ENSONHABER.com/Ezgi Gülhan
Adolf Hitler hakkında söylenenleri bilirsiniz. Diktatörlüğü ile bilinen, saf Alman ırkı yaratmak için türlü işkencelerle insanların canını alan, Yahudi soykırımının başrol oyunculuğunu yapan Nazi Almanya'sının lideri... Peki kıvrak zekası ve cesurluğu ile ön plana çıkmayı başarmış olan Adolf Hitler, ne yaşadı da bu hale geldi?
ADOLF HİTLER'İN ÇOCUKLUĞU
Hitlerin babası, gümrük memuruydu. Çocuklarına karşı otoriterdi ve çok sert bir mizacı vardı. Hitler, okulda başarısından hiçbir zaman vazgeçmiyor, derslerine son derece büyük bir özenle çalışıyordu. Arkadaşlarıyla oynadığı savaş oyunlarının etkisinden çıkamıyor ve daha çocuk yaşında çeşitli stratejiler geliştirerek arkadaşlarını ve öğretmenlerini hayrete düşürüyordu.
HİTLER'İN BASKICI BABASI
Hitler’in babası, onun üzerinde bir baskı kurmaya başladı, her şeye esip gürlüyordu. Ev içinde huzurun sağlanması imkansızdı. Hitler'in abisi, bu baskı ve şiddete dayanamayıp evden ayrıldı.
Çok sevdiği kardeşini kızamıktan kaybetti, Artık Hitler için daha karanlık bir dönem başlıyordu…
HİTLER'İN GARİP DAVRANIŞLARI
Psikolojisi iyice bozulan Hitler, kendini çok yalnız hissediyordu. Ağaçlarla konuşmak, mezarlıkların duvarlarında uyumak ve gözünü kırpmadan yıldızlara bakmak gibi garip davranışlar sergiliyordu. Okul notları iyice düştü, dine karşı ilgisini iyice kaybetti.
ORTAOKULDA BAŞLAYAN IRKÇI HAREKETLER
Hitler, arkadaşlarını organize edip yerel meyve bahçelerine baskın yapıyor, okulda huzur vermiyordu. Avusturyalı din öğretmenine ırkçı hareketler de yaptı ve bu artık bardağı taşıran son damlaydı…
GELECEĞİN DİKTATÖRÜNÜN GÖZÜNDEN SANAT
Lise döneminde sanata yöneldi, zamanının çoğunu kitap okuyarak ve resim çizerek geçiriyordu.
Arkadaşları ona bakıp ’taşra köylüsü’ gibi ithamlarda bulunuyor, onu aşağılıyorlardı.
Sanatsever bir gençti ve babasının kamu görevlisi olma’ baskısına boyun eğmeyip her seferinde “hayır ben sanatçı olacağım” diye karışık veriyordu.
KARANLIK DÖNEMİN İLK ADIMLARINI ATTI
Artık babasıyla son diyaloglarını geçiren Hitler, yavaş yavaş babasının öleceğini anlıyordu. Hitlerin babası, o henüz 16 yaşındayken akciğer kanamasından dolayı vefat etti. Tam da bu dönemde okulu bıraktı ve Viyana’ya gitmeye karar verdi.
Nefret, öfke ve yalnızlıkla çocukluğunu geçiren Adolf Hitler artık büyüyordu. Viyana’da geçirdiği zamanlarda her gün gazete okuyor ve siyasi liderleri takip ediyordu. Bu liderlerin konuşmalarının etkisinde kalarak zamanla oturan düşüncesi: En değerli ırk Alman, en değersiz ırk Yahudi…
1914 YILINDA BAŞLAYAN I. DÜNYA SAVAŞI'NA VAKİT KAYBETMEDEN ALMAN ORDUSUNA KATILDI
Alman ordusu Hitler’in ailesi oldu. Hatta savaş zamanlarını en güzel zamanları olarak nitelendiriyordu. 1916’da bacağından yaralanarak tedavi olma amacıyla Almanya’ya döndü.
Almanlar yorgun, aç ve sefil haldeydi. Bu durum Hitler’i iyice çıldırtıyordu. Fırtına öncesi sessizliğini korudu ve kafasında bir takım planlar yapmaya başladı…
1918 yılında İngiltere’nin kimyasal saldırısı sonucu geçici göz kaybı yaşayan Hitler, hasta yatağında Almanya’nın vahim halini izledi. Bu durum artık onu kontrolden çıkarıyor içindeki nefreti iyice besliyordu.
Almanya I. Dünya Savaşı'nı kaybetti ve dış ülkere olan borçları gırtlağa dayanmış vaziyetteydi. Alman halkı resmen dışlanıyor ve aşağılanıyordu.
Savaştan sonsa Avrupa'nın sınırları da değişti. Rusya'nın kaybettiği topraklarda yeni ülkeler doğdu ve müttefik Avusturya- Macersitan dağıldı. Almanya'yı ikiye bölen bir ülke doğdu: Polonya.
HİTLER'E GÖRE ALMANYA'NIN SAVAŞI KAYBETME SEBEBİ YAHUDİLER VE KOMÜNİSTLERDİ.
Alman ordusu yüz bin kişiyle sınırlandırılınca Hitler'in ülkede olan biteni öğrenmesi için tek bir şey yapması gerekiyordu: Ajanlık. Partilerin içine sızarak ordulara ajan olarak çalışmaya devam etti.
Alman İşçi Parti'sine katıldı ve burada şaşıracağı bin manzarayla karşılaştı. Partideki kişilerin Milliyetçi olduklarını görünce, gidişatın daha emin adımlarla ilerlermesini istediğinden dolayı parti imaj değişikliğine gitti.
NAZİLERİN KESİN BİR DURUŞU YOKTU
Hitler, Versay Antlaşması'nı yok sayarak etnik Almanları tek bayrak altına toplayıp onları şaşalı günlere geri döndüreceğine dair söz verdi.
Saf Aryanlara vatandaşlık verilecek Yahudiler ise vatandaşlıktan çıkarılacaktı.
Eğitimli eski askerler,Nazi ideolojisini her gün daha çok benimsedi ve gün geçtikçe büyümeye devam etti.
II. DÜNYA SAVAŞI'NDAN SONRA KURULAN ALMAN HÜKÜMETİ'NİN DURUMU
II. Dünya Savaşı'nda sonra kurulan Alman Hükümeti oldukça etkisiz ve zayıftı. Almanya müttefiklerine olan savaş tazminatlarını hızla ödeyebilmek için yanlış bir politika kararıyla para basmaya başladı. Ancak atladıkları bir şey vardı: Para basmak ülkeye para kazandırmaz aksine kurun değerini düşürür.
ALMANYA GÜN GEÇTİKÇE SEFALETE SÜRÜKLENDİ
Ekononik krizin içinde olan Almanya, müttefiklerine olan borcunu ödemekte zorlandı, Fransızların sabrı taştı ve Almanya Sanayi Kenti'ni işgal ettiler. Sivillere kötü muamamele edildi ve Almanya resmen sinirden kudurdu.
HİTLER İÇİN FIRSAT DOĞDU
Hitler, hükümete yardım çağrısında bulunarak destekçilerle birlikte bir yürüyüş gerçekleştirdi. Polisin katılacağını düşündü ama işler planladığı gibi gitmedi. İhanetten yargılanan Adolf Hitler, Ömür boyu hapis yatabilirdi ancak hakim karşısında sempatik tavrı ve Milliyetçi görüşleri sayesinde paçayı yırttı. Sadece dokuz ay hapiste yattı. Kitap okumak, kinlenmek ve bilgi edinmek için iyi bir fırsat oldu.
Bu sıralarda elbette yurt genelinde namı yürüdü gitti. Almanya'da ekonomik kriz iyice ilerdi, açlık sefalet ve işsizlik artınca Almanlar kafayı yiyecek noktaya geldi.
Yıllarca başarısız olan hükümet, Hitler'in kararlı ve sert politik duruşuyla adeta Alman halkına umut oldu.
BİR DİKTATÖR SÖZÜ ALMANLARIN GÖNLÜNÜ ALMAYA YETTİ
Hitler, en büyük partinin lideri olduğu için onun Şansolye olması istendi ancak Heindenburg Hitler'i ırkçı olarak gördü. Yaygınlaşan Komünizm olayından korkan iş adamları önlem almak amacıyla bu işin önüne geçip Heindenburg'e baskı yaptılar.
DÜŞÜNÜLEN PLAN
Şöyle düşünüldü: Hitler bizim kuklamız olur, ona istediğimiz her şeyi yaptırırız. Kamu işleri de kontrol altında olur. Böylelikle muhafezekar kesim de susmuş olur.
Bu durumda ne ters gidebilir ki?
HİÇBİR ŞEY PLANLANAN GİBİ GİTMEDİ, HİTLER BİLDİĞİNİ OKUDU
Şansolye olan Hitler, Alman Parlementosu ateşe verilince Komünistlere suç attı. Başkan Heindenburg'e koministler ve diğer muhalifleri hapsetmeye izin veren geçici bir yasa çıkartmaya ikna etti. Böylece koministler ve diğerleri toplama kampına gönderildi.
Tam bu esnalarda iyice yaşlanan başkan vefat etti.
Hitlere yine mükemmel bir fırsat doğdu...
Kararları tamamen kendisinin almasına olanak veren bir yasayı parlamentoya tanıttı, kabul edildi. O artık şanıyla yürüyen muazzam bir diktatördü.
'UZUN BIÇAKLAR GECESİ' HİTLER'İN ÇOCUKLUĞUNDAN GELEN BİR ÖFKEYE DAYANIYOR
Hitler'in çocukluğundan beri yenmeye çalıştığı aşağılık duygusu ve tapılma isteği yani egosu tam burada devreye girdi. Esey'in desteğine ihtiyacı olduğu için ve Esey'in lideri de bu durumun önüne geçtiği için bir gecede bir gecede hepsini tek bir darbeyle katletti.
Tarihte "Uzun Bıçaklar Gecesi" olarak anılan bu gecede 200 kişi idam edildi. Buna tanık olan ordu, Hitler' bağlılık yemini etti yani itaat etmek zorunda kaldılar.
HİTLERİN ORDU VE DEVLET ÜZERİNDEKİ KONTROLÜ
* Basın ve ifade özgürlükleri kısıtlandı.
* Halkın miting yapması yasaklandı.
*Yahudiler'e damga vurulup dışlanıyordu.
* Birkaç yıl içinde 6 milyon Yahudi'yi toplama kampında çeşitli işkencelerle öldürttü. Saf ve üstün Alman ırkı yaratma çabası olduğu için yüzbinlerce insanı fiziksel ve zihinsel sorunları olduğu için zorla kısırlaştırıldı.
Toplama kampına gitme korkusuyla herkes Nazi destekçisiymiş gibi davranmaya devam ediyordu. Bu durum Hitler’e devasa bir güce sahip olduğunu hissettirdi.
Bir an, bir karar kaderi nasıl etkiliyor değil mi?
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış