Psikolog gibi olacak ama, çocukluğunuz nasıl geçti, dayak yediniz mi mesela?
Çocukluğumda dayak yedim tabii. Ben biraz da dayağın olmasından yanayım.
Hakkıyla dayak yediniz yani?
Dayak gerektiği zaman çok yararlı, ama bunu iyi ayarlamak lazım. Yararlı oluyor bana göre. Çünkü son zamanlarda bir bakıyorsunuz bütün gençlik bunalımda. Neyin bunalımındalar hiç belli değil. Soruyorsunuz; açıklamıyorlar da. Çünkü rahatlayamıyorlar. Güzel bir şey yapıyorlar, karşılığı yok, kötü bir şey yapıyorlar yine karşılığı yok
Doğrularla yanlışlar birbirine mi karışıyor?
Karışıyor tabii. Gençler de bunalıma giriyor. “Aferin” ile “ceza”yı ayırt edemiyorlar. Ben çocukluğumda, gençliğimde bir hata yaptığım zaman babamdan müthiş dayak yiyordum ama rahatlıyordum da. Neden rahatlıyordum? Bir yanlış yapmıştım, onun cezasını çekiyordum. Onun cezasını çekmesem, “ne gün olacak, ne zaman önüme çıkacak” diye hep merak eçinde kalırdım ve bu bende endişe yaratabilirdi.
Anneniz “dövme yavrumu” falan demiyor muydu?
Diyordu. Der… analar der onu, o klasik. Ama benim görüşüm: Hak etmişseniz yiyeceksiniz. Çocuklar biraz yemiyor diye hepsi bunalımda. Bunalımdan kurtarmak lazım çocukları, rahatlatmak lazım.