
Aydın'ın Kuyucak ilçesi Horsunlu Mahallesi'nde yaşayan 7 çocuk, 36 torun sahibi 90 yaşındaki Fatma Varol, gençlik yıllarında çeyizindeki dikiş makinesi ile yakınlarına kıyafetler ve mahallesindeki genç kızların gelinliklerini dikti.
EVİNİN BİR ODASINI ATÖLYEYE ÇEVİRDİ
Varol, 1997 yılında eşinin ölümünün ardından aynı dikiş makinesiyle bu kez evde bez bebekler, çeşitli hayvan figürlerinden oluşan oyuncaklar yapmaya başladı. Varol'un yapıp, torunları ve çevresindeki komşularının çocuklarına hediye ettiği bu oyuncaklar çok beğenilince, siparişe dönüştü. Siparişlerin artmasıyla evinin bir odasını atölyeye çeviren Fatma Varol, diktiği oyuncaklardan elde ettiği gelirle, bisküvi, lokum, simit alıp, çevresindekilere 'hayır' olarak dağıtıyor.
"KAZANDIĞIM PARAYI HAYIR İŞLERİNDE HARCIYORUM"
Öğrencilik yıllarında resminin iyi olduğunu belirten Fatma Varol, "Eşimin vefatından sonra, dikişe ve resme olan yatkınlığımda, çocukluğumda yaptığım bez bebekleri geliştirdim. Uzun yıllar çobanlık yapıp, otlattığım hayvanlardan esinlenerek, çeyizlik dikiş makinem ile diktiğim bez bebeklerin yanı sıra koyun, inek, deve, kuş gibi çeşitli hayvan figürlerinden oluşan oyuncaklar da dikmeye başladım. Yaptığım oyuncaklar beğenilince de kimseyi kırmayıp, isteyenlere diktim. Oyuncaklarla çocukları hem sevindirdim, hem onlara hatıra bıraktım. Sipariş üzerine diktiğim haftada 1- 2 oyuncağı da 30 ile 50 lira arasında değişen fiyatlara satıp, kazandığım parayı hayır işlerinde harcıyorum." dedi.
"YAPTIĞIM BU İŞ, YAŞAMA TUTUNMAMI SAĞLIYOR"
Oyuncaklarda tel, çeşitli parça kumaşlar, pamuk ve elyaf kullandığını belirten Fatma Varol, şöyle konuştu:"Önce telden yapacağım oyuncağın iskeletini hazırlıyorum. Ardından kumaş parçalarından o iskelete uygun kıyafet dikip, giydiriyorum. Sonrasında içini elyaf ve pamukla dolduruyorum. 60 yıllık dikiş makinem ile haftada 2 oyuncak dikiyorum. Ancak, artık eskisi gibi değil. Elim titriyor. Zor da olsa oyuncak dikmeye devam ediyorum. Yaptığım bu iş, benim yaşama tutunmamı sağlıyor. Elimden geldiğince oyuncak dikmeye devam edeceğim. Her oyuncağa bir isim veririm. Mesela diktiğim bir deveye 'Sarımaya' ismi vermiştim. Yine diktiğim bir gelin - damada, 'Zerrin' ve 'Hasan' isimlerini vermiştim. Diktiğim bu oyuncaklar, benim çocuğum gibi. Bu oyuncakları hediye ettiğim çocukların yüzündeki mutluluğu görünce, bütün yorgunluğum gidiyor."
Editörler tarafından incelendikten sonra yayına alınacaktır.
Editörler tarafından incelendikten sonra yayına alınacaktır.
Henüz yorum yapılmadı.
Yorumu Şikayet Et
Şikayetiniz gönderildi.
Şikayetiniz gönderildi. En kısa sürede tarafımıza iletilecektir.
Lütfen şikayet nedeninizi seçin:
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.