
Bilirsiniz, tarih ondan ders almayanlar için tekerrür eder.
Bugün FETÖ’nün MİT kumpası olarak da bilinen hükümete ilk açık saldırısının yıl dönümü.
Bu tür tarihsel anları incelerken de olayla ilgili kurum ve kişilerin birbirlerine karşı pozisyonlarına, yani o anda kimin nerede durduğuna bakmak lazım. Yoksa mesela olayı sadece FETÖ saldırısı olarak bağlamdan koparırsak hiçbir şey anlaşılmaz olacağı gibi, şimdi aynı kişi ve kurumların nerede olduklarını da gözden kaçırmış oluruz.
Tamam, 7 Şubat 2012 tarihinde “Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya tarafından MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ile istihbarat çalışanları Yaşar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrıldı.”
Peki neden onlar ve neden o zaman?
O andaki kozmik olaylar nelerdi?
Evet, hatırlarsınız o günlerin en önemli gelişmesi çözüm süreciydi. Hükümetin çözüm sürecini dikkatle sürdürdüğü, hiçbir şeyi kırmadan dökmeden yapmaya çalıştığı, her türlü provokasyona açık süreci titizlikle yönettiği günlerdi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan bir yıldır Oslo görüşmelerini yürütüyordu.
Ve asıl kumpas da çözüm sürecini sabote etmek amaçlıydı. İlk provokasyona göre güya Oslo’da Fidan’ın yaptığı görüşmelerin ses kaydı bulunmuştu. Gerçekte FETÖ’nün hazırladığı bu sahte belgeler kamuya sızdırıldı ki zaten bir şeyler çözüme kavuşacak diye korkudan hop oturup, hop kalkan muhalefetin üzerinde tepineceği bir “ihanet belgesi” üretilsin.
Yine olayın aktörlerinden biri olan MOSSAD zaten bir yıldır Hakan Fidan’dan rahatsız olduğunu Haaretz atlı İsrail gazetesinde ara ara belirtiyordu.
Hiçbir zaman Kürt sorununun çözülmesini istemeyen, kendi varlık sebebinin ortadan kalkmasından korkan PKK o hassas süreçte, Öcalan’ın talimatlarına rağmen Silvan’da saldırı düzenlemiş, süreci sabote etmeye başlamıştı. Nitekim bir süre sonra PKK baş katillerinden Bese Hozat “Devrimci Halk Savaşını” başlattıklarını ilan etti ve süreç tamamen sona erdi oldu. Yani PKK amacına ulaştı.
Kumpas tam da Sayın Cumhurbaşkanının (o zaman başbakan) ameliyata alınacağı güne ayarlanmıştı ki, ayıldığında çoktan her şey olup bitecek, çaresiz kalacaktı. Bu kadar ince planlanmış bir “puştluktu” yapılan.
Herhalde daha sonra birkaç yıl içinde darbe teşebbüsüne kadar varacak böyle bir süreci Pennsylvania’daki bunağın tek başına organize ettiğini düşünmüyorsunuz. Otuz yılı aşkın sürdürülen bir CIA-MOSSAD projesinin bizde görünen uçlarıydı buradakiler.
Çok akıllıca ve çok hızlı bir kararla Sayın Cumhurbaşkanı olaya el koydu ve Hakan Fidan’ı vermedi. Sonra da her şey çorap söküğü gibi ortaya çıkmaya başladı. Gerisini biliyorsunuz.
Peki şimdi o dönemdeki dizilimde yer alan isimler ne durumdalar?
Biz olayı başarı ile atlatan daha sonra doğrudan saldırıya uğrayan Başbakanımızı yetkili Cumhurbaşkanı yaptık.
FETÖ bağlantılıların önemli bir kısmı içeride ve tutuklamalar hala sürüyor.
Bunak hala Pennsylvania’da ABD koruması altında.
PKK Kandil’de ve Kuzey Suriye’de. Türkiye’deki varlığı büyük ölçüde sona erdi.
O zamanın ABD Başkan Yardımcısı Biden, Şimdi ABD Başkanı.
CIA ve MOSSAD?
Onlar şimdi Türkiye’nin güneyinde PKK-PYD’ye Suriye Demokratik Güçleri adı altında binlerce (evet binlerce) tır silah, askeri mühimmat ve eğitim sağlamakla meşguller. Yani kurulacak ve bir süre sonra Türkiye’den toprak talep edecek misyoner devletin ordusu hazır. Sadece meşruiyet için zamana ihtiyaçları var.
Yani plan değişmiş değil. Sadece içeriden eleman bulma sıkıntıları var.
Sağ olsun “en okumuş” “en akıllılarımız” ortamı yeniden kaosa dönüştürmek için Boğaziçi’nde hazır asker halindeler. Muhalefet de Biden’in verdiği sözü tutmasını bekliyor. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Sayın Cumhurbaşkanının reform önerileri arasında bulunan yeni anayasanın “ikinci cumhuriyeti” başlatacağını iddia ederek birincinin “göçürüleceği” yalanı ile milliyetçi seçmene algı operasyonu yapıyor.
Küresel ağaların iletişim platformları siyasilerimizin mesajlarını sansürlemekle meşgul.
Yani sadece FETÖ’nün yerli elemanlarının büyük ölçüde ele geçirilmesi dışında bütün konstellasyon yine aynı yerinde.
Bizim ise elimizde sadece birer oyumuz ve onunla iktidara getirdiğimiz Cumhurbaşkanımız var. Onu kaybedersek yeni kurulacak düzenin ne olacağını hiç bilmek istemezsiniz?
Bu nedenle sonuna kadar yaptığımız seçimin yanındayız.
Editörler tarafından incelendikten sonra yayına alınacaktır.
Editörler tarafından incelendikten sonra yayına alınacaktır.
Henüz yorum yapılmadı.
Yorumu Şikayet Et
Şikayetiniz gönderildi.
Şikayetiniz gönderildi. En kısa sürede tarafımıza iletilecektir.
Lütfen şikayet nedeninizi seçin:
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.