İstanbul, pek çok alanda olduğu gibi Türk Sinema Kültürü’nün de kalbi olarak tarihin derinliklerine son derece güçlü köklerle bağlı.
Sinemanın dünyadaki başlangıcı 1895 yılında olsa da Türkiye’ye getirilmesi1908 yılında planlanmaya başlanmış, 1910 yılında Şehzadebaşı’nda “Milli Sinema” adı altında halka açık ilk sinema salonu faaliyete girmiş ve nihayet sinemanın ülkeye girişi 1914 yılında olmuştur.
Sinemanın başlangıcı olarak, ilk filmin (Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı) hayata geçirildiği 1914 yılı kabul edilmiştir.
Açılan ikinci salon da “Ali Efendi Sinemaları” olmuştur. Yapılan konulu filmler ve açılan Merkez Ordu Sinema Dairesi, bu yılların önemli gelişmeleri olarak gösterilebilir.
O tarihten günümüze gelene dek binlerce film de bu belgeselle aynı kaderi paylaşmış ve maalesef günümüze ulaşamamıştır. Yani başka bir deyişle Türk Sineması’nın ilk dönemleri kayıptır.
İlk konulu Türk filmi her ikisi de1917 yılında Müdafaa-i Milliye Cemiyeti tarafından çekilen “Pençe” ve “Casus” filmleri olduğu konusunda tartışmalar bulunmaktadır. Aslında Türk Sineması’nda ilk konulu film denemesi “Leblebici Horhor Ağa” olmasına rağmen film oyunculardan birisinin ölmesi üzerine tamamlanamamıştır.
İkinci film ise “Himmet Ağa'nın İzdivacı” olmasına rağmen, filmin oyuncuları Çanakkale Savaşı'na katıldıkları için çekimler ancak 1918 yılında tamamlanabilmiştir. Türk Sineması’nda ilk komedi filmi serisine ise 1917 yılında başlanmıştır.
1919 yapımı ve yönetmenliğini Ahmet Fehim'in yaptığı “Mürebbiye” isimli film ise sansüre uğrayan ilk Türk filmidir. Yönetmenliğini Hüseyin Şadi Karagözoğlu'nun yaptığı “Bican Efendi Vekilharç” isimli 1917 yapımı Türk komedi filmi büyük ilgi görünce, 1921 yılında “Bican Efendi Mektep Hocası” ve aynı yıl “Bican Efendi’nin Rüyası” isimli Türk komedi filmleri çekilerek gösterime girmiştir.
Bu dönemde Türk Sineması’nda ilk sesli ve Türk-Mısır-Yunan ortak yapımı olan “İstanbul Sokaklarında” adlı film çekilmiştir. Muhsin Ertuğrul “İstanbul Sokaklarında” ve “Bir Millet Uyanıyor” adlı filmleri ile ilk sesli Türk filmlerini çeken isim olmuştur. Ayrıca ilk kısa metraj filmler ve dönem filmleri de bu dönemde çekilmiştir.
1931-1950 yılları arasındaki en önemli gelişme ise Türk Sineması Cemiyeti tarafından düzenlenen yarışma olmuştur. Yarışmada en güzel film olarak Şakir Sırmalı'nın “Unutulan Sır” adlı filmi seçilmiştir.
Yapım yılı 1934 olan "Bataklı Damın Kızı Aysel" filmi Muhsin Ertuğrul’un Türk Sineması’na kazandırdığı önemli bir yapıttır.
Türk Sineması ilk yurt dışı başarısını 1932 yılında Venedik 2’nci Film Şenliği'nde elde etmiş, yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul'un yaptığı “Leblebici Horhor Ağa” filmi ile Onur Diplomasi Ödülü'nü almıştır. 1949 yılında çekilen Türk filmi “Çığlık” ise ilk Türk korku filmi olarak kabul edilir. 1953 yapımı “Halıcı Kız” isimli Türk filmi de çekilen ilk renkli Türk filmidir.
Sinema tarihimizdeki ikinci yarışma olan “İstanbul Yerli Film Yarışması” bu dönemde düzenlenmiştir. Kapalı sinemaların hayata geçirilme fikri de bu dönemlerde artık iyice ağırlık kazanmıştır. Bunun yanında renkli film uygulamasına hız verilerek Türk Sinema Tarihi’ndeki en büyük aşamalardan biri kaydedilmiştir. Üretilen film sayısı bu dönemde 789’lara ulaşmıştır.
Türk Sineması başlangıcından bu güne kadar bir yürüdü bir durdu ama hiç devrilmedi.
Bugün uluslararası festivallerde ödüller alan, ekonomik bir sektör haline gelen, istihdama destek veren bir güç oldu.
Emeği geçenlere saygı ile…