Harvardlı fizikçi Avi Loeb: Oumuamua UFO'larla bağlantılı olabilir

19 Ekim 2017 tarihinde gözlemlenen gizemli cisim Oumuamua, bir kuyruklu yıldız olarak tanımlanmasına rağmen daha sonra göktaşı sınıfına girdi.

Yıldızlararası nesnelere ait yeni bir sınıfın ilk türü olan bu esrarengiz nesne, 2022 yılında Neptün'ün yörüngesinden geçerek yoluna devam edecek.

Göktaşı ve kuyruklu yıldızların kolaylıkla saptanabileceğini söyleyen araştırmacılar, Oumuamua'nın ise daha önce görülen hiçbir şeye benzemediğini söylüyor.

Dört yıldır nesnenin ne olduğunu tartışan bilim insanları, bir dizi teori ortaya atmış, bunlar arasında nesnenin kuyruklu yıldız, hidrojen buzu, göktaşı ve hatta uzay aracına ait olabileceği iddiaları yer almıştı.

"UFO'LARLA BAĞLANTISI OLABİLİR"

Harvard Üniversitesi'nin önde gelen astrofizik profesörlerinden Avi Loeb, Güneş sisteminin bilinen ilk yıldızlararası ziyaretçisi Oumuamua'nın UFO'larla arasındaki olası bağlantıya dikkat çekti.

Evrendeki tek zeki tür olmadığımıza dair bilimsel bulgulara yönelik ilginin arttığını aktaran Loeb, son zamanlarda bu tür kanıtlar için Oumuamua ve UFO'ları gösterdi.

Loeb, Oumuamua'nın uzaylılara ait olduğu spekülatif bir senaryoya dikkat çekiyor. Bu senaryoya göre gizemli gök cisminin, daha erken bir zamanda Dünya'nın çeşitli bölgelerine bırakılmış sondalardan veri toplayan bir alıcı olduğu bile düşünülebilir.

İşte bu senaryo, Oumuamua'nın UFO'lar tarafından bırakılan bir araç olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Loeb, olası senaryoları merak etmektense, daha iyi bilimsel veriler toplamak ve UFO'ların doğasını ortaya çıkarmanın öneminden bahsediyor.

Harvardlı profesör,  gökyüzünü izleyen geniş alanlı teleskoplara son teknoloji kameralar yerleştirilerek, tanımlanamayan gök cisimlerinin ne olduğunu gelecekte bulabileceğimizi söylüyor.

BAŞKA BİR GÜÇ MÜDAHALE EDİYOR

Oumuamua hakkında yapılan çalışmalar devam ederken, bu nesnenin sadece Güneş'in yer çekimi altında olmadığı ve görünmeyen bir güç tarafından hızının artırıldığı bilgisine ulaşılmıştı.

İtalyan astronom Marco Micheli ise bu bilinmeyen hız artışının, nesnenin içinde bulunan gazların salınması sonucu ortaya çıktığını söylemişti.