Politika faizi kamuoyunun gündeminde kalmaya devam ediyor.
Merkez bankaları, ekonomi politikalarını uygulamak ve para arzını kontrol etmek için faiz oranlarını kullanıyor.
Faiz oranları, para arzını ve genel ekonomik faaliyetleri etkileyen önemli araçlardır.
Merkez bankalarının resmi faiz oranları yoluyla para arzı ve kısa vadeli faiz oranları üzerinde kontrol yeteneği bulunuyor.
Merkez bankaları, bankaların ihtiyaç duyduğu likiditeyi sağlamak için bankalara verdiği kısa vadeli borçların ve fazla likiditeyi çekmek amacıyla yaptığı borçlanmanın faiz oranlarını kendisi belirliyor.
Merkez bankaları bu faiz oranını belirleyerek iktisadi faaliyet ve fiyatlar genel seviyesini etkilemeyi amaçlıyor. Bu nedenle bu faiz oranına politika faiz oranı deniyor.
Merkez Bankası'nın kullandığı politika faiz oranı, bir hafta vadeli repo işlemlerinde uygulanan faiz oranı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından belirlenen bir hafta vadeli repo faizi de son 8 aydır yüzde 50'de.
Piyasada faizin düşmesi beklentisi var.
POLİTİKA FAİZİ ARTARSA
TCMB politika faizini artırırsa; borç alacak bankalar, daha yüksek faiz öder.
Bunun sonucunda kredi ve mevduat faizleri yükselir.
Yüksek faiz sonucunda bankalar, merkez bankasından daha az fon satın alır. Bu nedenle kredi toplam miktarı azalır.
Bu durum ekonomik durgunluğa neden olabilir.
Politika faizinin yükselmesiyle birlikte döviz kurlarında düşüş görülür.
POLİTİKA FAİZİ DÜŞERSE
Politika faizinin düşmesiyle birlikte bankalar, TCMB’den daha düşük faizle borç alır.
Bankaların para talebini artırması, kredi toplam tutarını yükseltir.
Buna bağlı olarak ekonomik canlanma meydana gelir.
Bankalar düşük faizli fon aldığı için maliyetleri düşer.
Bu, kredi mevduat faizlerine yansıyarak, düşüşüne neden olur.
Bu durumda döviz kuru ise artar.
