Düştükleri zavallılık yürek burkuyor.
Atatürk’ün partisinden, eline Che posteri alıp “hırsızıma dokunma” diye sokaklarda tepişen gençlerin eline düşmek…
Atatürk’ün Çanakkale’de hezimete uğrattığı İngiliz’e, “Bizi yalnız bırakmayın” diye ağlaşmak…
İngiliz Muhipleri Cemiyeti'ni mumla aratmak…
Yahu, Türk Ordusu yokmuş gibi bir de Türk Halk Kurtuluş Ordusu kuran Deniz Gezmiş bile bu kadar ağır ihanet içinde değildi. Ölürken “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” diye bağırdı. Kaldı ki o ve avenesinin bilinçaltında ordu içinde 60 darbesine doyamamış, hatta iki kez harekete geçip en sonunda İsmet Paşa'yı bile darlayıp, asılmışlardan kalma darbeci artıklarına güven vardı.
Babadan amcadan miras solcu 40 yaş altı kuşak maalesef bir masal âleminde büyüdü. Zaten bir hezimetin içine doğdular. Doğduklarından kısa bir süre sonra sol sadece Türkiye’de değil dünyada yenilmişti. En yakın büyükleri bir bozgun içerisinde, hayata küsmüş, devrimci marşlardan Ahmet Kaya’nın iki ucu keskin arabesk ağıtlarına uzanan bir bunalım yelpazesi içerisinde rakının dibine vurup ağlaşıyorlardı.
İşte bu kaybedenler kulübünün içine doğdular ve hiçbir zaman gerçek anlamda bir umutları, ülküleri olmadı.
Bu depresif hayatın tabii kendi “sanatı” da vardı. Bir yerlerden Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sını duydular, elinde o kitapla selfie çektirmeyen kalmadı. Okuyorlar mıydı? Sanmam. Kaldı ki Sabahattin Ali’nin CHP’nin tek parti diktasının haydutları tarafından kafasına taş vurularak katledildiğini hala duymamış bile olabilirler.
Her türlü iddiaya varım, 70’lerden bu yana ilk sayısında Nazım Hikmet şiiri bulunmayan hiçbir solcu şiir/edebiyat dergisi yayınlanmamıştır. Oysa malum, Nazım Hikmet’i asılsız astarsız suçlamalarla 13 yıl hapislerde çürüten de CHP’nin tek parti diktasıdır. Menderes affı ile özgürlüğüne kavuşmuş, AK Parti döneminde vatandaşlığı ve onuru iade edilmiştir.
Maksadım tekrar geçmişi hatırlatıp bunları utandırmak değil. Utanamayacak kadar bilinçsizler ve bir hayal âleminde yaşıyorlar. Hatta bir paralel evrende yaşıyorlar. Daha AK Parti iktidara gelmeden yeminli düşman kesildikleri için 23 yılda gerçekleri inkâr ede ede, kafalarını kuma soka soka gerçeklikle aralarındaki makas o kadar açıldı ki artık bir paralel evrende yaşıyorlar.
Bu paralel âleme tüyü de devrimci amcalarının emekli ikonu dikti. Hırsız müteahhitti destek için minibüsün üzerine çıkıp utanmadan Nazım Hikmet için yazılmış şiiri okudu
Ne bir haram yedin ne cana kıydın
Ekmek gibi temiz su gibi aydın
Yiğidim aslanım aman burda yatıyor.
Hiç haram yememiş, ekmek gibi temiz, su gibi aydın dediği yiğit aslan da bir hırsız müteahhit…
Muhalefetin sorunu işte bu, hayaller İnce Memed, Che Guavere, Deniz Gezmiş veya hiç olmazsa bir Karaoğlan Ecevit ama gerçekler bir hırsız müteahhit…
Üzgünüm, aradığınız kahraman içinizde değil…
Her hafta lise öğrencilerine kadar düşerek harlamaya çalıştığınız ateşin koru bile yok.
Kendinize düzgün rol modelleri bulun evladım, arkasından gittiğinize değsin, yoksa haklıyken haksız olursunuz.
Yazıktır size de…