Öğrencilik yıllarından itibaren pek çok gazete ve dergide kuruculuk ve başyazarlık yapan, Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Anadolu Ajansının (AA) kuruluşunda yer alan Kurtuluş Savaşı'nın önemli isimlerinden Yunus Nadi Abalıoğlu, vefatının 76'ncı yılında anılıyor.
İşte gençlik yıllarından kalemi için verdiği mücadeleye kadar Kuruluş Savaşı'nın önde gelen gazetecisi Yunus Nadi'nin hayatı ve biyografisi...
YUNUS NADİ ABALIOĞLU KİMDİR?
Yunus Nadi Abalıoğlu, 1 Temmuz 1879'da, o dönemde Aydın ilinin Mekri kazasında bugünkü adıyla Fethiye'de dünyaya geldi.
Küçük yaşlarda okumaya meraklı olan Yunus Nadi "hususi bir muallimden" dini eğitim, kıraat ve tecvit dersleri aldı.
Kısa sürede kıraati ve Kur'an-ı Kerim'i öğrenen Yunus Nadi, babasının yönlendirmesiyle 11 yaşında Rodos'a, o dönemki adıyla Mekteb-i Kudat'a, diğer adıyla Medrese-i Süleymaniye'ye gönderildi.
Yunus Nadi, geleneksel ve yeni düşünceler arasındaki çelişkiyle, vatan ve özgürlük kavramlarıyla ilk kez Rodos'ta tanıştı.
Süleymaniye Medresesi'nden 1897'de birincilikle mezun olan Yunus Nadi, Galatasaray Sultanisinde (Lisesinde) ve İstanbul Hukuk Mektebi'nde eğitimine devam etti.
Yunus Nadi, öğrenciliği sırasında Malumat dergisinde yazı yazarak gazetecilik yaşamına başladı.
"Hayat-ı mesleğim artık taayyün etmiş gibiydi. Yalnız kendi halinde bir tahsil mizacıma uymuyordu. Hem tahsil etmeli hem münakaşa etmeliydim. Bütün hayatta en iyi münakaşa sahası ise ancak umuma hitap edecek olan matbuat meydanı olabilirdi" sözleriyle gazeteciliğe girişini anlatan Yunus Nadi, çevirmen olarak işe başladığı Malumat'ta çalıştığı üç buçuk yılın 2 yılından fazlasında yazarlık yaptı, 21 yazı kaleme aldı.
II. Abdülhamid'e karşı dernek kurduğu gerekçesiyle 1901'de tutuklanan ve Midilli Kalesi'nde üç yıl hapse mahkum edilen Yunus Nadi, cezasını Fethiye'de çekme isteği kabul görünce Fethiye'ye gitti ve meşrutiyetin ilanına kadar orada kaldı.
İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne 1908'de üye olan Yunus Nadi, Meşrutiyet'in ilanı üzerine İstanbul'a geldi. Mahkumiyet nedeniyle yarım bıraktığı Hukuk Mektebini ise ancak meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'a döndüğünde tamamlayabildi. Bu dönemde, İkdam ve Tasvir-i Efkar gazetelerinde de çalıştı.
MUSTAFA KEMAL İLE SELANİK'TE TANIŞTI
Selanik'e 1910'da giden Yunus Nadi, İttihat ve Terakki Cemiyeti'yle yakın ilişkisi nedeniyle bu cemiyetin Selanik'te çıkan yayın organı Rumeli gazetesine başyazar oldu.
Yunus Nadi, ilerleyen yıllarda Kurtuluş Savaşı'nda birlikte olacağı, Anadolu Ajansının kuruluşunda yer alacağı Mustafa Kemal ile Selanik'te tanıştı ve bu ilk arkadaşlık günlerini ilerleyen yıllarda anılarında şöyle anlattı:
"Selanik'te bir Olympos Gazinosu vardır. Orada hemen hemen her akşam Gazi'nin etrafında daima genişleyen bir halka teşkil eder ve onu dinlerdik. Vatan işleri bugünkü Gazi olan o zamanki Kolağası Mustafa Kemal'in lisanında canlanır, o kadar ki irtifada olmayıp dağlarını çark ederdi. O zamanki Mustafa Kemal, bugünkü Gazi'den farksız idi. Bugünkü Gazi o zamanki Mustafa Kemal'den başka bir şey değildir."
Mustafa Kemal ile Yunus Nadi arasındaki iletişim, ilerleyen yıllarda da sürdü. Yunus Nadi, Sofya'da ataşemiliter olarak görev yapan Mustafa Kemal ile mektuplaştı ve Mustafa Kemal'in düşüncelerini başyazar olduğu Tasvir-i Efkar gazetesinde "Çelik Kalemle Yazılmış Çelik Fikirler" başlığıyla yayınladı.
MUSTAFA KEMAL'İN FOTOĞRAFINI İLK YAYINLAYAN GAZETECİ
Balkan Savaşı başlayınca yeniden İstanbul'a dönen Yunus Nadi, 1912 Nisan-Ağustos'ta Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Aydın Mebusu olarak girdi, bir yandan da Tasvir-i Efkar'da başyazılar yazmaya ve yazı işlerini yönetmeye devam etti. Savaş sırasında işgale uğrayan Edirne'nin kurtarılması için kamuoyunu harekete geçirme görevi İttihat ve Terakki tarafından kendisine verildi ve bu amaçla başarılı bir kampanya yürüttü.
Çanakkale Savaşı'nda, Yunus Nadi'nin Selanik'ten tanıdığı Mustafa Kemal'in ismi, halk arasında dilden dile yayılmaya başladı. Fakat matbuatta, kahramanlığı üzerine ne herhangi bir yazı yayınlanmış ne de tek bir fotoğrafı yer almıştı. Tasvir-i Efkar basında, Mustafa Kemal'in Sofya'da ataşemiliterken çektirdiği bir fotoğrafını yayınlayan ilk Türk gazetesi oldu.
MİLLİ MÜCADELE'Yİ DESTEKLEDİĞİNİ YAZDI
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Tasvir-i Efkar gazetesinden ayrılan ve meşrutiyetin ilk anlarında Osmanlıcılığa yakın olan Yunus Nadi'nin temel düşünsel yönelimleri Selanik'ten döndükten sonra İslamcılık ve Türkçülüğe yakınlaştı.
21 Kasım 1918'de Meclis-i Mebusan'ın feshedilmesi ile Yunus Nadi'nin milletvekilliği görevi sona erdi. Yunus Nadi, yaşamı boyunca basın, siyaset ve düşünce dünyasından kopmadan meslek hayatını sürdürdü.
Yunus Nadi, Türk basın tarihinde gerek İstanbul'da, gerekse Anadolu'da özellikli bir misyon üstlenecek, 2 Eylül 1918'de yayın hayatına başlayacak Yeni Gün gazetesini kurdu.
Aynı yıl son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda İzmir Mebusu seçilen Nadi, Anadolu'daki Milli Mücadele hareketini desteklediğini Yeni Gün'de yazdı.
ANADOLU AJANSI'NIN FİKİR BABASI
Milli Mücadele döneminde Ankara'da propaganda gereksinimini karşılayacak, ulusal davayı hem yurt içinde hem de yurt dışında tanıtacak ve haber akışını hızlandıracak bir örgütün yoksunluğu hissedildi.
Anadolu Ajansı tam da bu ihtiyaçlara yanıt verecekti. Ajans, fikir ve isim olarak 1 Nisan 1920'de İstanbul'dan Ankara'ya geçmekte iken Geyve'nin Akhisar nahiyesi istasyonunda Yunus Nadi ile Halide Edip arasındaki sohbette doğdu. Ankara'da bir ajans örgütü oluşturması gereksinimiyle sohbet eden yazarlardan Halide Edip'in "Türk Ajansı", "Ankara Ajansı", "Anadolu Ajansı" gibi isim önerileri arasından "Anadolu Ajansı" ismi Yunus Nadi'ye cazip geldi, böylece birkaç gün sonra kurulacak ajansın cisminden önce fikri ve ismi doğdu.
Kafile Ankara'ya 1 Nisan akşamı ulaştı. Yunus Nadi'nin ifadesiyle 4 ve 5 Nisan akşamı Mustafa Kemal'in karargahı Ziraat Mektebi'nde, yemekten sonra Anadolu Ajansının kurulmasından söz açıldı.
Düşünceyi olumlu karşılayan Mustafa Kemal, Osmanlı Bankası'ndan temini mümkün olabilecek bir yazı makinesi ile işe başlanabileceğini söyledi ve 4 veya 5 Nisan akşamı Ziraat Mektebi'ndeki karargahta ajans fikri kabul edildi.
Alınan karara göre, ilk gün Mustafa Kemal, ajansın kurulduğunu tüm yurda duyuracak, Yunus Nadi ve Halide Edip ise resmi ve resmi olmayan yerli ve yabancı haberleri toplayarak, günde en az iki servis yapmak üzere telgrafhaneye vereceklerdi.
İlk çalışmaları Yunus Nadi ve Halide Edip tarafından başlatılan Anadolu Ajansı 6 Nisan 1920'de kuruldu. AA'nın TBMM'nin toplandığı 23 Nisan'a kadar olan kısa zaman aralığında yaptığı çalışmalar, ağırlıklı olarak Türk kamuoyunu yanıltmaya yönelik iç-dış yalan haber ve kışkırtmalara karşı halkı uyarmak ve ulusal kurtuluş yolunda alınan karar ve girişimler konusunda kamuoyunu zamanında haberdar etmek gibi konular üzerinde yoğunlaştı.
"DÜŞMAN YIKILMALIDIR, YIKILACAKTIR"
AA'nın fikir babası ve ilk çalışmalarını yapan Yunus Nadi, 10 Ağustos 1920'den itibaren gazetesini "Anadolu'da Yeni Gün" adıyla çıkardı ve Anadolu'daki milli mücadeleyi desteklemeye devam etti. Gazete, 11 Mayıs 1924'e kadar Ankara'da yayımlandı.
Yunus Nadi, Ankara'ya geldiği 1920'de Büyük Millet Meclisi'ne İzmir mebusu olarak girdi.
Birinci İnönü Muharebesi'nden sonra 1921 yılı başında İtilaf Devletleri'nin çağrısı ile gerçekleşen Londra Konferansı'nda Milli Hükümeti temsil eden delegeler arasında yer aldı.
Aynı yılın temmuz ayında, Kütahya-Eskişehir muharebelerinin Ankara hükümeti kuvvetlerince kaybedilmesinden sonra Mustafa Kemal'in başkomutanlığa getirilmesi için mücadele etti, bu konuda milletvekillerini ikna etmek için konuşmalar yaptı, Yeni Gün'de yazılar yayımladı.
Savaşın zaferle biteceğine inanan ve başyazılarının çoğunu, "Düşman yıkılmalıdır, yıkılacaktır" cümlesiyle bitiren Yunus Nadi, 1922'de Sakarya Meydan Muharebesi'nin kazanılmasından sonra Yeni Gün matbaası önünde toplanan bir halk kitlesi tarafından "Düşman yıkıldı" sesleriyle alkışlandı.
1921 yılı ortalarından itibaren tamamen Mustafa Kemal'in politikaları ile paralel hareket etmeye başlayan Yunus Nadi, Meclis içi muhalefet ve İstanbul muhalefetine karşı, Kemalizm'in ön cephe kalemşorlarından biri haline geldi.
CUMHURİYET GAZETESİNİ KURDU
29 Ekim 1923 günü Cumhuriyetin kurulduğunu bildiren anayasa değişikliğini Anayasa Komisyonu başkanı sıfatıyla Meclis kürsüsünden okuyan kişi Yunus Nadi'ydi.
Yunus Nadi, Cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'a giderek hilafet yanlısı İstanbul basınına karşı cumhuriyeti ve devrimleri savunacak bir yayın organı olarak Cumhuriyet gazetesini yayımlamaya başladı.
Gazete, Mustafa Kemal'in teklifi üzerine Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinin birleştirilmesi ile doğmuştu.
Gazetenin 7 Mayıs 1924 günü yayımlanan ilk sayısında Mustafa Kemal'le Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı hakkında yapılmış bir röportaja yer verildi.
Muğla mebusu olarak 1924'te Mecliste yer alan Yunus Nadi, bir yandan gazeteciliği sürdürürken altıncı dönemin sonuna kadar TBMM'de Muğla mebusu olarak siyaset yapmaya devam etti.
Yunus Nadi, 1936'ya kadar Cumhuriyet'in başyazarlığını yaptı, Nebizade Hamdi ve Zekeriya Sertel'in ayrılmasından sonra gazetenin tek sahibi oldu.
Usta gazeteci, Artemis, İhtilal ve İnkılab-ı Osmani, 40 Saat Graf Jeplin ile Havada kitaplarını da kaleme aldı.
Uzun süre devam eden hastalığının tedavisi için gittiği Cenevre'de 28 Haziran 1945'te hayatını kaybeden Yunus Nadi'nin cenazesi, İstanbul'da Edirnekapı Şehitliği'ne defnedildi.