Bu satırları size yaklaşık 35 bin feet yükseklikte, İstanbul’dan Washington’a giderken kaleme alıyorum. Elbette ABD seçimlerini yerinde takip etmek amaçlı bir seyahat. Cuma günü de detaylı bir şekilde ABD seçimlerine dair gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım.
Dönelim gündemimize…
Pat diye lafa girmek deyimi vardır ya hani bizde.
Pat diye yazıya gireceğim. Çünkü konu çok net.
Cumhurbaşkanı Sn Erdoğan ile fotoğraf çektirerek kendisine itibar yaratmaya çalışan siyasetçilerden bahsediyorum.
Aslında bunun bir de siyasetçi görünümlü iş takipçisi, komisyoncular versiyonu var ama bugün konumuz sadece siyasetçiler özelinde!
İlk önce şunu söyleyeyim. Sn Erdoğan ile girdikleri her ortamda fotoğraf çekilip sonra bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşıp itibar devşirme peşinde koşanlar bilsinler ki ucuz hesaplarının herkes farkında ve oldukça komik bir duruma düşürüyorlar kendilerini.
Siyasetçi liderini elbette sevmeli.
Elbette fotoğrafı da olmalı. Bunlara itirazımız zaten yok olamaz da!
Benim derdim şark kurnazı siyasetçilerle!
Lideriyle çektirdiği pozları sosyal medyadan paylaşarak kendisini ayrıcalıklı göstermeye çalışanlarla!
Şunu bilin ki böyle bir siyasetçiden ne topluma ne de mensubu olduğu partiye zerre bir fayda gelmez.
Faydası varmış gibi göründüğü her işinde de muhakkak bir alavere dalavere vardır! Şaşmaz…!
Netim.
Eğer bir siyasetçi Sn Cumhurbaşkanına katkı sağlamak istiyorsa sahada olmalı.
İlçe ilçe gezmeli…
Unutulmuş sokaklara dalmalı…
Köylerin yolunu tutmalı.
Seçim bölgesinin altını üstüne getirmeli.
Üstelik bunu hunharca yapmalı.
Çünkü sahadan güç alan her siyasetçiyi lider sever.
O çalışmalar, o çaba, o özveri bir şekilde liderin kulağına ulaşır.
Hele hele söz konusu Sn Erdoğan gibi kurt bir siyasetçi ise…
Muhakkak o hak, hakkedene teslim edilir.
Peki realitede durum nedir?
Ne yazık ki herkes Mirkelam’a bağlamış durumda işi…
“Bi fotoğraf çekilebilir miyiz” diye geziyorlar!
Kah Sn Erdoğan’ın Cuma namazı kıldığı cami çıkışında bitiveriyorlar kah bir etkinliğin sonunda sahneye atlıyorlar.
Amaç tek hedef net! “Bi fotoğraf”
Kızanlar olabilir ama gerçek bu!
Bu yazıdan sonra bol bol mesaj gelecektir “Kimden bahsediyorsun? Kim o siyasetçiler” diye. Bana sormayın. Instagramınıza, X hesabınıza girip kendiniz görün!
Discord Kapalı Kalmalı mı?
Ben hayatımda Discord’a hiç girmedim. Acaba bir heyecanla kullanıcı adı almış mıyımdır diye de baya yokladım hafızamı ama o da yok.
Şimdi bu konuya nereden girdim? Siz de haklısınız ülke gündemi o kadar hızlı değişiyor ki bazılarınız unutmuş olabilirsiniz ama birkaç hafta önce tüm ülke Discord üzerinden gencecik kızlarımızı tehdit eden sapıkları konuşuyordu.
Şans… Tam da o günlerde Ulaştırma Bakanı ile bir seyahatteyiz. Yaka mikrofonunu kaptığım gibi Sn Bakanın yanına gittim Discord meselesini sordum. “Ne olacak Sn Bakan bu mesele herhangi bir tutumunuz olacak mı?”
Pat…! Bir sonraki gün şalterler aşağı. Discord’a erişim engeli…
Velhasıl…
Ben de farkında değildim ama meğer inceden bir algı varmış “Adem istedi Discord kapandı”
Benimse konuyla alakam tam olarak yukarıda anlattığım gibi.
Bu algıyı da Crypto Kemal isimli bir X kullanıcısının paylaşımından fark ettim.
Paylaşım sonrası birbirimize telefon numaralarımızı verdik araştık konuştuk.
Discord’u iş hayatında da aktif kullanan birisiymiş Kemal Bey.
Bana anlattıklarını ben de sizlere aynen aktarıyorum.
- Discord binlerce insanın uluslararası alanda açık toplantılar yaparak işlerini kolaylaştırdıkları bir mecra. Aynı anda binlerce insanla görüntülü konuşma şansına sahipsiniz. Bu da açık çalışma ortamında müthiş bir toplantı kolaylığı sağlıyor.
- Burada da ciddi bir ekosistem dönüyor. Çok fazla insan mağdur duruma düştü
- Kötülük yapmayı kafaya takmış insan her ortamda, her şartta o kötülüğü yapar. Bir yolunu bulur. Discord gider Miscord gelir!
- Kapatmak bir çözüm değil. Kaldı ki Discord’un kapatılma gerekçesiyle yarın başka mecralar da çok rahat kapatılabilir
- Discord biraz nish bir kitleye sahipti. O yüzden çok yüksek ses çıkmadı. Garip kaldı. X veya Instagram bu kadar süre kapalı olsa ortalık ayağa kalkardı.
Açılır açılmaz bu benim bileceğim bir mesele değil. Discord nasıl benim bir sorumla kapanmadıysa benim bir sözümle de açılmayacak. Ama ortada bir mağduriyet varsa oraya bir kez daha bakmakta fayda var…
Bam Telini Titreten Bir Öneri
Değerli okurlarım, arkadaşlarım, beni sevenler ya da tesadüfen bu yazıya düşenler…
Her yazı sonrası Whatsapp’tan veya mesaj yoluyla geri bildirimde bulunanlar…
Eleştirenler, kızanlar, tebrik edenler…
Bırakalım şimdilik dünya işlerini.
Sizlere yüreğinizi ısıtacak bir öneri ile geldim.
YouTube artık malum bir parça da içerik çöplüğü haline döndü.
Doğru içeriğe ulaşmak, rastgele gezerken dikkatinizi çalabilecek paylaşım sayısı giderek azalıyor.
İşte sizi bu dertten kurtarayım istedim…
Ercan Saatçi’nin Çok Akustik programı…
Özellikle de Fırat Tanış’ın konuk olduğu bölüm…
Uzun zamandır böylesi bir program izlemedim ben.
Böyle duygudan duyguya savrulmadım.
Hele ki Fırat Tanış’ın, “Gafil Gezme Şaşkın” türküsünün arkasından Aşık Veysel’in “Beni hor görme gardaşım” şiirini okuması…
Muhakkak sosyal medyada denk gelmişsinizdir o sekansa. Zira milyonlar izlendi farklı farklı hesaplarda.
Ama program bir sekansa sığdırılamayacak kadar dolu dolu…
Ben anlatmayayım.
Vakti olanlar bence muhakkak göz atsın. Emin olun hayata dair de çok şey kazanırsınız…
Not: Çakarlı araçlar konusunda bazı sorularım olacak.
Mesela en yoğun gelen şikayetlerden biri milletvekillerinin aileleri bu çakarlı araçları kullanıyor mu? Yakın akrabaları kendilerinde böyle bir hak görüyorlar mı?
Konuşacağız… Bu konuyu ilerleyen günlerde yazmaya devam edeceğim…