Herkese merhabalar…
Yaşadığımız felaketin üzerinden bir hafta geçti…
Çevremde ne kadar insan varsa hala olayın şokunu ve üzüntüsünü atlatabilmiş değil.
Gördüklerimiz, şahit olduklarımız, duyduklarımız da öyle kolay unutulacak hikayeler değil.
İçişleri Bakanı Sn Ali Yerlikaya’nın “10 gün sonra yetkinin kimde olduğunu açıklayacağız” sözü üzerinden de bir hafta geçti.
Sanırım Sn Ali Yerlikaya’nın bahsettiği 10 gün için geri sayım yapmaktan başka çaremiz kalmadı.
Zira biz yetkinin kimde olduğunu bulamadık…
Sanıyorum yetkinin kimde olduğu noktasında kafası karışık olan tek biz değiliz.
Sorumluluk üstlenmesi gerekenlerin de kafası karışık ki herkes suçu birbirine atıyor.
Yetki kimde bilmiyoruz.
Bildiğimiz bir şey var. Vicdan sahibi her vatandaş, sorumluların kim olduğuna bakılmaksızın tek tek tespit edilip yargı önünde hesap vermelerini istiyor.
Sizlere bu köşeden de çok defa söylediğim gibi süreci yakından takip ediyorum.
Ulaşabildiğim kadarıyla ifadeleri okuyorum.
Geçtiğimiz gün otelin muhasebecisinin ifadesini okudum.
Gerçekten korkunç.
Denetim mekanizması o kadar yok ki iş tamamen otel yönetiminin vicdanına kalmış.
Otel sahibi hadi sahibini de geçtim otelin işgüzar bir yöneticisi alınması gereken bir önleme “Maliyet çok bunu iptal edin” dese ihmaller zinciri başlıyor.
Ve bunu denetleyen kimseler de yok…
Vah halimize vah…
Korkarım ki Bolu bu halde olan tek örneğimiz değil…
Yarınlarımız için gerekli dersi aldık mı?
Hiç sanmıyorum…
“Bir musibet bin nasihattan yeğdir” derler ya…
Biz musibetten de ders almayan bir hale geldik…
Umarım yanılıyorumdur…
Türkiye’de yaşıyoruz. Sıradan bir Kuzey Avrupalının bir yılda yaşayacağı gündemi biz bir günde yaşıyor, tüketiyoruz.
Farkındayım yazılacak, üzerine konuşulacak siyasi gelişmeler de çok fazla.
İmamoğlu’nun açıklamaları, Özdağ’ın süreci, İYİ Parti’den kopuşlar, AK Parti’de başlayan değişim…
Belki sosyal medya gündelik tartışmalarına geri döndü.
Belki politikacılar kendi tartışmalarına devam ediyorlar.
Ancak halkın gündemi Bolu ve Bolu’da hayatını kaybeden canların hesabının sorulması.
Daha çok siyaset yazarız.
Daha çok siyaset yorumlarız.
Daha çok tartışır, daha çok birbirimizi suçlarız.
Ama bugün değil…
Tabii bu süreçte yetki sahipleri toplumsal öfkeyi bastıracak adımlar atmadığı için vatandaşlar da kendi yargısını kurmuş durumda.
Sosyal medya hesaplarımıza, maillerimize hiç olmadığı kadar fazla ihbar geliyor bu günlerde…
Yozgat Belediye Başkanı’nın kardeşini itfaiye müdürü olarak ataması.
İhbar bana ilk ulaştığında inanmadım.
Araştırdım. Yetinmedim aradım.
Heyhat… İhbar gerçek çıktı.
Dedim ya ders almıyoruz…
Umarım insanların son anlarında annelerini arayarak helallik istemediği,
Umarım insanların ölümlerden ölüm beğenmek zorunda kalmadığı,
Umarım insanların ailecek el ele tutuşup yanarak ölümü beklemediği günler görürüz.
Selametle…