“Hazine’ye bağış” deyip alyans topladılar, kendilerine lojman yaptılar.
Bir darbeci hokus pokusu
Vakanüvis
Bugün, 27 Mayıs kanlı darbesinin 61’inci yıl dönümü. Yıl dönümü vesilesiyle bu meşum tarihin pek çok yönü gündeme gelecek. Biz de mezkur darbenin sayısız falsolarından birisine, “Alyans Evleri” rezaletine yakından bakalım.
ÖNCE, “MENDERES HÜKÜMETİ MERKEZ BANKASI’NI BOŞALTTI” YALANI DOLAŞIMA GİRDİ
Çok partili demokratik sistemde halkın teveccühünü kazanan Demokrat Parti iktidarına sadece 10 yıl tahammül edebilen vesayetçi odaklar, nihayet 27 Mayıs 1960 tarihinde darbe hayallerini fiiliyata geçirmişlerdi. Darbeyle birlikte de dönemin basının yardımıyla eski yönetime ilişkin tam bir kara propaganda başlatılmıştı. Bu propagandanın önemli bir parçası da “Menderes Hükümeti Hazine ve Merkez Bankası’nı boşalttı” yalanıydı. Darbeciler ve onların borazanlığını yapan basın, “Tamtakır Hazine” söylemini sürekli tekrarlıyor, Merkez Bankası’ndaki altın stoğunun eridiğinden bahsediyor, bu olumsuz durumun düzeltilebilmesi için de ulusal çapta bir yardım kampanyası başlatılması fikrini işliyorlardı.
ALTIN ALYANSINI BAĞIŞLAYANA BAKIRDAN “DEVRİM YÜZÜĞÜ” VERİLİYORDU
Halkla ilişkiler taktikleriyle kamuoyu iyice hazırlanınca, “Alyans Kampanyası” başlatılmıştı. Buna göre, vatandaşların alyansları bağış olarak kabul edilecekti. Vatandaşlar, sürekli işlenen bu tezin etkisiyle Merkez Bankası ve Hazine’ye ciddi bir desteğe başlamıştı. Darbecilerin oluşturduğu Millî Birlik Komitesi yönetimi, altın ya da pırlanta alyanslarını veren vatandaşlara bağışın anısına bakırdan yapılma “devrim yüzükleri” veriyordu.
Bağış yapanların haberleri basında geniş olarak işleniyor, röportajlara, köşe yazılarına konu ediliyor, böylece bağış kampanyasına katılımın artması amaçlanıyordu. Kampanya kapsamında başka aynî ve nakdî bağışlar da kabul ediliyordu. Kimi yerlerde vatandaş gelirinin bir kısmını Hazine’ye bırakıyor, esnaflar kamuya yaptıkları satışlarda fiyat indirimine gidiyordu.
ALYANSLARLA DARBECİ SUBAYLARA LOJMAN YAPILDI
Ülke çapında büyük bir meblağa ulaşan bağışların Hazine’ye gideceğini zannedenler ise kısa sürede yanıldıklarını anlayacaklardı. 27 Mayıs idaresi, toplanan alyans bağışlarıyla subaylara lojman yapmaya karar vermişti. Ankara’da Yücetepe, İstanbul’da Gayrettepe’de toplu subay konutlarının adı “lojman” olmakla birlikte, aslında içinde oturanların mülkiyetine geçecek bir mevzuat düzenlemesi yapılmıştı. Sonuçta milletin bağışlarıyla Ankara ve İstanbul’da 4 binin üzerinde - tam sayısı asla öğrenilemedi - dönemine göre gayet lüks konutlar inşa edilmişti. Konutları Türkiye Emlak Kredi Bankası yapmış ve bir yıl içerisinde subaylara teslim etmişti. Ankara ve İstanbul’da pek çok mahalle halk arasında “Alyans Mahalleleri” olarak anılır olmuştu. Ancak dönemin darbeci yönetiminin baskıcı tutumundan dolayı bu skandal kamuoyunda çok fazla tartışılamamıştı.
“BAĞIŞTA BULUNMAYANA ‘VATAN HAİNİ’ GÖZÜYLE BAKILIYORDU”
İlerleyen yıllarda ise 27 Mayıs darbecilerinin günah galerisinde “Alyans Evleri” de yerini alacaktı. Darbecilerle ideolojik yakınlığı olan kimi isimler bile konuya eleştirel yaklaşıyorlardı.
Akademisyen ve yazar Kurthan Fişek, 2 Ağustos 2000 tarihli Hürriyet’teki yazısında, “Bağışlar yaplıyordu. Aaa! O da ne? Alyans Evleri… Askerî lojmanlar yapılıyor, yükseliyordu. ‘Devrim umudu’yla, yüzüklerini bağışlayanların umutları kırlmıştı. Bağışlar önce yavaşladı, sonra ardı arkası kesildi. Bunun üzerine bir grup subay 21 Ekim 1961’de bir bildiri yayınladı. Bildiride Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyasi partileri faaliyetlerinden yeniden men edeceği vurgulandı. Ertesi gün alyans bağışları dörde katlanacaktı.” ifadelerini kaleme almıştı.
"ZORLA ALINMADI AMA VERMEYEN VATAN HAİNİ İLAN EDİLİYORDU"
Yıllar sonra Emin Çölaşan da bir yazısında bu konuyu işleyip 27 Mayıs darbecilerini savunduğunda ise bu defa da gazetenin o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, tıpkı Kurthan Fişek gibi 27 Mayıs darbecilerini eleştirmişti. Özkök yazısında, “27 Mayıs darbesinden sonra toplanan alyanslarla inşa edilen evlerin hangi ‘Kuvvacı idealler’ için harcandığını hepimiz çok iyi biliyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
Aynı dönemde Sabah gazetesinden Engin Ardıç da tartışmaya katılarak, şu satırları yazmıştı:
“1960 ihtilalinden sonra Hazine'ye katkı amacıyla toplanan ‘alyansları’ hangi kategoriye sokacaksınız? Sakın bu da bir çeşit adı konulmamış ‘Millî Birlik Komitesi yağması’ olmasın? Zorla almadılar tabiî, fakat öyle bir hava estirilmişti ki, vermeyene ‘Menderes yardakçısı’ ve hatta ‘vatan haini’ gözüyle bakılıyordu. Devlete hizmet için altın yüzüğünü gönüllü veren anam da babam da yıllarca parasızlıktan yerine koyamadılar da parmaklarında teneke yüzükle dolaştılar!”
“Alyans Evleri”nin bir bölümü bugün çok kıymetli semtlerde hala ayakta, önemli bir kısmının arazisinde de büyük emlak rantlarıyla yeni binalar dikilmiş durumda.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış