Geçmişte de "Çarşafla Mücadele Haftası" düzenlemişlerdi
Bayat takıntı, bayat provokasyon
Vakanüvis
Balıkesir Edremit'in CHP'li belediyesinin desteğinde Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin gerçekleştirdiği "çarşaf provokasyonu" tartışılmaya devam ediyor.
Edremit'in düşman işgalinden kurtuluşunun 99'uncu yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen müsamerede, çarşaflı bir kadın güya özgürleştirilerek açıldığı mizansen, CHP ve benzeri kesimlerin mazide yine çarşafa yönelik alejileri ve eylemlerini akıllara getirdi. Bir başka ifadeyle mezkur zihniyet yıllardır kendisini tekrar ediyor.
OSMANLI YIKILIRKEN DE YASAK GELMİŞTİ
Lale Devri ile başlayan, Tanzimat ve sonrasında iyice ilerleyen kadınların gösterişli ve masraflı giyimleri, Osmanlı'da da giyim kuşama ilişkin bazı düzenlemelerin yapılmasına yol açmıştı.
II. Abdulhamit döneminde çıkartılan bir fermanda, kadınların Hıristiyan azınlıklar ile Osmanlı mülkünde bulunan yabancı kadınlara özenerek çok süslü, kumaş israfına yol açan çarşaf ve feraceler giymeyi alışkanlık haline getirdiklerinden bahisle bu türden giysilerin giyilmesi yasaklanmıştı. Fermanda, tesettür kıyafetlerinin israfa kaçmadan diktirilmesi istenmişti.
DEMOKRAT PARTİ'NİN SON YILLARINDA MALUM ZİHNİYET HAREKETE GEÇTİ
Cumhuriyet'in ilk yıllarında bazı valiler şehirlerinde "çarşaflı avı"na çıkmışlardı. Ancak ilerleyen yıllarda çarşafın Türkiye sosyolojisinin bir parçası olduğu gerçeği kerhen de olsa kabul edilmiş, tesettürlü hanımlar kamusal alanda karşılaştıkları yaygın, bildik engellemelerin dışında çarşafa münhasır bir takibata maruz kalmamışlardı. Hatta 1935 yılındaki CHP kurultayında gazeteci milletvekillerinden Hakkı Tarık Us'un çarşaf ve peçenin yasaklanmasını isteyen önergesi çoğunlukça kabul edilmemişti.
Ancak münferit yasaklamaların görüldüğü bu yıllardaki tutum, CHP'nin iktiadarı kaybetmesi ve muhalefetinin giderek hırçınlaşması, bir de partinin arka bahçesi kimi derneklerin rijit yaklaşımıyla değişmişti. Demokrat Parti iktidarının inanç ve düşünce hürriyetini genişleten politikaları CHP ve etkisindeki çevrelerin büyük tepkisini çekmişti. Özellikle 1958, 1959 ve 27 Mayıs 1960 darbesine giden süreçte çarşaf karşıtı kampanyalar öne çıkmıştı.
TÜRKİYE KADINLAR BİRLİĞİ'NİN "ÇARŞAFI AT, MANTOYU GİY" ETKİNLİKERİ
Yakın Tarih Ansiklopedisi'nde yer alan bilgilere göre, Türkiye Kadınlar Birliği 1958 ve 1959 yıllarında, değişik şehirlerde organizasyonlar yapıp, çarşaflı hanımların manto ve başörtüsü takmasını istiyordu. Yörenin mülki amirlerinin de katıldığı çarşaf çıkarma törenleri dönemin basını tarafından da olumlayan içeriklerle okuyucuya ulaştırılıyordu.
DARBE SONRASI "ÇARŞAFLA MÜCADELE HAFTALARI" DÜZENLENDİ
27 Mayıs darbesiyle Demokrat Parti iktidardan uzaklaştırılırken, tesettür ve hassaten çarşaf muarızları iyice gemi azıya almıştı. Muhtelif kadın dernekleri ile Mustafa Kemal Derneği, darbeciler tarafından İstanbul Valiliği'ne atanan Refik Tulga'nın desteiyle İstanbul'un değişik semtleri ile çevre köylere giderek, çarşaflı hanımlara, "çarşafın zararlarını" anlatıyor, sonra da manto, pardösü ve eşarp dağıtıyorlardı. İktidardaki cunta ile birlikte hareket eden kimi "STK"lar işi o kadar abartmışlardı ki, Ağustos 1960'da vatandaşlardan manto, pardösü ve eşarp alımı için bağış kampanyası başlatılmıştı. Gazeteler, vatandaşların bu kampanyalara destek olmasını isteyen yayınlar yapıyorlardı. Vali ve kaymakamların çarşaflı hanımları takip ettirip, takibat yaptırması da bu dönemde sıklıkla görülmüştü.
BAYKAL'IN "ÇARŞAF AÇILIMI" ÇARŞAFLI CHP'LİYİ DÖVEN CHP'LİLERCE SONLANDIRILDI
27 Mayıs sonrası çarşaf karşıtlığını uç noktalara taşıyan CHP, yıllar içinde geleneksel tutumundan vazgeçmese de organize hareketlere de yönelmedi. Hatta, Deniz Baykal'ın genel başkanlığı döneminde CHP başörtüsü, hatta çarşaf açılımı denemelerinde bile bulundu. Baykal, Bosna Savaşı sırasında Bosnalı bayanlara Türkiye'den başörtüsü götürmüştü. Deniz Baykal, 2008 yılı kasım ayında da bir adım daha ileri giderek, partiye üye olan çarşaflı kadınların rozetlerini kendi elleriyle takmıştı.
Ancak CHP'nin geleneksel tabanında yer alan partililer, genel merkezin bu politikasını benimsemeyecek ve yeni üye olan çarşaflı bir CHP'liye fiziki saldırıda bulunacaklardı. 2009 yerel seçimlerinde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu da çarşaf açılımına tepki gösteren kimi partililerin portestolarıyla karşılamıştı. Bu arada 2009 seçimlerindeki bir başka CHP’li aday, İstanbul Pendik Belediye Başkan adayı Mehmet Salih Usta da sokak sokak dolaşarak kadınlara başörtüsü dağıtmıştı.
CHP'Lİ KADINLAR 11 YIL ÖNCE DE HATAY'DA "ÇARŞAF YIRTMA" EYLEMİ YAPMIŞTI
CHP, özellikle Deniz Baykal'ın genel başkanlığı döneminde başörtüsü konusunda ürkek de olsa kimi denemelerde bulunsa da partideki "tesettür karşıtı damar" bulduğu her fırsatta bu tavrını kurumsal olarak sergilemekten geri durmadı.
2009'daki yerel seçimlerde sergilenen tavra rağmen, sadece bir yıl sonra 3 Mart 2010 tarihinde Hatay CHP Kadın Kolları'ndan bir grup, halifeliğin kaldırılmasının yıl dönümünde, parti binası önünde "çarşaf yırtma eylemi" yapmıştı. CHP'li kadınlar halifeliğin kaldırılmasına ilişkin yapılan konuşamaların ardından yanlarında getirdikleri çarşafları çekiştirip yıtmış, parçaları yerlere atıp ayaklarıyla ezmişlerdi.
ÇARŞAF İÇİN ÖLDÜRÜLEN ÖZBEK KADINLAR, ÇARŞAF GİYEN İNGİLİZ POLİSLER
Türkiye'de çarşafa yönelik CHP eksenli hareketler böyleyken, aynı konuda dünyada da kimi çarpıcı anekdotlar bulunuyor.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nden Dr. Burcu Özdemir'in Bilig Dergisi'nin 2019 yılı 91'inci sayısında kaleme aldığı "Jenotdel (Komünist Parti Kadın Birimi) veTürkistan’daki Çalışmaları" başlıklı makalesinde yer alan bilgilere göre, komünist idare 1920'li yıllarda Türkistanlı kadınların çarşaflarını çıkartmaları için büyük baskılar uygulamıştı.
İdare, Komünist Parti'ye sadakatin ölçüsü olarak, kadınların çarşaflarını çıkartmasını şart koşmuş, çıkartanları üye yapmıştı. Ancak bütün teşvik ve baskılara rağmen bölge coğrafyasında kadınlar çarşaflarını çıkartmamakta direnince ölüme kadar giden şiddet uygulamalarına maruz kalmışlardı.
Kimi kaynaklara göre, kampanya sürecinin ilk iki yılında ve sadece Özbekistan’da 2 bin 500 kadın çarşaflarını çıkartmadıkları için asılarak veya kurşuna dizilerek idam edilmişti. Çarşafla ilgili çarpıcı bir başka olay ise 2009 yılında İngiltere'de yaşanmştı.
Avukat Fatma Benli tarafından hazırlanan ve Mazlum-Der tarafından yayınlanan "Türkiye'de ve Dünyada Başörtüsü Yasağı Kronoljisi 1964-2011" başlıklı çalışmada aktarıldığına göre, İngiltere’de, South Yorkshire Police teşkilatı bünyesinde çalışan üç kadın polis, Müslümanlarla daha iyi iletişim kurmak için çarşaf ve peçe takmıştı. Üç kadın polisten çarşaf giyip peçe takarak şehri dolaşmaları, böylece Müslüman gibi giyinmenin verdiği hissi yaşamaları istenmişti.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış