Hataylı şehit babasının hayat hikayesi yürekleri dağladı.
Kırıkhan ilçesine yaşayan Tahir Mert’in oğlu Jandarma Uzman Çavuş İrfan Mert, Hakkari’nin Dağlıca ilçesinde görev yaptığı esnada teröristlerle girilen çatışmada 2016 yılında şehit düştü.
Evladının şehadetiyle birlikte hayat felsefesi değişen baba Mert, daha önce alkol bağımlısıydı.
Önce alkol bağımlılığından kurtuldu sonra hacca gitti
Yaşadığı acı sonrası gördüğü rüyayla birlikte alkolü bıraktı ve iş yerinde alkol satışına da son verdi.
Adeta hayatı değişen baba Mert, kısa süre sonra hac görevini yerine getirerek, çevresindeki insanlara örnek olmaya başladı.
Şehit babasının evladı için yaptığı hatıra odasıysa asrın felaketini hiçbir zarar almadan atlattı.
"7-24 alkol alan bir insandım"
Evladının şehadeti sonrası bağımlısı olduğu alkolden kurtulabilmek adına günlerce dua ettiğini ifade eden şehit babası, “Evladım, hayırlısı dedik ve gitti orada göreve başladı. Hayırlısı 4 buçuk sene orada görev yaptı. 4 buçuk yılın sonunda sıcak bir çatışmaya girdiler. Teröristlerle sıcak çatışmada şehit oldu oğlum. Rabbim bütün şehitlerimizin şehadetini kabul etsin. Hocalarımız, imamlarımız güzel haftalarca burada Kur'anlar okundu. Burada bize yardımcı oldular ve bizimle beraber o anı yaşadılar sanki. Biz de onlara çok memnun olduk. Yani bu vatandır; bugün sen gitmezsen ben gitmezsem kim gidecek bu vatanı koruyacak.
Yani şehit de olabiliriz, her şey olabilir. Şimdi benim de oğlum şehit oldu tabii. Evladım şehit olmadan evvel çok alkol alan; gece gündüz, 7-24 alkol alan bir insandım. Yani alkol almadığım gün yatamıyordum. Vücudum karıncalanıyordu. Yani nasıl bir eroinman gibi olmuştum artık. Yani kırk yıllık bir alkol içicisiydim. Bilakis bunu bırakmam için ben Rabbime dedim ki ‘Allah'ım sen madem ki beni şehit babası olmaya layık gördün beni bu illetten kurtar’ dedim. Hep dua ettim, yalvardım Rabbime. Rabbim de dualarıma karşılık verdi.” dedi.
"Namazdan sonra kesinlikle alkol almadım"
Duaları ve yalvarışları sonrası gördüğü rüyayla birlikte namaza başladığını, iş yerinde alkol satışını bıraktığını ifade eden şehit babası, “Bu arada biraz yattıktan sonra ben sağ tarafa doğru yatarken iki elinin üzerinden böyle bir kişi geldi bana, böyle vücuduma hafif böyle dokundu. Ben kendim şöyle düşündüm. Dedim herhalde kapıyı ben kilitlemedim, açık bıraktım. Sabah oldu, herhalde müşteri geldi. Sol tarafıma döndüm ve bir karartıyla karşılaştım. Geliyorum arkadaş dedim ve o ara kapıyı açtım işte o karartı öbür kapıdan da çıktı, gölge gitti. Tekrar ben kapıya baktım, kapı kilitli. Allah'ım dedim, bu kimdi. Bu kadar güzel bir dokunuştu ki yani bu kadar güzel bir dokunuş olamaz, bedenimi sardı o dokunuş. Bir müddet daha sonra sabah ezanı okundu.
O sabah ezanı o kadar ruhuma dokundu ki bu kadar ezanlar okundu ama o dokunuş, o ezanın sesi beni daha fazla bir aleme götürdü. Ben dedim ki bu sabah namazını kılmam lazım, bu adam beni namaza kaldırdı. Dolapta bir yarım şişe bir viskim vardı onu önce lavaboya döktüm. Namazdan sonra kesinlikle alkol almadım ama devamlı canım istiyordu. Oğlum Mesut'a dedim ki gel oğlum burada; ne kadar bira var, şarap var, viski var, bunların hepsini alacaksın doldur kasalara ve bunu götür Kırıkhan'daki büfeye teslim et. Bizim alışveriş yaptığımız iş yeri. Onları teslim et dedim oradan parasını da bana getirme. Onun parası senin olsun. Ben dedim gidiyorum hacca yazılmaya. Ve dükkanı kapattık, hacca yazılmaya. Dükkanı kapattık, biz hacca gittik ve geldik.” ifadelerini kullandı.
"İnanır mısınız resimler bile oynamamış"
Devasa binaların yerle bir olduğu asrın felaketinde evladı için oluşturduğu odada hiçbir eşyanın zarar görmediğini ve fotoğraflarda herhangi bir oynama olmadığına dikkat çeken şehit babası, “Büfedeki bütün bardaklar yerde, kırıldı. Gelinin hiçbir şeyi kalmadı. Kırıldı bütün tabaklar. İşte bir gün aklımıza geldi. Bir gün, iki gün sonra dedik şehidimizin odasına bakalım. İnanır mısınız resimler bile oynamamış. Allah'ım bu nasıl bir şey, bu nasıl bir ilahi takdirdir. Rabbimin ilahi takdiridir; yani böyle bir şey olur mu, yani şu büfelerin birinin camı oynamaz mı? Benim koca soba oynamış da böyle gitmiş. Şu büfe oynamaz mı, oynamamış. Resimler düşmez mi, düşmemiş.” dedi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış