Bir zorba aile: Esadlar
Ümit Yenişehirli
Büyük bir sürpriz olmazsa yarım asırdır yönetmeleri gereken kendi ülkelerini terörize eden Esat Ailesi’nin idaredeki son temsilcisi Beşar Esad ve avanesi, ülkeyi terk etmek üzere ya da etti.
Rejim muhaliflerinin ikinci haftaya giren topyekûn harekâtı, Suriye’de tarih yazıyor ve bir devri sona erdiriyor.
Peki, kim/di bu Esad Ailesi?
BEŞAR’IN BÜYÜK DEDESİNİN LAKABI “VAHŞİ HAYVAN”DI
Beşar Esad’ın dedesi Ali Esad, Suriyeli bir çiftçi ve kabile reisiydi. Ali Esad’ın babası ise Süleyman Esad’dı.
Süleyman Esad, çevresinde bedenen güçlü ve sert karakterli biri olarak tanınıyordu. Bundan hareketle kendisine “el-Vahşi” (vahşi hayvan, canavar) lakabı takılmıştı.
Babasına kıyasla okumuş yazmış birisi olan oğlu Ali Esad da bir süre bu lakabı kullanmış, sonra da lakabını “aslan” anlamına gelen “Esad” soyadıyla değiştirmişti.
DEDE ESAD, FRANSIZ MANDASI İSTEDİ, İSLAM’I KÖTÜLEDİ
Dede Esad, Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeden çekilmek zorunda kaldığı ve Fransız mandasının başladığı dönemde, bir grup ileri gelen Nusayrîyle (Arap Alevileri) birlikte bir mektup yazarak, o dönemde Suriye’den çekilmeyi planlayan Fransızlardan mandanın devam etmesini istemişti.
Mektupta, “Arap Müslümanların nefret ve fanatizm ruhu, sürekli olarak İslam dini tarafından beslenmektedir. Nusayrîler Suriye’ye olan bağlılıklarını reddediyor, Fransız koruması altında kalmak istiyorlar.” denilmekteydi.
HAFIZ ESAD ÜÇÜNCÜ DARBEDE İŞBAŞINA GELDİ
1971’den 2000 yılındaki ölümüne kadar Suriye Cumhurbaşkanı olan Beşar Esad’ın babası Hafız Esad ise 1960’lı yıllarından başından itibaren darbeci bir subay olmuştu. Esad, darbe girişimlerinde yer alarak yönetimin değişik kademelerinde görevlere gelmişti.
Hafız Esad, üçüncü darbede ise amacına kavuşmuş önce kısa bir süre Başbakanlık yapmış ardından da Suriye Cumhurbaşkanı olmuştu. 1971’deki darbede Baas Partisi Ulusal Komutanlığı Genel Sekreterliği görevini üstlendiğini ilan eden baba Esad, hızla demir yumruk bir yönetim tarzını benimsemişti.
Esad’ın politikası; aşırı güvenlik önlemleri geliştirmek, muhalif sesleri bastırmak, bir milis gücü oluşturmak, ailesinin hâkimiyetini pekiştirmek ve lider kültü inşa etmek olarak özetlenebilirdi. Mezhepçi istihbarat rejiminin tahkim edilmesi de rejimin bir başka baskın unsuruydu.
ZORLA BAŞÖRTÜSÜ ÇIKARTMA TÖRENLERİ
Babası Ali Esad gibi en büyük düşman olarak Sünnî Müslümanları gören Hafız Esad, işbaşına geldiği 1971 yılından, öldüğü 2000 yılına kadar bu doğrultuda hareket etmişti.
Her geçen gün Sünnî kesimler üzerindeki baskısını arttıran Hafız Esad, sembolik etkisi yüksek operasyonlarla inanç özgürlüğüne yönelik ağır saldırılar gerçekleştiriyordu.
Rejimin adamları, Sünnî nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, başörtülü kadınlara sistematik saldırılar düzenleyerek, zorla örtülerini çıkartıyorlardı. Bu, bazen adeta bir tören havasında gerçekleşir, kalabalık yerlere gelen asker ve milisler başörtüsü çıkartma saldırıları düzenlerlerdi.
Bu zorbalıklarla yönetime bağlı basın da katılır, İslâmî değerlere yönelik alaycı ve aşağılayıcı medyatik üretimler gerçekleştirirlerdi. Hafız Esad, bu baskılar için, öncelikle yabancı ülkeyle sınırı olmayan Hama şehrini seçmişti. Böylece yapılan zulümler dış dünyanın gözünden kaçırılabiliyor, ayrıca zulme uğrayanların başka ülkelere göç etmesi de önlenmiş oluyordu.
“DAİMA HAFIZ ESAD” SLOGANI ATMA MECBURİYETİ
Lider kültü oluşturmak için de özel bir çaba sarf eden Hafız Esad, bu amaçla “slogan mecburiyeti” gibi tuhaf bir uygulama da başlatmıştı. Buna göre, kamusal alandaki etkinlik, resmi bir tören ve benzeri ortamlarda “Daima Hafız Esad” sloganı atılması zorunlu hale getirilmişti.
Bu slogan rejimin yandaşlarınca her fırsatta tekrarlanırken, idarenin “rejim düşmanı” olarak gördüğü kitlelere de zorla tekrarlattırılırdı.
GÖÇ EDENLERİ “GERİ DÖNÜN” SÖZLERİYLE KANDIRARAK KATLETTİ
Hafız Esad, uyguladığı baskılar sonucu komşu ülkelere göç edenlerin sayısı artınca bir kandırmacaya da başvuracaktı.
Uluslararası camiada bozulan imajını düzeltmek isteyen Esad, ülkeden kaçanlara birçok kez “Geri dönün” çağrısında bulunmuştu.
Bu söze inanarak evlerine dönen binlerce Suriyeli ise kısa süre sonra rejim kuvvetlerinin yeni saldırılarına maruz kalmıştı.
KARDEŞ SÜRGÜNE YOLLANDI, OĞUL TRAFİK KAZASINDA ÖLDÜ
Suriye yönetimi üzerindeki kişisel otoritesini pekiştirdikten sonra bir halef arayışına giren Hafız Esad, bunun için kardeşi Rıfat Esad’ı seçmişti. Kardeş Esad, “ideal bir halef”ti. Çünkü o da ağabeyi gibi zorba bir yöneticiydi. 1982’de Hama’da sergilenen ve kimi tahminlere göre en az 30 bin kişinin öldürülmesi ve 17 bin sivilden haber alınamamasıyla sonuçlanan katliama komutanlık yapan isim Rıfat Esad’dı.
Fakat ne olmuşsa bir süre sonra Rıfat Esad, Hafız Esad’ın gözünden düşmüş, ardından da 1984 yılında sürgüne yollanmıştı. Hafız Esad, kardeşinin ardından büyük oğlu Basil Esad’ı halef tayin etmişti. Basil Esad da kızkardeşiyle evlenmek isteyen müstakbel eniştesini, “Fakir, ailemize yakışmıyor.” diyerek defalarca hapse atmasıyla biliniyordu. Basil Esad, 1994 yılındaki şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş, kaza sonrası ise karşı çıktığı evlilik gerçekleşmişti.
Bu arada, İsviçre Federal Savcılığı geçtiğimiz Mart ayında, 87 yaşındaki amca Rıfat Esad hakkında, Hama katliamında işlediği “savaş suçu ve insanlığa karşı suçlar” nedeniyle yargılama kararı aldı. Rıfat Esad ayrıca 2021 yılında da Fransa’da Suriye fonlarını hesabına geçirmekten 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
TAM BABASININ OĞLU ÇIKTI
Hafız Esad’ın ölümünün ardından yönetimi devralan Beşar Esad ise “özgürlükçü, barışçı bir lider” görüntüsünü birkaç yıl içerisinde terk edecekti. Beşar Esad, yıllar içinde tam da ailesine, babasına, hâttâ dedesine de benzer bir şahsiyete dönüştü hem de son ana kadar. Fransızlardan yardım dilenen dedesi gibi, Beşar Esad da saltanatı yıkılırken, dün itibarıyla ABD yönetiminden yardım istedi.
Sonuçta, Beşar Esad özelinde 2011 yılında başlayan, aslında yarım asırdır bir “Esad Ailesi geleneği” olan zulüm dolu baskıcı, şahsiyetsiz yönetim şekli, tam da bugünlerde bambaşka bir yola evrildi.
Allahualem ama büyük bir değişiklik olmazsa da Suriye’deki “Esadların hikâyesi” böylece sona eriyor…
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış