Amy Winehouse kimdir
Ensonhaber.com

Amy Winehouse

Amy, gerçekten de sıra dışı bir kadın, sıra dışı bir sanatçı. “Ben tam soy adım gibiyim” diyerek alkol sorununu dile getirmekten hiç çekinmemiş. Adına aşk dediği tutku ile alkole, uyuşturucuya daha da bağlanmış. Asıl bağımlılığın Blake olduğunu fark ettiğinde ise, muhtemelen artık çok geçmiş…

Amy Winehouse! O soul müziğin divası! Hamurunda caz ile yoğurulmuş bir sanatçı. Caz müziğin asi kraliçesi! İngiliz müziğini yeniden canlandıranlar arasından gösterilen bir isim! Kendine has tarzı ile Karl Lagerfeld gibi moda tasarımcılarına dahi ilham kaynağı olmuş bir kadın!

… Ve daha pek çok şey belki; ama o içimizdeki kırgınlıkların ilk “çıt” sesine bakarsak Amy, babasını özleyen, ona aşık bir kız çocuğu. Onunla çok yakın olmalarına rağmen hem de. Bugün onu anlamaya çalışarak yazdım. Her bir skandalında ona hem kızdım, hem bir yanım onu anladı. Bu tuhaf bir denge! Siz de onu en çok anlamaya yakın tarafta okursunuz dilerim…

Sevgimle…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Çocukluğu

Amy, 14 Eylül 1983’te, Londra’da, Janis Seaton ve Mitch Winehouse çiftinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldiğinde ailesi, ona “Amy Jade” adını verdi. Ataları, Londra’ya yerleşmiş Rus ve Polonya Yahudisi göçmenlerdi. Alex adında bir de abisi olan Amy’nin annesi eczacı, babası ise taksiciydi.

Çocukluğu, Southgate banliyö bölgesinde geçti. Ailesinde özellikle annesinin akrabaları arasında çokça caz müzisyeni vardı. Babaannesi Cynthia Winehouse de şarkıcıydı. Hatta yanı başındaki annesi Janis de, aslında bir eczacı olmasına rağmen aynı zamanda amatör bir caz şarkıcısıydı. Babası ise, ona hep Frank Sinatra şarkıları söylüyordu. Müzik, onun ailesi içinde sıradan bir hadiseydi ve Amy, cazla adeta yoğuruldu…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

9 yaşına geldiğinde hayatının en acı ilk travmasını yaşadı. Annesi ve babası boşandığında Amy, 9 yaşındaydı. Babası evi terk edip gittiğinde, babasına aşık bir kız çocuğu olarak Amy, bundan sonraki yaşını babasının sevgisine duyduğu büyük bir açlıkla büyüttü. Bundan sonraki yaşamı bir uçurumdan aşağı sürüklenmek olarak tanımlanabilirdi ve bu olay, o uçurumun tepesindeki ilk gündü.

Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile hayatını sürüklediği bir dönemde verdiği röportajında kendisine yöneltilen “Neden kendine zarar veriyorsun? Bunu neden yapıyorsun?” sorusuna verdiği cevap kalbindeki baba eksikliğinin yansıması gibiydi:

“Babam, bana “Yapma!” desin diye yapıyorum.”

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Eğitim hayatı

Amy, Sothgate bölgesinde Osidge İlkokulu’na gitti. Çocukluğunda Yahudi Pazar Okulu’na da devam etti.

Ailesinin bu ayrılık sürecinde Amy, babaannesi ile daha çok zaman geçirmeye başladı. Amy’in hayatındaki bu kırılma noktası, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı.  Babaannesi Cynthia, Amy’i, sanat okuluna gitmesi konusunda teşvik etmek istiyordu. Amy’in psikolojisiyle ilgilendiği gibi yeteneğini keşfetmiş, eğitimiyle de ilgileniyordu. Onun önerisiyle 10 yaşındayken, 4 yıl eğitim veren Susi EarnshowTheatre School’a başladı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Tahmin etmesi güç değil tabii; Amy hiçbir zaman istenilen kriterlerde bir öğrenci olmadı. Çok yetenekli olsa da, sıkılgan mizacı ile sürekli okuldan kaçan, hep yalnız kalmayı tercih eden bir çocuktu. Haliyle aykırı kişiliği ile sık sık okul değiştirecekti. 12 yaşında Sylvia Young Theatre School’u burslu kazandı. 1997’de, burada The Fast Show’un bir bölümünde sahne aldı. Ancak 13 yaşında burnuna yaptırdığı piercing ve okulla uyumsuz davranışları sebebiyle okuldan atıldı. Piercinginin yanında, kalçasının hemen üzerine yaptırdığı ilk Betty Boop dövmesinden sonra zamanla başka 13 dövme daha yaptıracaktı. Daha sonra The Mount School, Mill Hill, BRIT School, Southgate School ile Ashmole Schooll’da da eğitim gördü…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Okul bir şekilde devam ederken Amy, çocukluk arkadaşı Juliette Ashby ile “Sweet’n Sour” adını verdikleri bir rap grubu kurdu. Henüz sadece 10 yaşındaydılar ve grupları çok da uzun olmadı. İlk kez gitarı olduğunda 13 yaşındaydı ve kendi bestelerini yapmaya başlamıştı. Bu dönemde Bolsha Band adlı bir yerel grupta şarkı söyledi.

İyi bir öğrenci değildi belki; ama yeteneği tartışmasızdı. 16 yaşına geldiğinde dünyanın en saygın korolarından biri olan National Youth Jazz Orchestra’nın baş kadın vokaliydi.

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Müzik kariyerinde ilk albüm: Frank

Amy, kariyer yolculuğunu çok erken başlatmıştı. Bir pop yıldızı olan okul arkadaşı Tyler James, Amy’in demosunu İngiltere’de düzenlenen bir yetenek yarışmasına gönderdiğinde henüz 16 yaşındaydı. Island/Universal ile bir anlaşmaya imza attı; ancak uzun süreli olmadı. Bir yandan da National Youth Jazz Orchestra’nın vokali olarak sahne alıyordu…

2003’te, 20 yaşındayken hayatının en önemli zamanlarını yaşıyordu. Tyler James sayesinde tanıştığı Salaam Remi yapımcılığında ilk albümünü çıkarıyordu. Yapımcılığını Fugees, Joss Stone, Nas ve Salam Remi’nin üstlendiği, çoğunlukla caz esintilerinin olduğu “Frank” adını verdiği ilk albümü, 20 Ekim 2003’te ellerindeydi. Üstelik tüm şarkılarda yardımcı yazar olarak imzası da vardı. “Neredeyse kusursuz!” yorumları alan albümden, “Stronger than Me”, “Take the Box”, “In May Bed / You Sent Me Flying” ve “Pumps / Help Yourself” adlı dört tekli çıktı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Basın, albümü de, Amy’i de çok sevmişti. Frank, çıktığı anda müzik listelerinin başına yerleşmişti ve Amy Winehouse, ülkesinde artık önemli bir caz artisti olarak tanınıyordu. Ödüller de gecikmedi tabii…

Amy, Frank ile BRIT Ödülleri’nde “En İyi İngiliz Kadın Şarkıcı” (British Female Solo Artist) ve “En İyi İngiliz Şehirli Hareketi” (British Urban Act) dallarında aday gösterildi. “Strongrer then Me” şarkısıyla ise, 2004 Ivor Novello Şarkı Sözü Ödülleri’nde, “En İyi Çağdaş Şarkı” (Best Contemporary Song) seçildi. Ayrıca İngiltere’de satış rakamlarıyla Platin Plak’a layık görüldü. İngiltere’de yılın en çok satan 13., İrlanda’da 70., Jamaika’da ise 89. albüm oldu. Avrupa’nın önemli şehirlerinde konserler verdi…

Albümü ile ilgili her şey güzel gidiyordu, evet. Albümü çok sevilmişti. Ancak Amy için aynı şey geçerli değildi; o, albümünü sevemiyordu. 2006’da The Sun Gazetesi’ne verdiği bir röportajda bu durumu şu şekilde dillendirmişti: “Frank albümünü artık dinleyemiyorum bile. Aslında hiçbir zaman dinleyemedim.”

Bir başka açıklamasında ise, daha iyimserdi: "Şimdi 'Frank' kulağıma çok farklı geliyor. Onunla hala gurur duyuyorum, hala güzel bir albüm olduğunu düşünüyorum fakat bugünkü deneyimim ve bakış açım olsa, 'Frank' bambaşka bir albüm olurdu."

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Büyük aşkı Blake

2003, onun hayatında gerçekten bir dönüm noktasıydı. Albümünü çıkarmadan önce Ocak ayında, skandallara konu olacak bir evlilik yapacağı Blake Fielder Civil ile bir barda tanıştı. Bu, insanın gözünü kör eden o tutkulu, seni her yöne çekebilecek aşklardandı. Amy, Blake öylesine bağlanmıştı ki, birden tüm dünyası o oluverdi.

Evet, büyük aşk yaşıyorlardı ve Amy’in hayatında babası da dahil herkes bu ilişkiye karşıydı. Çünkü Amy, Blake ile birlikte en ağır uyuşturucularla da tanışmıştı. Özellikle babası, Blake’i, kızının uyuşturucu bağımlılığının tek sorumlusu olarak görüyordu. Amy tabii ki kimseyi dinlemedi. Gelecek yıllarda uyuşturucu ve şiddet dolu aşklarıyla magazin gündeminde de tutkulu bir yer edindiler…

Sürekli ayrılıkları da, en az aşkları kadar tutkuluydu. Sürekli ayrılıp barışıyorlardı. Bunlardan birinde Blake, Amy’i terk ederek eski kız arkadaşına döndü. Amy şimdi büyük bir bunalımın kıskacındaydı. O dehlizden, depresif ruh halini teslim ettiği “Back to Black” albümü ile çıktı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Back to Black

Amy, Back to Black albümünü Ekim 2006’da çıkardı. Bu albümle, “En İyi Yeni Sanatçı, Yılın Kaydı, Yılın Şarkısı” da dahil olmak üzere 6 dalda Grammy Ödülü’ne aday gösterildi ve bunlardan beşini kazanarak en baştan ilk albüm Frank’in başarısını katladı. “Rehab” şarkısı ile “Yılın Kaydı”, “Yılın Şarkısı”, “En İyi Kadın Pop Vokal Performansı” ödüllerini, “Back to Black” albümüyle de “Yılın Albümü” ödülüne aday gösterilirken, “En İyi Pop Vokal Albümü” ödülünü kazandı. Ayrıca “En İyi Kadın Sanatçı” oldu. Yapımcısı Mark Ronson’a ise, “Yılın Yapımcısı” ödülünü getirdi. 5 Grammy kazanan ilk İngiliz şarkıcı oldu. Ayrıca bir gecede en çok ödül kazanan kadın şarkıcı rekorunu da kırdı…

Bu kadarla da bitmedi. Birleşik Krallık’ta 2000’lerin En Çok Satan Üçüncü Albümü olan Back to Black ile  Amy, 14 Şubat 2007’de, “En İyi İngiliz Kadın Sanatçı” dalında bir BRIT Ödülü kazanırken, “En İyi İngiliz Albümü”ne de aday gösterildi. Ivor Novella Ödülleri’nde, 2007’de “Rehab” ile “En İyi Çağdaş Şarkı” dalında, 2008’de de, “Love is Losing Game” ile “En İyi Söz ve Müzikli Şarkı” dalında aday gösterildi…

Albüm, Amy’in özel hayatını anlatıyordu. Basında sürekli sarhoş görüntüler, bilinen uyuşturucu problemi ve aşırı kilo kaybından sebep, albümün en ilgi çeken şarkısı “Rehab” (Rehabilitasyon) oldu. Bu albüm, her bir sözü, her bir notası ile adeta yaşıyordu…

Yine de özellikle Rehab, İngiltere’de Top 10’da idi. Ayrıca Amerika’da da aylarca Top 10’da kaldı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

(Alex Clare ile)

Amy’in sığındığı aşk

Amy ve şimdi İngiltere müzik piyasasında güzel bir yeri olan Alex Clare, 2006’da, Amy’in evine çok yakın olan The Hawley Arms’ta tanıştı. Alex o zaman Camden’de, bir pubda hem müzik hem de aşçılık yapıyordu. Zamanla birbirlerinden kopamaz hale geldiler. Aslında ilk zamanlar Alex, Amy’in şöhretinden ürkmüştü. Yine de bu ilişki sürdü; Amy yaralarını sarıp iyileşene kadar…

Alex, duyarlı yaklaşımı ile Amy’a iyi gelmişti. Blake’in onda açtığı yaraları iyileştirmiş, Amy fark edilecek kadar toparlanmıştı. Aslında bu Amy’in, Alez’ sığınmasının, iyileşmesinin hikâyesiydi…

Amy, şimdi iyi hissettiğine göre, kendini yeniden dibe çekebilirdi. Blake’in kendisinde yarattığı hasarı unutmuş ve kendini bir aşk üçgeninin içinde buluvermişti. Şimdi Blake ile yeniden görüşüyordu. Bir gün Alex, tanıştıkları yerde Amy’i, Blake ile gecenin bir yarısında öpüşürken gördü. Kuşkusuz o da içinde bulundukları bu sürecin farkındaydı. Alex, Amy’in yara bandı olmuştu. Sessiz sedasız gitti…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Amy ve Blake evlendi

Yaşadıkları karanlıkların ardından, kendi karanlıklarında tekrar kaybolmaya karar verdiler ve 2007 Mayıs ayında Amy ve Blake evlendi. Alkol bağımlılığının yanına, uyuşturucu bağımlılığı ciddi bir şekilde bu dönemlerde eklendi. Ağustos başlarında aşırı doz ile hastaneye kaldırılmış, ölümden dönmüştü ve Amy, hayatını kocasının kurtardığını söylüyordu. Bir çelişkinin içinde süren, karanlık yanı perdelenemeyen bir ilişkiydi bu…

Ağustos sonuna gelindiğinde ise, Amy ve Blake bu kez bambaşka bir skandal ile basındaydı. Sanderson Hotel’de çıkan kavgada, şiddetin dozunu kaçırmışlardı. Kıyafeti kanlar içinde kalan Amy’de, morluklar da vardı; Blake’in ise, yüzünde ve boynunda sıyrıklar… Ve Amy yaptığı açıklamada ısrarla Blake’in ona vurmadığını söylüyordu…

Evliliklerinde skandallar birbirini izledi. Daha bu olay hafızlardan silinmemişti ki, Amy, Blake ve kuaförü üzerlerinde bulunan yüksek miktarda esrar ile Norveç’te tutuklandı. Bu tutuklanmadan kefaleti ödeyerek kurtulsalar da, 20 gün sonra Londra’da bir başka tutuklanma daha yaşadılar. Blake, daha önce bir barmeni dövmüştü ve açılan davayı rüşvet vererek sonlandırmaya çalışıyordu ki, yakalandı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Amy’in kariyerinde yaşadıkları

Bu evlilik, saplantılı bir ruh haline getirdiği Amy’in kariyerini de zedelemeye başlamıştı tabii. Kocası Blake’in tutuklanmasının ertesi haftasında, Birmingham’daki National Indoor Arena’daki konseri için sahnedeydi. Ancak o çok sevilen Amy yok gibiydi. Sahnede tökezliyor ve seyircisine sürekli küfürler ediyordu. Cevap olarak da, seyirci performansı boyunca Amy’i yuhaladı…

Böyle bir sahne yaşamanın şaşkınlığını üzerinden atamayan, bu psikolojide tekrar sahneye çıkamayacağına karar veren Amy, sonraki konserlerinin hepsini iptal etti ve resmi web sitesinden hayranlarına, kocası bu durumdayken sahnede kendini işine veremediğini anlattı. Oysa işin rengi bir ay sonra daha da değişti. Amy de, kocasının soruşturmasıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Amy, günden güne kendini 9 yaşında kıyısında bulunduğu o uçurumdan yavaş yavaş sürüklüyordu…

Ocak 2008’e gelindiğinde Amy’in kokain kullanırken çekilmiş görüntüleri gazete ve televizyonlardaydı. Nisan’da tutuklanarak sorgulandı. Amerika vizesi, uyuşturucu kullanımı gerekçesiyle iptal edildi. Bu durum, Back to Black’ten sonra rekor kıracağı Grammy Ödül gecesini etkileyecekti elbette.

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Grammy gecesi, Amy hala dünyanın en başarılı caz vokallerindendi. Hayranları, onu bağımlılıkları ve dolayısıyla davranışları yüzünden eleştiriyor olsa da, jüri, Amy’in başarısını desteklemekten yanaydı. Amy, işte o gece Grammy’de rekor kırdı. Ancak bu rekoru kırarken Amy, Grammy Ödül Gecesi’ne Londra’dan uydu ile bağlanıyordu. Ne olursa olsun, hiçbir şey 5 ödül birden alarak 2009 Guinness Rekorlar Kitabı’na “En Çok Grammy Ödülü Kazanan İngiliz Kadın Sanatçı” olarak girmesine engel olmamıştı…

Tabii bir başka açıdan bakınca da, bu rekoru kırması da yeni skandallara imza atmasına engel olamamıştı.  Yıl başlarken ailesinin, şirketinin ve medyanın da baskısıyla Amy, rehabilitasyona gönderildi. Öncesinde kocasının davasıyla bağlantılı olması ve uyuşturucu gerekçesiyle tutuklanmaları da göz önünde bulundurulursa, Amy 2008’i hastane, nezarethane ve rehabilitasyon merkezi üçgeninde geçirdi. Artık hayatı da, bağımlılıkları da kontrolünden çıkmıştı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Boşandılar

Amy, 2009’u Karayipler’deki Saint Luca Adasında geçirdi. Yapımcısı Salaam Remi ile 2010’da çıkarmayı planladıkları albümü üzerine çalışıyorlardı…

Albümü için heyecanlı olabilirdi; ama skandallardan sıyrılamayan evliliği de tam da bu dönemde artık bitiyordu. Amy’in aldatıldığı gerekçesi ile boşanma davası açtığı gündemde yerini edinmişti bile. Boşandılar! Amy, bu bitişin hemen ardından ölene dek sürecek evliliği içim Reg Traviss ile birlikteliğine de başlamıştı. Yine de bir dergiye Blake’e hala aşık olduğunu da söylemişti. Ruhundaki o saplantılı hal, belli ki yakasını hiç bırakmadı…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

(Reg Traviss ile)

Yolu İstanbul’dan geçen yeni skandallar

Amy’i, 2010’u gözlerden uzak geçirdi. Bir olaya adı karışmadı. Rehabilitasyondaydı. Temmuz 2011’de çıktığı Avrupa turunda daha önce 2007’deki olaylı konserinden daha ağır olaylı bir konserdeydi. Amy sahnedeydi ve sarhoştu. Ayakta durmakta zorlanan ve sürekli küfürler eden Amy, şarkıların sözlerini, hatta bulunduğu yerin adını bile unutmuştu…

Belgrad’daki bu konserde böylesine yuhalanan Amy’in bir sonraki adımı ise, İstanbul’du. 20 Haziran’da Amy Winehouse’in İstanbul’da konser vereceği haberi hayranlarını heyecanlandırmıştı. Biletler sene başlarken satıştaydı. Herkes enfes bir konserin bekleyişindeydi. Ancak hiçbir şey hayal edildiği gibi olmadı…

Amy, Belgrad konseri sonrası, 19 Haziran’da özel uçağı ile sessiz sedasız Atatürk Havalimanı’na indi. Ve 19 Haziran akşamı, yani konserden önceki akşam, konser turunu iptal ettiğini açıkladı ve dinlenmek için Londra’ya döndü…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

Amy Winehouse öldü

Amy, uyuşturucu ve alkol bağımlılığından bir türlü kurtulamıyordu. Aslında babasının sonradan yapacağı açıklamaya göre Amy, 3 aydır temizdi. Hiçbir şekilde alkol ve uyuşturucu kullanmamıştı. Ancak Amy, 23 Temmuz 2011’de, Londra’daki evinde ölü bulundu. Ve uzun bir süre sonra da ölüm sebebinin alkol zehirlenmesi olduğu açıklandı. 26 Temmuz’da ailesi ve arkadaşlarının katıldığı cenaze töreninin ardından cansız bedeni, Golders Green Crematorium’da yakıldı…

Sadece 27 yaşındaydı. Genç yaşında soul müziğin divası olarak anılmayı başaran Amy, ardında enfes müziğini, milyonlarca hayranını bıraktı. Bir de skandallar vardı tabii; ama ölümün ardından artık skandalların da bir önemi yoktu…

Amy de, tıplı Brian Jones, Kurt Cobain, Jim Morrisson, Janis Joplin, Jimi Hendric gibi 27 yaşında hayatını kaybeden efsane isimlerden biri olarak “Forever 27 Club”un üyesi oldu. Artık bu grup, 39 kişiydi…

Amy Winehouse kimdir? biyografisi

(Babası ile)

Ölümünün ardından

Babası, Amy’’in ölümünün ardından “Amy Winehouse Vakfı”nı kurarak özellikle uyuşturucu bağımlısı ve hasta çocuklara yardım etmeye, onları iyileştirmek için çalışmaya başladı. Amy’in kalbine bıraktığı boşluğu, şimdi belki bu şekilde dolduruyordu, kim bilir! Ayrıca babası Mitch, 26 Haziran 2012’de, Amy’in hayatını kendi perspektifinden anlattığı “Kızım Amy” kitabını yayımladı. Kitap önce Amerika’da çıktıktan bir süre sonra İngiltere baskısı da yayımlandı.

Aralık 2011’de, prodüktörü Salaam Remi, Island Records’tan, Amy’in daha önce yapılmış tüm kayıt ve demolarını bir albüm haline getirerek, ona “Lioness: Hidden Treasures” adını verdi. 16 Mayıs 2015’te de hayatı, “Amy” adlı bir belgesele çekildi…

Amy, kariyerinin başlarındayken aslında şöyle bir açıklama yapmıştı: “Ünlü olacağımı düşünmüyorum. Bununla başa çıkabileceğimi de… Muhtemelen ünlü bir olsam, bu beni çıldırtırdı.”

Kim bilir, Amy belki de gereğinden fazla ünlü olmuş ve Blake’in de katkısıyla işin içinden çıkamamıştı… “Her kötü olay bir blues şarkısı olmayı bekler.” diyen Amy, hep bir şeyler yaşadı, şarkılar yazdı ve söyledi. 27 yıllık kısacık ömrüne müthiş bir şöhret ve şarkı sığdırdı. Büyüleyici sesi, sıra dışı yaşamı, skandallarla dolu aşk hayatı, bağımlılıkları ve tutkularıyla bir Amy Winehouse geçti bu dünyadan…

İyi ki…

Not: Biyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın.

Instagram: biyografivekitap