Çarşamba günkü yazımda bahsetmiştim, Washington’dayım. ABD seçimlerini yerinde takip etmek için Ensonhaber Genel Yayın Yönetmeni İlyas Efe Ünal ile ani bir kararla yola çıktık. İyi de oldu.
Dünyanın merakla izlediği Amerika Birleşik Devletleri seçimlerinin heyecanını, doğrudan sahada yaşadık, sizlere de aktarmaya çalıştık. İlginize de ayrıca teşekkür ediyorum.
Harika dönüşler vardı. Özellikle Instagram’dan paylaştığım, İlyas Efe ile kamera arkası görüntümüz sanırım favoriniz oldu; ki haklısınız biz de biraz eğlence olsun diye paylaşmıştık.
Peki Adem nereden çıktı bu ABD seçimlerini yerinde takip etme işi?
Bütün macera, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna giderken başladı. Ensonhaber'in sahibi Serkan Kalemciler’le ile yolda karşılaştık, sohbet derinleşti. "Gidilse iyi olur" dediği an, ben de zihnimde çakan kıvılcımla bu işin peşine düştüm. İlyas Efe ile birkaç dakika içinde muhasebeyi arayıp, biletleri kestirdik. Bir sırt çantası, ekipmanlar, otel rezervasyonu derken kendimizi havalimanında bulduk.
Tabii bu vesileyle, "Nasıl gidiyorsun, biletini kim aldı?" diye soranlar için hazırda bir cevabım vardı. Ancak ne ilginçtir ki, kimse böyle bir soru sormadı. Bu hayatın bana karşı ironisi…
Uçağa bindiğimizde yanımıza bir hanımefendi oturdu. Adeta bir seçim analiz makinesi gibi konuşmaya başladı. Durumu o kadar güzel betimledi ki, sanki seçim sonuçlarını daha yaşanmadan izledik.
Bakın, bize neler söyledi: "Biden, Demokratlar için zorunlu bir tercih" dedi, "Kamala ise ideal aday değildi ama alternatif de pek yoktu." Ekledi: "Biden’ı kampanyada geri planda tuttular. Ama Trump’ın en büyük destekçisi Elon Musk’ın etki gücünü hesaba katmadılar.
X başta olmak üzere dijital kampanyanın yönetiminde Elon Musk’ın varlığı çok büyük fark yarattı. Özellikle Biden döneminde Demokratların hataları müthiş bir şekilde dolaşımdaydı."
Devam etti: "Trump sağlıklı biri değil." dedi, "Ama fanları aşırı tutkulu. Mitingleri tam anlamıyla şovdu."
Burada ben de şunu eklemek istiyorum ki aslında Trump’ın tutkulu kitlesi eğitimli ve orta gelir üzeri Amerikalılar için bir anlamda Trump’tan uzaklaşma nedeniydi. Devam edeyim… "ABD ekonomisi, Trump’tan sonra tökezledi." diye vurguladı, "Kazan kaynamadı, tencere boş kaldı." Tam da Trump’ın odaklandığı konular: ekonomi, göçmen politikası ve savaşların son bulması.
Ekonomi, göçmen politikası ve savaşların son bulması mı? Bu konular bana çok tanıdık geldi sanki? Neyse… Geçelim… İşte tam da uçakta tanıştığımız hanımefendinin öngördüğü gibi oldu!
Trump, saatlerce sürmesi beklenen sayımı yalnızca 6 saatte, önde bitirdi. Hiçbir olay yaşanmadı. Kamala Harris mağlubiyeti kabullendi, olaysızca geri çekildi. Hatta daha sonra basından, Biden ve Kamala’nın Trump’ı arayarak tebrik ettiklerini öğrendik.
Peki benim analizim ne?
Trump’ın medya planlaması şahaneydi. Dijitalde tam isabetli adımlar attı, Elon Musk’a güvenip stratejik bir oyun kurdu. Bana kalırsa bu oyun zaten Elon Musk’ın 50 milyar dolardan fazla parasını kâr etmeyen Twitter’a yatırdığı gün başladı.
Twitter, X oldu ama hala kâr etmiyor. Peki bu Elon Musk için sorun mu? Vallahi şundan eminim Elon Musk’ın bundan sonraki olası kazançlarını düşündüğümüzde X platformu için yatırdığı 50 milyar dolar çerez parası kalıyor.
Uzay yatırımları, Tesla, beyin pili çalışmaları, yapay zeka yatırımları… Muhtemelen bu saatten sonra Elon Musk, bu alanlarda bol bol teşvikler alacaktır.
Ezcümle…
Seçim müthiş bir strateji savaşıydı. Trump’ın oyunu çok iyi kurgulanmış, demokratlar ise aday tartışmaları içerisinde geç kalmışlardı. Ve kazanan Trump oldu.
Trump’ın ilk başkanlık döneminde herkesin en büyük endişesi “Bu deli adam bir dünya savaşı başlatır mı acaba?” noktasındaydı.
Dört yıl sonra Trump geri döndüğünde ise beklenti, herkesin canını derinden yakan savaşları bitirmesi noktasında.
Bu da sanırım hayatın Trump’a karşı ironisi…