Ümit Yenişehirli yazdı: Kırmızı kart tek değil
Haber Merkezi

Kırmızı kart tek değil

CHP’nin “enteresan” kampanyaları

Ümit Yenişehirli

Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin kitlesel hale getirmeye çalıştığı “Hükümete kırmızı kart” kampanyası, en çok da parti çevrelerinde tartışılıyor.

Birçok partili ve partiye yakın gazeteci, “kırmızı kart”ı eleştiriyor. Eleştirilere rağmen parti genel merkezi, kart eyleminde ısrar ediyor.

Kampanyanın tutup tutmayacağını zaman gösterecek. Zamanın gösterdiği bir başka şey de CHP tarihindeki “enteresan” diğer bazı kampanyaları.

“ÇARŞAF VE PEÇE YASAKLANSIN” KAMPANYASI

CHP’nin tek parti iktidarı döneminde, siyasi rekabet söz konusu olmadığı için toplumu etkileyecek kapsamlı kampanyalara pek ihtiyaç duyulmamaktaydı.

Bunun yerine, zaman zaman parti teşkilatlarının halkı ilgilendiren kimi konularda topluca tutum alma denemeleri görülmekteydi.

İdarenin aldığı bazı kararların arkasında olduklarını, hatta daha da ileri götürülmesi gerektiğini göstermek isteyen CHP teşkilatlarının böylesi kampanyalarından birisi, “çarşaf ve peçe yasaklansın” organizasyonuydu.

Hükümetin, 1930’lu yılların ortalarında kadınların kılık kıyafetine ilişkin düzenlemeleri ile kolluk kuvveti müdahalelerini yetersiz bulan teşkilatlar, CHP Genel Merkezi’ne mektup ve telgraf gönderme kampanyası başlatmıştı.

Bazı belediye meclisleri çarşaf ve peçe giyilmesini yasaklayan kararlar alırken, en fazla Ege ve Akdeniz il ve ilçe teşkilatlarından gönderilen mektup ve telgraflarda da yasaklamanın ülke çapında olması isteniyordu.

CHP’nin 9-16 Mayıs 1935’te toplanan 4. Kurultay’ında, oluşturulan Dilek Komisyonu, teşkilatlardan gelen bu talepleri ele almış ancak herhangi bir görüş bildirmemişti.

MANTO SEFERBERLİĞİ

Partinin insanların giyimleri, özellikle de kadınların kılık kıyafetine yönelik bir başka kampanyası da mantoyla ilgili olarak düzenlenmişti. 27 Mayıs darbesinin ardından, birçoğu CHP dönemi milletvekili olan kadın dernekleri yöneticileri, çarşafın yerine manto giyilmesi kampanyası başlatmıştı.

CHP’lilerin kampanyasına darbe yönetiminin valileri de destek oluyordu. Kampanya çerçevesinde çarşaflı hanımlar tören yerlerinde bir araya getiriliyor, kendilerine manto, pardösü ve eşarp dağıtılıyordu.

CHP’nin çarşafla ilgili görüşleri aradan geçen uzun yıllarda fazlaca da değişmemişti. CHP Milletvekili Şahin Mengü, 2008 yılında yaptığı bir konuşmada, “Çarşaf fukaralığın örtüsü” diyerek, çarşaflı kadınlara mont dağıtılması halinde çarşaf giymekten vazgeçecekleri görüşünü savunmuştu.

ALYANS TOPLAMA KAMPANYASI

CHP’li çevrelerin 27 Mayıs kadrolarıyla işbirliği yaparak gerçekleştirdikleri bir başka kampanya ise “alyans organizasyonu”ydu.

Darbe sonrası dönemde, Demokrat Parti iktidarını kötüleyici yayınları yoğunlaştıran basın, Menderes Hükümeti’nin savunma sanayiine kaynak ayırmadığı yönünde haberlere yer vermekteydi. Köşe yazarları, uçak, silah ve mühimmat tedarik edilmesi için kampanya düzenlemesini öneren yazılar kaleme alıyorlardı.

Kamuoyu hazırlanınca kampanya da başlayacaktı. Yeni yönetimin yanında yer alan CHP teşkilatlarının mensupları, bulundukları yörelerde bu kampanyanın ateşli savunucuları olmuşlardı. Birçok ünlü CHP’li, alyanslarını çıkartıp bağışta bulunuyordu.

Kampanyaya CHP tabanı da sahip çıkmıştı. Sonuçta, alyans, muhtelif mücevher ve nakit paradan oluşan, 1961 yılı rakamlarıyla kimi tahminlere göre 10 milyon lira civarında bir bağış meblağına ulaşılmıştı.

Bu meblağın akıbeti hiçbir zaman tam olarak bilinememiş, bir bölümüyle Ankara ve İstanbul’da subaylar için – sahibi olacakları bir düzenlemeyle - lojman yapıldığı öne sürülmüş, bu lojmanlar halk arasında “Alyans Evleri” olarak anılmıştı.

MİTİNG ALANLARINDA TOPLUCA LİMON SIKTILAR

12 Eylül darbesinin ardından kapatılan CHP’nin yerine kurulan Sosyal Demokrat Halkçı Parti ise 1987 seçimleri için hazırladığı propaganda kampanyasında limon kullanmıştı!

Anavatan Partisi (ANAP) Hükümeti’nin izlediği mali politikaları eleştirme temalı hazırlanan kampanyada, “halkın limon gibi sıkıldığı” tezi işleniyordu.

Kampanya süreci boyunca temayla ilgili afişler ülke geneline yayılmıştı. SHP’nin toplantı ve mitinglerinde de kimi adaylar ile parti yöneticileri, kalabalıklar karşısında ellerine aldıkları limon ve limon sıkacağı ile mizansenler sergilemişlerdi.

Bu arada, zihniyet olarak SHP’ye yakın duran karikatürist Oğuz Aral, sahibi olduğu Gırgır dergisinin 1985 yılındaki bir kapak karikatürünü yayınlayarak, kampanya temasının kendilerinden çalındığını dile getirip, “SHP’nin limon sıkma kampanyasını bulan (!) reklam ajansına çok güldük.” diye yazmıştı.

IŞIKLARI AÇIP KAPAMA, TENCERE TAVA ÇALMA

CHP yönetimi ve sosyolojisinin, ülke çapında yaygınlaşması için çabaladığı bir başka kampanya ise devlet ve mafya işbirliğinin sembol olaylarından birisi olarak görülen 3 Kasım 1996 tarihli Susurluk kazası vesilesiyle olmuştu.

“Temiz toplum” imajlı bu kampanyanın asıl amacı ise işbaşındaki Erbakan Hükümeti’ne karşı toplumsal muhalefeti konsolide etmekti.

“Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” başlıklı kampanya çerçevesinde her gece saat 21.00’de bir dakika boyunca konut ve işyerlerinin ışıkları yakıp söndürülüyor, toplanan kalabalıklar aynı şeyi el fenerleriyle yapıyordu. Ayrıca yine bir dakika boyunca pencere ve tava çalmak da yaygınlaşmıştı. CHP’li yöneticiler, milletvekilleri ve teşkilat mensupları kampanyanın yaygınlaşması için canla başla çalışıyorlardı.

Kampanyayla ilgili görüşüşü sorulan merhum Başbakan Necmettin Erbakan, “Gulu gulu dansı yapıyorlar.” demişti. Şubat ayının ilk haftası başlayan kampanya, Refahyol Hükümeti’nin düşürülmesi sürecini başlatan post modern darbenin gerçekleştiği 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısının ardından sona ermişti.

Işık açma kapama eylemi, kısa bir süre Gezi olayları sırasında da görülmüş ancak yaygınlaşamadan sona ermişti.

Geçtiğimiz Temmuz ayında ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel zamları protesto etme amacıyla yine aynı eylem biçimi için çağrı yapmışsa da teşkilatta ve kamuoyunda ilgi görmediği için kısa sürede bu kampanyadan vazgeçilmişti.

ERDOĞAN’DAN ALDIKLARI “TAMAM” SUFLESİYLE KAMPANYA

CHP’nin yakın tarihlerdeki bir başka kampanyasında ise “Tamam” ibaresi öne çıkartılmıştı. 2018 genel seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimlerle ilgili olarak, “Milletimiz ‘tamam’ derse o zaman çekiliriz” şeklinde bir açıklama yapınca, CHP üzerinde “Tamam” yazan afişleri kampanyasının bir parçası haline getirmişti.

“Tamam”ı değişik versiyonlarıyla kullanma seferberliğine dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra İP Genel Başkanı Meral Akşener ve SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile seçimlere cezaevinden giren Selahattin Demirtaş da katılmıştı.