duraklarına uğradı; yaklaşık 11 ay süren yolculuk sonunda Tokyo'nun doğusundaki Yokohama Limanı'na ulaştı.
Japonya İmparatoru Meiji tarafından kabul edilen Heyet Başkanı Ali Osman Paşa, dönemin Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamid'in gönderdiği mektup ve madalyayı Meiji'ye takdim etti.
Tarihi arşivlerde, İslam dünyasından Japonya'ya organize şekilde giden ilk diplomatik heyet olduğu kaydedilen fırkateyn, iadeiziyaret kapsamında birçok görüşme gerçekleştirdi.
Osmanlı heyeti, Yokohama Limanı'ndan 15 Eylül 1890'da ayrıldı.
JAPONYA'NIN SERT "EYLÜL TAYFUNLARI"
Japonya'nın Honşu Adası'nın güneydoğusunda ilerleyen Ertuğrul, 16 Eylül 1890 akşamı Wakayama eyaletine bağlı Kuşimoto ilçesi açıklarına ulaştı.
Fırkateyn, Şionomiseki Burnu ile Kii Ooşima Adası civarlarında Güney Japonya'yı her yıl etkisi altına alan, eylül ayının sert tayfunlarına yakalandı.
NASIL BATTI
Muhalif tayfun sonrası fırkateyn, Oşima Burnu'nda sürüklenerek kayalıklara çarptı. Parçalara ayrılan fırkateyn, Pasifik Okyanusu'nun sularına gömüldü.
Akşam saat 21.00 sıralarında meydana gelen büyük deniz kazasında gemideki Osman Paşa, gemi süvarisi Yarbay Ali Bey ve 54 subayın da içinde bulunduğu 526 mürettebat şehit oldu.
SAĞ KALANLARIN GÖNDERİLMESİ
Dönemin Japon hükümeti, 26 Eylül'de Hiei ve Kongo adlı savaş gemileriyle kazazedeleri Osmanlı Devleti'ne gönderme kararı alarak imparatora bildirdi.
Görevlendirilen savaş gemileri, 10 Ekim 1890'da kazazedeleri bindirerek ertesi günü hareket etti. 27 Aralık'ta İstanbul’a gitmek için Çanakkale Boğazı yakınlarına gelen Japon gemilerin Berlin Antlaşması nedeniyle İstanbul Limanı'na girişlerine izin verilmedi. Bunun üzerine güneye inip Beşike Körfezi'ne yol alan gemideki Osmanlı leventleri, Osmanlı Devleti savaş gemisi Talia’ya nakledildi. Hiei ve Kongo, daha sonra İzmir’e kadar inip orada bir müddet bekledi.
Bu bekleme sırasında Osmanlı Devleti'nden özel izin alan Japon gemileri, 2 Ocak 1891 tarihinde İstanbul Limanı'na giriş yaptı. Hiei ve Kongo, Osmanlı Devleti'nin misafiri olarak yaklaşık bir ay burada kaldıktan sonra 10 Şubat’ta İstanbul’dan yola çıktı ve 10 Mayıs’ta da Shinagawa Limanı'na döndü.
KUŞİMOTO ANITI
Türk-Japon dostluğunun miladı Ertuğrul'un mahzun mirası, kazanın yaşandığı Kuşimoto'da 1891'de dikilen ve 1937’de Türkiye tarafından restore edilen şehitler anıtında her yıl düzenlenen anma törenlerinde yaşatılıyor.
1974 yılında inşa edilen Türk Müzesi'nde Ertuğrul Fırkateyni’nin maketi, gemideki asker ve komutanların fotoğrafları ve heykelleri bulunuyor.
YÜZÜNCÜ YIL 2024'TE
Ada köylülerinin hayatta kalan Osmanlı denizcilerini karaya çıkartmaları ile Japon makamlarının şehit aileleri için yardım kampanyaları, hafızalardan silinmedi.
Ertuğrul Fırkateyni'nin batmasından neredeyse yüz yıl sonra Türk Hava Yolları'nın (THY) 1985'te İran-Irak savaşında Tahran'da mahsur kalan çok sayıda Japon vatandaşını Japonya'ya taşıması da Türk-Japon ilişkilerinin kilit taşı olarak hatırlanıyor.
Diplomatik ilişkilerinin başlangıcının yüzüncü yılını 2024'te kutlayacak Türkiye-Japonya, bu iki tarihi vakayı karşılıklı ilişkilerinde dönüm noktaları olarak kabul ediyor.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış