Refik El Hariri, mütevazi bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak Lübnan'ın Sayda kentinde dünyaya gelmiştir.
İlk, orta ve lise öğrenimini Sayda'da tamamlayan Hariri, üniversite tahsilini Beyrut Arap Üniversitesi ticaret bölümünde okumuş ve okuduğu sırada masraflarını çıkarabilmek için bir gazetede redaktör olarak çalışmıştır.
KRAL'IN KIZ KARDEŞİ İLE EVLENDİ
Buradaki tahsilini keserek 1965'te Suudi Arabistan'a geçmiş ve orada öğretmen olarak çalışmaya başladığı sırada Kral Fahd'ın kız kardeşiyle evlenmiştir.
İNŞAAT ŞİRKETİ KURDU
Refik El Hariri, 1969 yılında CICONEST isimli kendi inşaat şirketini kurarak, 1970'li yılların ortalarında büyük petrol şirketleriyle iş anlaşmaları imzalamıştır.
LÜBNAN'DA İÇ KARIŞIKLIK BAŞLADI
Hariri'nin ticaret dünyasına atılmasından kısa bir süre sonra ise Lübnan'da iç karışıklıklar baş göstermiştir.
Ticaret ve sanayi alanındaki faaliyetlerini Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinde sürdüren Hariri, çok kısa bir süre içinde büyük bir servete sahip olarak Arap dünyasının hatta dünyanın sayılı zenginleri arasına girmiştir.
BANKACILIK İŞİNE GİRDİ
Lüks otel ve bazı kraliyet saraylarının inşaat işlerinin alınmasının ardından bankacılık işine girip Lübnan ve Suudi Arabistan'da bazı bankaları satın alan Hariri, bunların güçlerini birleştirdi. Ardından bilgisayar ve yayın dünyasına girerek işlerini büyüttü.
MEDYA SEKTÖRÜNDE BÜYÜDÜ
El-Mustakbel televizyonunu satın alan Hariri, Paris'ten yayın yapan eş-Şark radyosunu, el-Mustakbel dergisini ve Savtu'l-Urube gazetesini de satın aldı.
Kendi girişimleriyle günlük el-Mustakbel gazetesini çıkaran Hariri, çok geçmeden Arap dünyasının en yaygın günlük gazetelerinden olan en-Nehar'ın hisselerini satın alarak ortak oldu.
Refik El Hariri, Suudi Arabistan'daki üç dergiyi satın almak ve Suriye'de bu ülkenin şartlarına göre bayağı büyük sayılabilecek 100 milyon dolar sermayeyle bir yayın şirketi kurmak suretiyle medya alanındaki faaliyetlerini oldukça büyüttü.
MEDYA KRALI OLARAK ANILDI
Bu yüzden gerek siyasi çevrelerde ve gerekse ekonomik rakipleri arasında "medya kralı" olarak anılmaya başlanmıştı. Yayın dünyasındaki etkisi ile kendisine zamanla kalıcı kitle tabanı kazandı ve bu yolla bir siyasi güç de elde etmiş oldu.
SUUDİ ARABİSTAN VATANDAŞI OLDU
Hariri, 1987'de de Suudi Arabistan'dan vatandaşlık hakkı elde etti.
Finansörlüğünü yaptığı 1988 Taif Anlaşması'nın ardından Lübnan'da iç savaş çıktı ve yeni bir dönem başladı.
Bu anlaşma gereği birbiriyle çatışma halindeki tüm silahlı grupların silahlarının toplanmasına başlandı.
REFİK EL HARİRİ, BEYRUT'U YENİDEN İNŞA EDEN ADAM OLDU
Kamusal, sosyal alanlarda özelleştirme girişimleri ve kaynakları yabancı sermayeye açmada çok başarılı olmasının yanı sıra, icraatları ile insanların değerlerine saygılı, ülkesini kalkındırma konusunda da gayretli olduğu da görülmeye başlandı ve "Beyrut'u yeniden inşa eden" biri olarak anıldı.
SİYASİ HAYATI
1992'de Lübnan Başbakanı oldu. 1995'e kadar bu görevde kaldı. 1996'da Ulaştırma Bakanı oldu ve 1998'e kadar bu görevi sürdürdü. 2000 yılında Lübnan halkının desteğiyle ikinci kez başbakanlık koltuğuna oturma imkânı elde etti ve 2004 yılı Ekim'ine kadar da bu görevi sürdürdü. 2002 yılında dünyanın en zengin dördüncü kişisi oldu. Ekim 2004'te bazı konularda, özellikle Suriye çizgisinde bir politika sürdüren Cumhurbaşkanı Emil Lahud ile ortaya çıkan ihtilaflardan dolayı istifa etti.
SUİKAST İLE ÖLDÜRÜLDÜ
Refik El Hariri, 14 Şubat 2005'te, Beyrut'taki St George Oeli yakınlarındaki bir kavşağın bir tonluk TNT ile havaya uçurulması ile öldürülmüştür. Suikast sonrasında Suriye'ye çeşitli suçlamalar yönelttiyse de 2010 senesinde Refik Hariri'nin oğlu dönemin Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Suriye'yi suçlamakla hata edildiğini ifade etti.
SUİKAST DAVASI SÜRÜYOR
Gelişmiş yöntemlerle ve karmaşık bir planlamayla düzenlenen suikast hakkında Birleşmiş Milletler soruşturması açıldı. 2007'de ise bir uluslararası mahkeme kuruldu.
226 kişinin de yaralandığı saldırının soruşturulduğu dosyada, 297 tanık ifadesi ve 3 bin 131 belge delil olarak bulunuyor.
HİZBULLAH ÜYELERİ YARGILANDI
Mahkeme, 30 Haziran 2011'de Hizbullah örgütü üyeleri olan Selim Cemil Ayyaş, Mustafa Emin Bedreddin, Hüseyin Hasan Anisi ve Esed Hüseyin Sebra hakkında "Hariri suikastını planlamak ve düzenlemek" suçundan tutuklama kararı verdi.
Hizbullah üyeleri bulunamadığı için 2 Şubat 2012'de zanlıların gıyabında yargılanmasına başlanmıştı.
2012'de bir Hizbullah üyesi hakkında daha tutuklama kararı çıkarıldı.
MUSTAFA BEDREDDİN SURİYE'DE ÖLDÜRÜLDÜ
Hizbullah gerçek kanıtlar bulunmadığını iddia ederek, iddianameyi reddetti.
Hakkında 2011'de tutuklama kararı verilmiş olan Hizbullah komutanı Mustafa Bedreddin, Suriye'de 2016 yılında öldürüldü.
3 YIL UZADI
Dava sürecinin uzaması nedeniyle 23 Aralık 2017'de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi'nin görev süresini 3 yıl daha uzattı.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış