Gelişen teknolojiyle birlikte bilgisayar oyunları çocuklarda bağımlılık halini aldı.
İnsanların yüzde 98’inin internet bağımlısı olduğu Kore’de, 50 saat bilgisayar başından kalkmadan oyun oynayan bir çocuk, yerinden kalktığı anda düşüp hayatını kaybetti. Aynı ülkede internet bağımlısı bir çift bebeklerini kaybetti.
Rusya'da ise 12 yaşındaki bir çocuk, oynadığı oyunun vücudunda yarattığı stres nedeni ile beynine kan gitmemesi sonucunda kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.
Yine Bangkok (24) ve Tayvan'da (18) iki genç uzun süre bilgisayarın başından kalkmadıkları için hareketsizlikten hayatlarını kaybetti.
Oynadığı oyunun etkisinde kalarak sokağa çıkıp insanları kesen çocuk haberleri ve Çin’de teknolojik cihaz almak için böbreğini satan çocuklar gibi kötü örnekler, bilgisayar oyunlarının yarattığı hareketsizlik ve çocukların psikolojisinde gözlenen olumsuzluklar endişe verici.
Bilgisayar oyunlarının bu olumsuzluklarının yanı sıra aynı zamanda ufuk açıcı özelliklerinin olması, çocukların hayal dünyalarını geliştirilmesi de yadsınamaz bir gerçek.
MAHALLE KÜLTÜRÜ YOK OLDU
Şehirlerde artan modern yapıların mahalle kültürünü yok etmesi, aile bireylerinin tümünün çalışma hayatında olması gibi sosyoekonomik değişimlerin etkileri ve gelişen teknolojilerin yarattığı alışkanlıklar günümüz çocuklarının oyun oynama kültürlerini değiştirdi.
Çocuklar sokak oyunları oynayarak artık bedensel ve ruhsal sağlıklarını kazanamıyor.
Teknolojik oyun ve cihazlarla çocuk, karşılıklı iletişimin olmadığı, galibiyet sevincini, yenilgi üzüntüsünü paylaşamadığı sanal bir dünyaya bağımlı hale geldi.
Vücutça yorulup, hareket edilemeyen, arkadaşlar ile baş başa verilip planlanamayan kapalı devre oyunlar, çocukların giderek mutsuzlaşmasına neden oluyor.
Teknoloji alanındaki gelişmelerle birlikte mahalle aralarında duyulan çocuk sesleri azalmaya başladı.
Böyle devam ederse de sokak oyunları, gitgide unutulacağa benziyor.
Mevlana'nın bu konudaki bir sözünü hep beraber hatırlayalım:
Oyun, aslında akıldadır ancak çocuk oyunla akıllanır.
