AA

Nüfus kayıtlarında ismi "Mahi" olarak bilinen kahraman Fatma Hanım, 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'le Sivas Kongresi öncesinde görüşerek, savaşa katılma arzusunu dile getirmesi üzerine, Gazi'nin izniyle Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi'nde mücadele verdi.

Mustafa Kemal Atatürk, cesaretini ve liderlik vasıflarını takdir ederek kendisine "Kara Fatma" ismini verdi, bu lakabı bir ömür gururla taşıdı.

Milli Mücadelenin Kahraman Kadınlarını Anma Anılarını Araştırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İlknur Bektaş, Kara Fatma'nın hem cephe hem de hayat mücadelesini anlattı.

Birçok kadının, Kurtuluş Savaşı'nda hem cephede hem de cephe gerisinde fedakarlık yaparak görev aldığını belirten Bektaş, Türk kadınlarının içinden onlarca kahraman çıktığını söyledi.

"Bizim Türk kadınları diğerleri gibi kaderlerini beklemedi"

Kara Fatma'nın birçok savaşta mücadele verdiğini anlatan Bektaş, "Türk kadınları işgalleri yaşamış, büyük kayıplar vermiş ve buna rağmen 'Biz ne yapabiliriz?' bunun derdindeler. Bizim Türk kadınları diğer ülkelerin kadınları gibi kaderlerini beklememişler ve ellerinden geleni yapmak için yola çıkmışlar." diye konuştu.

Savaşta açlık ve kıtlığın her yerde olduğunu anımsatan Bektaş, "Bunun için ne yapabilirim diyerek koşan kadınlardan biri olan Kara Fatma, çok iyi silah kullanır, çok iyi ata biner, askerliğin ne demek olduğunu öğrenir. Askerlerle birlikte mücadeleye dahil olur." ifadesini kullandı.

Bektaş, Türk milletinin ayağa kalkışında Türk kadınlarının büyük damgası olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

Sivas Kongresi'nde Atatürk'le konuşabilmek için mücadele verir ve komutanın önüne çıkarak cepheye gitmek istediğini söyler. Mustafa Kemal, 'Silahtan korkmaz mısın?' der. Bu kadının gerçek adı aslında 'Mahi' ancak biz 'Kara Fatma' olarak biliyoruz. Paşa, gözünün karalığından çok etkilenir ve senin gözün ne kadar kara, 'Kara Fatma' der. O günden sonra bu ismi göğsünde bir madalya gibi taşır. Onun aslında İstiklal Madalyası vardır ama ölene kadar İstiklal Madalyası gibi bu ismi hayatı boyunca hep takınır.

Vatanın çocukları için kendi çocuklarından vazgeçen kadınlar

Kara Fatma ile ilgili yaptığı araştırmalarda çok duygulandığını aktaran Bektaş, Fatma Seher Erden'in örnek bir kadın, örnek bir anne ve cephelerde örnek bir komutan olduğunu söyledi.

Milli Mücadele sonrası cepheden dönen Kara Fatma'nın fakruzaruret yaşadığını belirterek, "Bir kahramanlığı da tek başına kaldığı hayat mücadelesinde verir. Kimsesi kalmamıştır ama İstanbul'da onu tanıyan, bilen herkes hürmet eder, saygı gösterir, ellerinden geleni yapmaya çalışır. Ekmeğin karneyle dağıtıldığı bir dönem. Kasımpaşa'da ordu evinde kazanlardan pişen yemeklerden kalanları alır ve o şekilde geçinir." bilgisini paylaştı.

"Dövemezsin o milletin çocuğu"

Üsteğmen Kara Fatma'nın komşularıyla geçirdiği diyaloglardan da bahseden Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kapısının önünde otururken yan komşusunun çocuğunu dövdüğünü görüyor. Çocuğun feryatlarını duyunca hemen ayağa kalkıyor, bahçeye girip, kadının elinden çocuğu alıp, 'Sen kimin çocuğunu dövüyorsun?' diyor. Kadın hırsla 'Kendi çocuğumu dövüyorum.' diye yanıt veriyor. Kara Fatma ise 'Dövemezsin, o milletin çocuğu, o sadece senin çocuğun değil, biz senin çocuğun yaşasın diye, kendi çocuklarımızdan vazgeçtik.' diyor. Kadın duruyor ve kalıyor. Bunu anlatan çok yaşlı bir dedemizdi. 'O günden sonra mahallede hiçbir çocuk onun sayesinde dayak yemedi. Çünkü bizler yaşayalım diye kendi çocuklarını feda etmiş bir kahraman vardı bizim sokağımızda' diyor. İşte biz böyle bir kahramanı anıyoruz.

Kasımpaşa'da yaşadığı sokağa Üsteğmen Kara Fatma isminin verildiğini hatırlatan Bektaş, "Yaşadığı sokaktan geçen insanlar 'Burada bir kahraman yaşadı.' diyebiliyor. Özellikle gençlerin, çocukların bu bilgiyi edinmesini istiyorum. Bizim gençlerimiz sanal kahramanları ezbere biliyorlar, benim istediğim kendi kahramanlarımızı, bizi biz yapan değerlerimizi, bizim çocuklarımız yaşasın diye kendi çocuklarından vazgeçen kadınları anlatmak ve tanıtmak. Onlar gerçekten anılmaya ve hatırlanmaya değer." ifadelerini kullandı.

Kara Fatma'nın vefat etmeden önce Darülaceze Hastanesi'nde 11 gün tedavi gördüğünü anlatan Bektaş, Darülaceze'de kalanlar ve onlara ait bilgilerin yer aldığı "Aceze Esas Kayıt Defteri"nde Kara Fatma'nın 21 Haziran'da buraya getirildiği, ölüm sebebinin ise kalp rahatsızlığı olduğunu hatırlattı.

"Kadir Topbaş mezar alanını kahramanımıza hibe etti"

Fatma Seher Erden'in ömrünün son 20 yılını Kasımpaşa'daki evinde geçirdiğini söyleyen Bektaş, eski gazete kupürlerinden de örnek vererek, "Top arabasıyla birlikte, askeri kortejle büyük bir halk katılımıyla Kulaksız Mezarlığı'na defnedildi ancak ölümünden sonra da mezarlığını kimse sahiplenmemiş. Bu alanda mezarlığın olduğunu netleştirdikten sonra defin kayıt defterlerine ulaştım. Dönemin belediye başkanı Kadir Topbaş, mezar alanını kahramanımıza hibe etti." diye konuştu.

Yerli ve yabancı basında da Kara Fatma'nın kahramanlığının konu edildiğini belirten Bektaş, tüm dünyanın Türk kadınından, başarısından ve cesaretinden haberdar olduğuna dikkati çekti.

Bektaş, Üsteğmen Kara Fatma ve Milli Mücadele'nin kahraman kadınlarının anlatılacağı film projesinde ise sona gelindiğini, gelecek ay sete çıkılacağını müjdeledi.

2 Temmuz 1955'te vefat eden Kara Fatma, Kasımpaşa'daki Kulaksız Mezarlığı'nda törenle anılacak.

Kaynak: Anadolu Ajansı (AA)