Amerika: Bulan da adı verilen de sahtekârdı
Vakanüvis
Gerek Amerika kıtasının, gerekse de Amerika Birleşik Devletleri’nin, geride kalan asırlara dair hiç de olumlu anılmadığı bir sır değil, hatta ABD bugün de. Bir çapulculuk, sömürgecilik furyasıyla bu kıtaya giden, burada yığınla sahtekarlık ve zulme imza atan Batılıların genel kıta tarihi de sonrasında kurulan ABD’nin tarihi de bu nedenle utanç yüklü. İbni Haldun, “Coğrafya kaderdir” demiş ya; oradan hareketle Amerika’yı “bulan” kişinin Kristof Kolomb ve buraya adı verilen kişinin de Amerigo Vespucci olmasının, belki de bu kıtanın kaderiyle ilgisi var. Zira pek çok tarihçi her ikisi için de olumsuz yığınla şey sayıyor, en insaflıları “İkisi de sahtekârdı” diyor. Bakalım…
İSPANYA KRAL VE KRALİÇESİNİ İKNA EDİP YOLA ÇIKTI
Keşifler Devri’nde, genellikle kral ve kraliçelerin parlak ödüllerinin de cazibesine kapılan çoğu maceracı, gemilerle yeni yerler bulmanın, böylece hem buraları talan etmenin hem de vadedilen ödülleri kapmanın peşindeydiler. Kristof Kolomb da bu maceracılardan birisiydi. Kolomb da İspanya Kralı ve Kraliçesi’nin finansmanıyla 3 Ağustos 1492’de İspanya anakarasından ayrılmıştı. Son stok yenileme için Kanarya Adaları’na yanaşan Kristof Kolomb, Pinta, Nina ve Santa Maria isimli gemilerle ilerliyordu. Tanıyanların yalancı, zorba, açgözlü, gaddar biri olarak tarif ettiği Kristof Kolomb, bu özelliğini “tarihî bir olay”da bile kaybetmemişti.
KOLOMB, “KARAYI İLK GÖRME ÖDÜLÜ”NÜ YALANCILIKLA KAPTI
İspanya Kraliçesi İsabella, üç gemi yola çıkarken, “Karayı ilk kim görürse ona büyük bir ödül vereceğim” demişti. Bir araziyi ilk gören kişi 10 bin maravedis (yaklaşık 550 dolar, ki bir denizcinin bir yıllık kazancına denkti) ödül alacaktı. Nihayet, Amerika yolundaki seferlerinde üç haftayı geride bırakan üç gemiden Pinta’da çalışan Rodrigo de Triana isimli gemici, 12 Ekim’de karayı ilk gören kişi olmuştu. Gemi mürettebatı, kara göründüğünü Triana’nın bağırışıyla öğrenmişlerdi Ne var ki Kolomb, o meşhur sahtekârlık ve zorbalığıyla Rodrigo de Triana’nın “bir tür ışık” gördüğünü, bu nedenle de gözleminin sayılamayacağını, dolayısıyla karayı ilk görenin kendisi olduğunu iddia ve kabul ettirecekti. Üstelik Krsitof Kolomb’un gördüğünü iddia ettiği yer kıta Amerika’sı değil, günümüz Bahamalar’ındaki küçük bir adaydı.
İKİ ADAMINI “ÇİN HÜKÜMDARINI BULMAK İÇİN” GÖREVLENDİRMİŞTİ
Kolomb, daha sonra da Bahamalar’da beş adayı keşfetti, nihayet 28 Ekim’de de Küba’ya ulaştı. Tabii, çok meşhur bir tarihi bilgidir, burayı “Çin sanıyordu.” Hatta Kolomb, iki adamını “Çin İmparatoru’nu bulmak üzere” bölgenin iç kısımlarına yollamıştı. Doğal olarak adamlar eli boş dönmüştü. Ne var ki sahtekâr ve zorba olduğu kadar sabit fikirli de birisi olan Kristof Kolomb, ölünceye kadar “Uzakdoğu’da yeni yerler keşfettiğini” ileri sürecekti.
ESİR TİCARETİ ÖNERDİ AMA KRALİÇE KARŞI ÇIKTI
Kolomb, Amerika’ya yönelik bu ilk seferinin son günlerinde, bazı yeni kıyılar daha keşfettikten sonra, nihayet 16 Ocak 1493’te İspanya’ya doğru yola çıkmıştı. Kolomb ve beraberindekiler 4 Mart’ta Portekiz’in Lizbon kentine ulaştı, ekip kısa bir süre sonra da İspanya’ya geçti. Kristof Kolomb, aslında bir fiyaskonun da kahramanı olmuştu. Yola çıkarken Çin bölgesinde yeni yerler keşfedip, İspanya’ya büyük zenginlikler getireceğini vadetmişti. Ancak Çin ipekleri ve baharatlarıyla dolu depolar yerine, bazı değersiz biblo ve birkaç zavallı yerliyle geri dönmüştü. Fiyaskosunu telafi edebilmek için de kraliçeye, köle ticareti yapmayı önermiş ancak bu önerisi kabul görmeyince daha da zor durumda kalmıştı.
KOLOMB VE ADAMLARININ ZULMÜ
Sonraları Amerika’ya birkaç sefer daha yapan Kristof Kolomb’un kişisel defoları bu seyahatlerle daha net anlaşılmıştı. Kolomb ve adamları, Amerika’da yeni nereye gidiyorlarsa orada tam bir tiranlık sergiliyorlardı. Onun bizzat uyguladığı ya da adamlarına yaptırdığı cezalar arasında, insanların kulaklarını ve burunlarını kesmek, kadınları sokaklarda çıplak gezdirmek ve onları köle olarak satmak gibi şeyler vardı. Yine onun adamları, kılıçlarının keskinliğini yerli boynunda test ediyor, bazen de “Bir insan kaynayan sabun kazanına atılırsa ne olur?” diye merak edip yerlileri o kazana atıyorlardı. İstenen miktarda altın çıkartamayan yerlinin eli kesiliyordu. Kolomb ve adamları ayrıca seks ticareti de yapıyordu. Bu arada, kimi araştırmacılar, dönemde ölü sayısının inanılmaz boyutlarda olduğunu, bu nedenle sömürgecilerin yerlilerin cesetlerinden köpek maması yaptıklarını bile iddia etmişti.
İSPANYA’YA ZİNCİRLENEREK GETİRİLMİŞTİ
Bu zalimlikler o kadar ayyuka çıkmıştı ki, İspanya devleti önce bölgeye bir müfettiş yollayarak durumu yerinde inceledi. Görgü tanıklarından Kolomb’u sevenler bile onun zorbalıklarını kabul ediyordu. Chiapas Piskoposu Bartolome De Las Casas, müfettişe, “Böyle barbarlıklar gözümün önünde yapıldı, hiçbir çağda buna benzer bir şey bulmazsınız. İnsan doğasına bu derece yabancı olan bu eylemleri şimdi yazarken bile titriyorum.” demişti. Sadece iki yıl içinde sadece Haiti’de 100 binden fazla yerli ölmüştü. Ölümlerin çoğu, toplu intiharlar, kasıtlı zehirlenmeler veya zulümden kaçınmak için annelerin bebeklerini öldürmesine bağlı olarak görülmüştü.
Sonunda Kolomb zorla İspanya’ya getirilmişti. Bir kraliyet komiseri, Ağustos 1500’de Kolomb’u tutukladı, zincirlere bağlanmış bir halde İspanya’ya getirdi. Kolomb’un ölümünde sonra varisleri, karakter olarak dedelerini pek aratmayacaktı. Zira Kolomb’un akrabaları, uzun yıllar süren davalarla dedelerinin gasp ettiği, zulüm sergilediği topraklarda hakları olduğunu iddia ederek, İspanyol Kraliyeti’ni mahkemeye vermişti. Bu davalar 1700’lerin sonlarına kadar sürmüştü. Bütün bu nedenlerdendir ki, ABD’de her yıl Ekim ayının ikinci Pazartesi günü, Yerli Amerikalılar, atalarına karşı vahşet işleyen biri olan Kristof Kolomb’u anma törenlerini protesto ediyor, alternatif törenler düzenliyorlar.
KITAYA ADI VERİLEN DE SAĞLAM PAPUÇ DEĞİL
“Amerika’yı bulan adam”ın hallerinden kısa notlar böyle. Hoş, kıtayı bulduğu da zaten tartışmalı zira, hem sabit fikirliliğinden dolayı kendi de kabul etmemişti hem de ondan önce özellikle “Amerika birçok kez keşfedilmişti.” Vikingler ile bazı İskoç kabileleri arasından Grönland üzerinden Kuzey Kanada ve Alaska'ya göç ederek Amerika’ya ulaşan, hatta buralarda 12 ve 13’üncü yüzyıllarda koloni kuranlar bile biliniyordu.
“Bulan” böyleyken, Amerika’ya ismini veren Amerigo Vespucci de başka bir sorunlu isimdi. 1454’te İtalya’da dünyaya gelen bu kâşif, yazdığı mektuplardan dolayı Amerika ile ilişkilendirilmişti. O dönemlerde, Kristof Kolomb’un yeni bir yer mi bulduğu yoksa Asya’dan bilinen yerlerdeki kimi ayak basılmamış bölgelere mi ulaştığı tartışılıyordu. Amerigo Vespucci, yazdığı mektuplarda, Güney Amerika açıklarına vardığını ve buraların Asya’nın bir parçası değil yeni bir kıta olduğu söylüyordu. Bu arada bazı araştırmacılar, Amerigo Vespucci’nin yeni kıtaya dört seyahat yaptığını iddia etmesine rağmen, seyahat sayısının ikiyle sınırlı olduğunu da ispatlamışlardı.
AMERİGO VESPUCCİ, BAŞKALARININ MEKTUPLARINI ÇALIP, YAYINLAMIŞTI
Sorun şuydu ki, bu bilgiler Amerigo Vespucci’nin özgün gözlem ve fikirleri değildi. O; bunları ilk kez dile getiren bazı kişilerin mektuplarını bir şekilde ele geçirip, kendi mektuplarıymış gibi İtalya’ya yollamıştı. Amerigo’nun mektuplarını yolladığı yayıncı, bu isim ve fikrilerinin İtalya ve başka ülkelerde tanınmasına yol açmıştı. Bu mektuplardan dolayı Avrupalı halk, Amerika hakkında ilk kez bilgi sahibi olmuştu. Amerika’nın varlığı bu mektupların yayımlanmasından sonraki birkaç yıl içinde Avrupa'da yaygın olarak bilinir hale gelmiş, kıta da Amerika diye anılmaya başlamıştı.
Öte yandan, Fransa Lorraine - Saint-Die kasabasındaki bir grup araştırmacı da kaleme aldıkları yeni kitapları ve hazırladıkları haritalarda bu kıta için “Amerigo” adını kullanınca, isim bilim çevrelerinde de giderek yaygınlaşmıştı. Martin Waldseemüller adlı bir Alman haritacı, bir grup arkadaşıyla çalışırken, Vespucci’nin mektuplarından bahsettiği bölümle ilgili öneride bulunarak, “Bu bölgenin onu keşfeden ve büyük yeteneklere sahip bir adam olan Amerigo’ya (Vespucci) ithafen Amerika olarak adlandırılmasına itiraz edilmesini gerektiren haklı bir neden göremiyorum.” demişti.
- Giles Tremlett, "Kayıp belge, Columbus'u Karayiplerin tiranı olarak ortaya koyuyor", The Guardian, 7 Ağustos 2006
- Vincent Schilling, "Kristof Kolomb hakkında 8 efsane ve vahşet", Indian Country Today, 15 Ekim 2020
- Felipe Fernandez-Armesto, "Amerigo Vespucci hakkındaki sessizlik neden?" The George Washington Üniversitesi, Tarih Haberleri Ağı, Ağustos 2007
- Colin Moffat, "Amerika'nın kökeni efsanesi ve risk altındaki itibarı", The Guardian, 13 Ekim 2019
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış