17-25 Aralık 2013 Türkiye'nin gördüğü en korkunç çeteden kurtuluş haftasıdır. 15 Temmuz’dan da ziyade önemli tarih 17 Aralık’tır.
Bu 17-25 Aralık 2024 haftası boyunca 11 sene önceki darbe teşebbüsü sürecini siz Ensonhaber okurlarına anlatacağım. Bugün ilk yazı, yarın ve sonraki günlerde de yazılarım olacak.
17 Aralık Türkiye için büyük bir şanstır. 11 sene geçti ve bugün daha iyi anlıyoruz ki 17 Aralık'ta FETÖ seçilmiş hükümete büyük taarruz başlatmasaydı asla bu şekilde geti püskürtülmeyecekti.
Eğer Fethullah Gülen daha sakin ve daha akıllı davranıp geri çekilseydi ve bekleseydi zaten 10 sene içinde külliyen sisteme hâkim olacaktı. Gülen biraz da boş yere paniğe kapıldı ve ölümüne saldırdı. İyi ki de saldırdı.
Gülen'in paniğe kapılıp bu hamleyi yapması için çalışanlar büyük bir iş yapmıştır. Tarih o isimleri yazacaktır ama henüz erken olduğu için o isimleri açıklamıyorum.
Aslında gürültünün kopacağı çok önceden belliydi. Cemaat bir güç zehirlenmesi geçiriyordu ve saldırmak için yer arıyordu.
19 Kasım 2013'te cemaatin iki yıl içinde yer ile yeksan olacağını alegorik olarak ifade eden bir yazı yayınlamıştım Sabah gazetesinde.
Vesayet odağı haline gelmiş TSK'nın yaşadıklarıyla cemaatin aynı şeyleri yaşayacağını ifade etmiştim o yazıda. TSK Camiası ile Gülen Camiası arasında benzerlik kurmuştum.
Cemaatin elemanlarının tamamı Twitter adreslerinden benimle dalga geçmişlerdi. Şimdi o isimlerin nerdeyse hepsi tutkulu ya da kaçak. Yazının bir kısmı şöyleydi...
“ ... TSK'yı yönetenler bu cemaatçiliğe teslim olarak TSK'nın hallaç pamuğu gibi atılmasına sebep oldular. TSK'nın ve Türkiye'nin yaşadığı her ama her problemi yanlış teşhis ettiler. Bu problemler hastalığa dönüştü. Bu hastalıklara karşı Harbiye kitaplarından ezberlenmiş tedavi reçetelerini her seferinde doğru zannederek uygulamaya geçtiler. Oysa ilerlemiş bir hastalığı teşhis etmeden tedaviye kalkışmak fiilen intihar demekti.
TSK camiasının kurumsal bir zekâ geriliği içinde olduğunu ve intihar ettiğini 2008'de yazdığım için beni 301'den yargılattılar. TSK'ya bağlı milis güçler beni tehdit etti ve hedef gösterdi. TSK camiası sadece yaşadıkları hastalık halini tasvir ve teşhis ettiği için bir yazara düşman oluyordu. TSK camiası büyük bir körlük içine girmişti. Bir hastalığı doğru teşhis eden adama saldırarak mevcut hastalığın üzerinin örtülmeyeceğini görmüyorlardı.
İşte sonuç ortada. TSK kendi kendini tedavi edemedi ve bünyenin dışından bir ameliyata maruz kaldı. Netice olarak inanılmaz sayıda adam TSK'dan tasfiye edildi. Aslında kendini bizzat tasfiye eden eski rejimin TSK'sıydı. Bugünden bakıldığında TSK'ya dair 5 sene önceki teşhislerimin tümünün doğru çıktığını, o zaman bana düşman olan ve hakkımda kara propaganda yayını yaptıran orgenerallerin bizzat kendileri itiraf ediyor.
TSK camiasının yaşadıkları bence bugün her camia için ders niteliğinde olmalıdır. Kemalist cemaatçilik ve gayrimeşru iktidar hırsı TSK'yı bitirdi. Her türden cemaatçi hırs içinde olduğu bünyeyi hastalık gibi kemiriyor. Habire yanlış teşhisler yapan eski rejim döneminin sahte liberal aydınları da kendi kendilerini tasfiye ediyor. Onlar da tıpkı eski rejimin generalleri gibi başkalarını suçluyor. Bu sefer 5 sene değil sadece 2 sene sonra bu yazdıklarımı daha iyi anlayacaksınız… “
19 Kasım 2013 tarihinde bunları yazmıştım.
Evet 2 sene içinde bu çete tuzla buz oldu. 2014-16 seneleri içinde FETÖ berhava edildi.