Barış Akarsu kimdir
Ensonhaber.com

28 yaşında hayata veda eden gencecik bir beden ve bu kadar kısa bir yaşama sığdırılmış dolu dolu bir müzik yolculuğu. Sonra ardında kalan söylenmemiş şarkılar… Yazarken aklımdan hep bunlar geçti. Bilinen, yaşanan ve inanılanın aksine Rock müziğin çok başka da yapılacağını savunan, kalbini iyiliğe adayan bir genç adam, Barış Akarsu!

Sesi ve tarzı ile Cem Karaca’nın veliahtı olan, tipi ile de Johnny Deep’in Karayip Korsanları’ndaki karakteri Jack Sparrow’a benzetilen güzel sesli müzisyen. Dizide Alfonso Tarık... Şu hayatta pek çok şey olurken bile bir bütün olmanın göstergesi bazı şeyler. Barış da onlardan biri belki. Yaşayamadıklarının yanında en çok yaşadıklarından, yaşattıklarından söz ettirebiliyorsa bir insan, bu gidiş sonsuzluğa uzanıyor, o zaman adını unutulmazlar arasına yazdırıyorsun belki de…

Girişin sonu da Barış’ın resmi sitesindeki son yazısının bitiminden gelsin istiyorum şimdi:

‘Kaptan Barış Sparrow’dan sevgilerle…’

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

Çocukluğu

Barış, 29 Haziran 1979’da, Zonguldak’ta, Hatice ve Selahattin Akarsu çiftinin oğlu olarak dünyaya geldi. 1979 yılını UNESCO, ‘Çocuk Yılı’ olarak ilan etmişti. Babası Selahattin Bey de oğlunun adını dünyaya barış getirmesini dileyerek ‘Barış’ koymuştu.

Ailesi, Barış çok küçükken Amasra’ya göçtü. En çok kumsalda arkadaşlarıyla bir arada olmaktan mutlu olan bir çocuktan gençliğe yürüdü. Boşanmış bir ailenin çocuğu olarak büyüyen Barış, bir balıkçı ve tatil kasabasında geçen çocukluğunda dedesinden balıkçılığı öğrendi. Dedesiyle hep denize, balık tutmaya giderdi. Bir gün kendisine ait bir teknesi olmasının hayallerini kurarak büyüyordu. Büyüdüğü kasaba ruhunu da büyütüyor, iyi bir insan olmasının temellerini atıyordu. Burası için şöyle diyecekti:

“Amasra’nın öyle bir yapısı vardır ki, ister istemez denize karşı haykırmak gelir içimden.”

Müziğe de henüz çocuk yaşında merak sarmıştı. Yıllar sonra elinde blok flütle sokaklarda dolaştığını anlatacaktı. Babası, oğlunun bu merakını karşılıksız bırakmamış, ona saz ve org almıştı. Zamanla Amasra’ya gelen müzisyenlerden mızıka, klavye ve gitar çalmayı öğrenmişti. Yeteneğinin yanında bu durum müziğe olan ilgisini de arttırıyordu. Ve Barış en çok gitar çalmayı sevdi.

Müzik zevki de gelişiyordu elbet. 70’ler ve 80’lerin rock, hardrock ve heavy metal gruplarını dinledikçe tarzını da belirliyordu. Ve yıllar sonra bir rocker adamın nasıl olması gerektiğini ve bunun için yapacaklarını şöyle anlatacaktı:

“Yıllardan beri yaptığımız en büyük yanlıştır bizim; rocker adam arkada durur, cooldur, soğuktur, sadece kendilerine çalarlar. Hep geride kalma gibi bir düşünce olur. Kendimizi kilitledik kapının arkasına. Sadece kendimiz gibi olan insanlara kendimizi verdik. En büyük yanlış buydu ve başka insanlar türedi, pop müzik türedi. O kabuğu kıracağım ve rock müzik yapacağım, ‘Biz de varız’ diyeceğim.”

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

(Annesi ile)

Eğitim hayatı ve müzikte ilk adımlar

Barış, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini büyüdüğü bu kasabada tamamladı. 4 yıl basketbol ve hapkido yapan Barış, lise eğitimi devam ederken bir yandan da Amasra Yelken Kulübü’nde profesyonel olarak yelken sporu ile ilgileniyordu. Zaman zaman küçük heykelcikler de yapıyordu. Dedesi ile yakaladığı balıkları ve hamur işi pişirme konusunda da iyi bir aşçılığı olduğunu söylemek mümkündü. Amasra’ya gelen müzisyenlerden çalmayı öğrendiği enstrümanların ona yüklediği müzik tutkusu ile artık yürüyeceği yolun farkındaydı…

Müzikle bu kadar yakından tanıştıktan ve içindeki yeteneği hissettikten sonra gitarını aldı ve hayallerinin peşinde nihayet yıllar içinde İstanbul’a varacak yolculuğun ilk durağı Antalya’ya gitti. Burada animatörlük yaptı, müzisyen olarak çalıştı. Ankara’da bulunduğu bir dönemde barmenlik yapan Barış, İstanabul’dan önceki son durağı Karadeniz Ereğlisi’ne giderek barlarda şarkı söylemeye, yerel radyo ve televizyonlarda programlar yapmaya başladı. Buradaki yolculuğu dört yıl sürdü…

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

Akademi Türkiye dönemi

Barış, çaldığı her yerde sesi, müziği, tarzı ve tavırları ile çok seviliyordu. İçinde bulunduğu dönem televizyonlarda şarkı yarışmalarının olduğu ve çok sevildiği bir dönemdi. Arkadaşları bu yarışmalardan birine katılması konusunda çok ısrarcıydı. Ancak Barış konuya pek sıcak bakmıyordu. Ancak Akademi Türkiye başlayacağı zaman bu yarışmaya katılmak istediğine karar verdi. Televizyonda yarışmanın başvuruya çağırdığı fragmanlar dönüyordu. Barış, gazetedeki başvuru formunu doldurdu; ancak göndermedi. Tarihin dolmasına iki üç gün kala bilgisayardan bir form doldurdu ve onu gönderdi. Ve geri aradılar. Önce seçmeler için geldi, döndü. Ve nihayet seçildi.

İşte İstanbul macerası böyle başladı…

Verdiği bir röportajda bu yarışmaya katılmasının sebebinin verdiği eğitim olduğunu açıklıyordu. Şandan dansa, iletişimden diksiyona, İngilizceden ekranda nasıl duracağına kadar pek çok eğitim aldı. Buradan tam donanımlı bir eğitim aldığını ve bu tarz eğitim destekli yarışmaların iyi insanlar, iyi müzisyenler yetiştirdiğini düşünüyordu.

Yarışma sürecinde içten tavırları, mütevazı duruşu, sesi, müziği ile oldukça dikkat çekmişti. Amasra, onu gururu bilmişti. Karadeniz Ereğli halkı da desteğini esirgemiyordu. Ve evet, Barış yarışmanın birincisi oldu…

Temmuz 2004’te biten yarışmanın birincisine vaat ettiği ödüller, albüm ve uluslararası yarışmalara kapılar aralamaktı. Ancak bu konuda yaşanan sorunlar sözlerin yerine getirilmesini aksattı. Öte yandan da Barış o kadar çok sevilmişti ki, henüz albümü olmadan oldukça geniş bir hayran kitlesi vardı ve albüm çıkarması da dört gözle bekleniyordu. Yarışmanın bitiminden ilk albümün çıkışına kadar geçen kısa bir zamanda Barış, 200’ü aşkın konser verdi.

Ayrıca hep istediği gibi sonunda yaşamını İstanbul’a da taşımıştı…

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

İlk albüm: Islak Islak

Barış, albümü için çok heyecanlıydı. Bir an önce çıksın diye çok çalışıyordu. 31 Aralık 2004’te Serdar Öztop’un yapımcılığında Seyhan Müzik’ten çıkan albümüne ‘Islak Islak’ adını vermişti. Tarzı ile Cem Karaca’ya çok benzetilen, zaten kendisinin de idolü olan Barış, çok sevilen bu şarkıya cover yapmayı özellikle tercih etmişti. Cem Karaca’nın dillere pelesenk bu şarkısını söylediğinde en az onun kadar sevildi. Şimdi ‘Islak Islak’ denildiğinde akla Cem Karaca ile birlikte geliyordu…

2005 yılı içinde albümden ‘Islak Islak’, ‘Kimdir O’, ‘Amasra’ ve ‘Mavi’ adlı şarkılara klip çekti.

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

İkinci albüm

İlgi gören ilk albümünün ardından ikinci albüm için çalışmalara başlamıştı. 3 Ağustos 2006’da ‘Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek’ adını verdiği albümü çıkardı. Bir tanesi cover, 10’u yeni şarkılardan oluşan bu albüm de çok sevildi. Albümdeki ‘Yeter Be’ ve ‘Ben’ adlı şarkılar Barış’ın imzasını taşıyordu. Ayrıca ‘Vurdum En Dibe Kadar’ ve ‘Yaz Demedim’ şarkılarına da klip çekti.

Bir röportajında albümün adı ve müziği için şunları söylemişti:

“Müzik bir şey anlatmalı, benim için müzik sadece aşktan ibaret değil. Toplumsal bir olgu. Ben yalnızca karşı cinse değil, başka şeylere de aşığım. Gözümüzle göremediğimiz güzellikleri de fark etmek ve ettirmek istiyorum. Albümün adını arkadaşlarla beraber koyduk. ‘Düşmeden Bulutlarda Tutunmak İstiyorum’ diyoruz. Bulutlarda tutunmak zordur ve yaşadığımız dünyanın şartları da bulut gibi. Yaşamak da zor, tutunmak da zor. O bulutlarda yürümek için çabalamak gerekiyor. Çalıştığın zaman bulutlarda bile yürüyebiliyorsunuz. Bütün zorlukların altından kalkabiliyorsun. Bu da böyle bir şey. Düşmeden bulutlarda koşmak gerek.”

Şimdi şarkılarının yanında onu televizyon dünyası da bekliyordu…

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

(Merve Sevi ile)

Yalancı Yarim

Barış, albüm çalışmaları ve konserlerinin yanında hayranlarının karşısına sonunda bir dizi oyuncusu olarak çıktı. 2006’da, Star TV’de başlayan ‘Yalancı Yarim’ dizisinin Alfonso Tarık karakterine can veren Barış, müzik ve spordaki başarısının yanında oyunculukta da kendini göstermişti. Öyle ki sete Barış için gelen oyuncu koçuna bile gerek kalmamıştı. O artık Alfonso Tarık olarak da anılıyordu…

Dizi için söylediği ‘Otomobil Uçar Gider’ şarkısıyla başlayan Yalancı Yarim’in çekimleri Barış’ın doğum gününde başlamıştı. İlk bölüm bir trafik kazası ile başlıyordu. Alfonso Tarık, takla atan bir arabanın içinden sağ kurtuluyor ve sonra Merve Sevi’nin hayat verdiği karakter Naz ile tanışıyorlardı. Naz, zengin güzel kız, Tarık da onun şoförüydü. Bu ikilinin kaçınılmaz aşkı, izleyiciyi ekrana kilitlemişti.

Sevilen albümler, sevilen bir dizide başrol ile beğenilen bir oyunculuk… Muhtemelen her şey Barış’ın hayallerinin bile ötesindeydi…

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

(Murat Göğebakan ile Kral TV Video Müzik Ödülleri'nden)

Ödülleri

Elbette müzik yaşamındaki başarıları ödülsüz kalmadı. O, Rock müzik yapmanın, sesini duyurmanın peşinde başarılı adımlar atıyordu. Akademi Türkiye Birincilik Ödülü’nün ardından ödüller peşi sıra geldi. Sanki bardak bugüne dek dolmuş da, şimdi başarı olarak taşıyordu…

Olay FM’den ‘En İyi Çıkış Yapan Rock Sanatçısı’ ödülünü alan Barış, 2005’te Future Dergisi’nin yaptığı ankette, ‘2005 Yılın En Çok Sevilen Rock Sanatçısı Ödülü’ne layık görüldü. Turuncu Medya Grup Organizasyon Altın Nota Müzik Ödülleri’nde ‘En iyi Pop Rock’ ödülü ve ardından İstanbul Üniversitesi Bilişim Ödülleri’nde ‘Cem Karaca Özel Ödülü’nü aldı. Daha sonra bir ‘Cem Karaca Özel Ödülü’ de Expo Kanal’dan geldi.

USDER (Uluslar arası Sağlık, Eğitim ve Sosyal hizmetler Derneği), sosyal kalkınma ve dayanışmaya verdikleri önem derecesine göre müzisyenlere ödüller veriyordu. Barış, Rock dalında Birincilik Ödülü’ne layık görüldü.

Ve dönemin en özel ödüllerinden Kral TV Video Müzik Ödülleri’nin 13.’sünde, 2006’da, En İYİ Rock Müzik dalında ‘Rock Müzik En İyi Sanatçı Ödülü’nü aldı. Dizi setinden koşturarak yetişmiş, ödülü başarılı bir isim olan Murat Göğebakan’dan almıştı.

FERSA, 2007-2008’de, Barış’ı ‘En İyi Müzisyen’ ödülüne layık gördü.

Kısa müzik yolculuğuna unutulmaz bir başarı ve 9 ödül kazandırdı…

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

Barış Akarsu öldü

Hayatında her şey yolunda gidiyordu. 6 aydır ayrı olduğu kız arkadaşı Zeynep Koçak’ı saymazsak. Ki onunla da 2007’de doğum günü vesilesiyle bir araya gelmişlerdi.

Zeynep ve Barış, Zeynep Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alaplı Meslek Yüksek Okulu İşletme Programı Bölümü’nü kazanıp şehre geldiğinde, Barış da Karadeniz Ereğlisi’nde müzik yapıyordu. Burada tanıştılar. Zeynep 2003’te mezun oldu. Onlarınki güzel bir aşktı. Daha sonra ortaya çıkan bir bilgiye göre, Eylül 2007’de nişanlanmak üzere tarih belirlemişlerdi. Ancak o elim kaza yaşandı…

Barış, dizinin son çekimleri için bir süredir Bodrum’daydı. Diziden rol arkadaşı Cavit Çetin Güner’in anlatımına göre, Barış 13.00’da dizide söyleyeceği şarkının kaydı için stüdyoya girdi. 15.30’da, hayranları ile bir araya geldi. Buradan sonra akşamki doğum günü partisi için gelen sevgilisi Zeynep ve arkadaşları Nalan Kahraman’ı almaya havaalanına gitti. Akşama önce Kervansaray Otel’de bir kutlama yapılacak, ardından gece yarısı teknede olacaklardı. Barış’ın DJ olarak sahne alacağı bu parti ücretliydi. 100 YTL ücret belirlenen partinin geliri lösemili çocuklara bağışlanacaktı.

Havaalanından misafirlerin aldı. Doğum günü için yola çıkmışlardı. Arabada üç kişiydiler. Dizinin çekiminin başlamasının üzerinden tam bir yıl geçmişti. 29 Haziran 2007 Cuma akşamı saat 22.30 sularında Bodrum’a 5 kilometre mesafede bulunan Torba Kavşağı’nda bir yıl önceki kaza sahnesinin aynısı yaşandı. Sürücü koltuğunda Zeynep vardı ve bu kez yaşanan bir dizi çekimi değildi. 24 yaşındaki Zeynep ve 37 yaşındaki Nalan Kahraman, olay yerinde can verdi. Barış için hala bir umut vardı ve Özel Bodrum Hastanesi’ne kaldırıldı.

Barış, hastaneye getirildiğinde kalbi durmuştu. Acil serviste yapılan müdahalenin ardından yeniden atmaya başladı. 5 gün süren yoğun bakımda, dua ve umut dolu o bekleyişin ardından acı haber geldi. Barış’ın durduğunda tekrar atmaya başlayan kalbi, bu kez tüm müdahalelere rağmen atmadı. 4 Temmuz 2007 Çarşamba günü saat 20.10’da hayata gözlerini kapasa da, Barış, aslında o gün o kazada, doğum gününde ölmüştü. Üstelik bu anın canlandırmasını bile dizide rol icabı yapmıştı. Ancak bu kez hiçbiri rol değildi. Yönetmen bu kez ‘Kestik!’ demedi ve bitti. Ölüm haberi saat 23.10’da açıklandı. Ardında üzülen insanların yanında boynu bükük notalar, söylenmemiş şarkılar bıraktı…

28 yaşındaydı…

Barış Akarsu kimdir? biyografisi

Ölümünün ardından

Müziğini sevenler, müziğini sevmese de iyiliğine şahit olanlar, olmasa da buna inananlar, herkes çok üzgündü. Kısacık ömrüne kocaman bir sevgi sığdırmıştı. Cenazesi, doğduğu gün gibi yine bir Cuma gününde, çok sevdiği Amasra’da toprak oldu. Mezar taşına Barış’ın söylediği şu söz kazındı:

“Kalbinizden sevgiyi hiç eksik etmeyin, çünkü sevgi her şeyin anahtarıdır ve paylaştıkça çoğalır.”

Ardından kalbinin güzellikleri yansımaya devam etti. Müziği hep dönüp dönüp çaldı. Babası, mutlaka Barış’ın hayatını anlatacakları bir kitap yazacaklarını anlatmıştı ve şöyle diyordu oğlunun ardından:

"Oğlumu en çok kumsalda arkadaşlarıyla birlikte olmak mutlu ederdi. Ailesi olarak müzik ve dizi çalışmaları nedeniyle yanında yer alamadık. Ancak, oğlum her zaman onu desteklediğimizi bilirdi."

Ve pek çok şey yapıldı ölümünün ardından. Sadece kitap değil, ona yakışır pek çok şey…

Ölümüyle Yalancı Yarim dizisi de yeni hazırladığı albüm de yarım kalmıştı. Ocak 2008’de, 28 yıllık yaşamından kesitlerle dizide söylediği şarkılardan oluşan bir derlemeyi de içeren belgesel DVD çıkarıldı. Tankut Öktem, Barış’ın 3 metrelik heykelini yapmaya koyulmuştu. Ancak çalışması sırasında vefat etti. Heykeli yardımcıları tamamladı ve 4 Temmuz 2008’de, ölüm yıl dönümünde Birinci Barış Akarsu Kültür ve Sanat Festivali’nde Amasra’ya dikilerek halka açıldı. Amasra’ya konan bu heykelin yanında her bir köşesinde de Barış hep yaşamaya devam etti.

Akademi Türkiye döneminde hayranları tarafından bir grup kurulmuştu: B.A.G. Yani ‘Barış’ı Anlayanlar Grubu.’ Onlar Barış’ın ardından da çalışmaya devam etti. Röportajlarını İngilizceye çevirerek daha çok insanın onu tanımasını sağladılar ve yardım kampanyalarını sürdürmeye çalıştılar.

Yaşanan kazada hata sadece sürücünün değildi, kavşakta da sorun vardı. Kavşağın onarımı Aralık 2009’da başladı ve buraya ‘Barış Kavşağı’ adı verildi.

2008’de, yarım kalan albümü ‘Ayrılık Zamansız Gelir’ adı ile çıkarıldı ve çıktığı gün diğer iki albümünün toplam satışlarını geçti.

Barış’ın abisi bildiği Metin Sözüçetin, 2009’da ‘Barış Akarsu’lu Yıllar’ adını verdiği kitabını altı aylık bir sürede yazmıştı. Ancak kitabın basılması için Barış Akarsu Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin kurulmasını bekledi. Çünkü geliri buraya harcansın istiyordu. Aileden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen Haluk Levent ve Barış’ın kuzeni Serkan Kökdemir tarafından 2018’de kurulan bu derneğin ardından Amasra’da Kültür Park’taki Barış Akarsu heykelinin hemen yanına dernek binası kurdular. Kitap da Ağustos 2018’de yayımlandı.

Barış gerçek bir gönüllü örneğiydi. Konserlerinin bir bölümünü mutlaka sessiz sedasız lösemili çocuklara bağışlardı. Ölümünün ardından Yusuf Sami Atılgan, Barış Akarsu tarafından kendisine yapılmış sessiz bir iyiliği anlatmıştı. O zaman bu biyografi o hikâye ile son bulsun:

“Üniversiteyi yeni kazanmıştım. Babamın pek durumu yoktu, ben de biraz para biriktirmek için yazın Bodrum’ gittim. Bir arkadaşım bir mekanda çalışıyordu, ben de orada işe başladım. Onu ilk kez orada gördüm. Sahneye çıkıyordu, daha yeni yeni tanınıyordu ama. Sabah oldu, sahnesi bitti, yanımıza geldi; ‘Dostum gel otur, gel!’ dedi. Ben utana sıkıla ‘Abi iş var.’ dedim. Ya2 gel sen, sonra yaparız beraber.’ dedi. Oturdum ‘Kimsin bakalım sen, adın ne?’ dedi. ‘Yusuf’ dedim. ‘Ekmek kuyunun dibindedir Yusuf.’ dedi. Gülümsedim. ‘Okuyorum abi, para lazım.’ dedim. ‘Aferin!’ dedi, iyi geceler bile demeden gitti. Sonra hemen hiç selam bile vermeden 2 ay geçti.

Ben babamı kaybettim abi orada çalışırken. Memlekete gittim. Mersin’e. Baktım kalabalıkta biri var, siyah deri mont, gözlüklü. Yaklaştı yanıma, ‘Olur Yusuf olur. Hayat bu, kuyudan çıkmaya gayret et sen hep.’ dedi. Gitti. Kardeşime bir zarf bırakmış, içinde biraz para ve bir mektup var, bir de banka hesap cüzdanı. ‘Bütün eğitim masrafların bana ait, kimseye söz etmek yok.’ Etmedim abi, kimseye bir şey demedim. O günden sonra abim, babam, her şeyim oldu o benim. Evlendim, oğlum var bir tane, adı Barış.”

(Yusuf Sami Atılgan)

Gencecik ruhu, iyilik taşıran kalbi, gönül verdiği müziği, şarkılarıyla bir Barış Akarsu geçti bu dünyadan…

İyi ki…

Not:

Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın.

Instagram: biyografivekitap