Ağız yoluyla alınma ya da bir şekilde emilmeyle biyolojik sistemlerde hasar veya ölüm oluşturan maddeler zehir ya da toksin, bu maddeleri inceleyen bilim dalına ise toksikoloji deniliyor. Radyoaktif zehirler ise (polonyum 220 izotopu) canlı organizmanın yapısındaki kimyasal elementlere yaydığı radyoaktif parçacıklar ile elementlerin çekirdek yapısının değişmesine neden oluyor. Bu değişimin sonucu olarak elementler bir başka elemente dönüşüyor.
ÖLDÜRÜCÜ ETKİSİ
Örneğin, insan vücudunda kırmızı kan hücrelerinde bolca bulunan demir elementi, alfa ışımasına maruz kalınca atom numarası 2 değerlik artarak nikel elementine dönüşüyor. Ve kimyasal özellikleri de değiştiği için hücre yapısı bozuluyor. Zehirler; düşük dozda kullanıldığında tedavi edici madde olsalar da, yüksek dozda kullanıldıkları zaman öldürücü etkisi bulunuyor.
“İLACI ZEHRİNDEN AYIRAN DOZUDUR”
1493-1541 dönemleri arasında yaşayan Paraselsus "Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur" diyerek zehre doz kavramını getiren isimdir. Eski çağlarda zehir genelde avcılıkta, savaşta ve idam cezalarının infazında kullanılıyordu. Romalılar ve Yunanlar zehirleri; hızlı etki eden ve yavaş etki eden ya da bitkisel, kimyasal ve mineral zehirleri olarak sınıflandırmışlardı. Lekeli baldıran (conium maculatum), su baldıranı, kurtboğan, güzelavrat otu, şeytan elması (tatula) gibi bitkiler ve mantarlardan, bunların dışında akrep, yılan ve kara kurbağası zehirleri ile antik çağlarda bu amaçla civa, zincifre, arsenik de cadı kazanlarında yer aldı.
TÜRK HEKİM ŞOK OLDU
Zehirlerin tanınması ve sınıflandırılmasıyla; panzehir yapımı geliştirilmeye başlandı. Bu dönemde Yunanlar ‘alexipharmacia’ ve ‘theriac’ adını verdikleri zehre karşı koruyan manasına gelen panzehri geliştirildi. Romalılar zamanında yapılan ‘mitridatum’ ise örümcek, yılan, akrep zehirlerine karşı etkiliydi. Çağın en ünlü zehirlerinden olan arsenik; 8’inci yüzyılın sonlarında Arap simyacı Ebu Musa Câbir bin Hayyan tarafından işlenerek beyaz, kokusuz ve tatsız olan arsenik tozu haline getirildi. Bu toz bilinen tüm zehirlerden daha zehirliydi. Türk hekim Ebubekir Razi arseniği civa ile karşılaştırırken “Ötekilerle karşılaştırıldığında arseniğin kesinlikle öldürücü etkisi var ve yan etkilerinden kurtulmak da mümkün değil” diyerek etkisini belirtmişti.
Toksik maddelerin suyu zehirlediği belirtilirken, 1989 yılında Amerika’da kayıtlı 18 bin 954 cinayetin sadece 28 tanesinin zehirle işlendiği de kayıt altına alınan bilgiler arasında yer alıyor.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış