
Son zamanlarda bazı cemevlerinde ve Alevi internet forumlarında hararetli bir tartışma var: Hz. Ali'nin resimleri hangi kaynağa dayandırılarak çiziliyor? Tartışılan ikinci konuysa bu resimlerin bir bölümünün İran'dan gelmesine ilişkin. Hatta bu yüzden Türkiye'deki Aleviler'in Şiileştirilmek istendiğini savunan bile var. İşte Hz. Ali'nin resimlerinin kimler tarafından, nasıl çizildiği ve "resimle Şiileştirme" tartışmasındaki gerçekler. Bugün birçok yerde görülen Hz. Ali'nin resimleri "gerçek Hz. Ali"yi yansıtmıyor. Bunun cemaat tarafından bilinmesine karşın bazı cemevlerinde bulunması tartışmalara neden oluyor. Alevi cemaatinin bazı kesimlerine göre bu resimler gerçeği yansıtmadığı için bugün bu kadar çok bulunmasına da ihtiyaç yok! Bunun bir nedeni de Aleviler'in artık cemevlerine ve kendi medyalarına sahip olması. Yine de Hz. Ali portresi bir tartışma konusu; kim, neye dayanarak çiziyor? Hz. Ali'nin resimleri ni çizenlerden Gerenimo, gerçek adıyla Abdullah İşbilir halen Alevi televizyon kanalı Cem TV'deki haftalık "Köklerin Dili" programını sunuyor. Alevi inancında sanatın önemli bir yeıi olduğunu belirten İşbilir, bunun tarihsel anlamını şu sözlerle açıklıyor: "Aleviler'in alt yapısını oluşturan zaten akademik olmaktır. Aleviliği ifade etmenin yolları budur. Yani dedeler bu zamana kadar Aleviliği taşıyabildiyse geçmişteki Aleviliğin ifade biçimi olan o akademik yönleri dile getirebilmelerinden."Altıncı yüzyılda yaşamış olan Hz. Ali'nin portrelerinin bugüne kadar taşınması Alevilik inancını güçlendirmek ve yürütmek için. Tanrı'ya en yakın kullar olarak onlar görülmüştür. "Gelecek nesillere bir ifade biçimi oluşturması ve yanlış saplantılara düşülmemesi için bu görsel değerler her zaman başımızm üstünde. Hz. Ali'nin resminin bu kadar çok yapılmasmın nedeni Aleviler'in bu portrelerden etkilenip, karşısında yanlış yapılmaması ve içerdikleri değerleri kaybetmemek için." "Rüyalarımda onları çok görürüm" İşbilir, Hz. Ali'nin resmini çizdiğinde hangi duygu dünyasında olduğunu da "Hz. Ali'yi rüyalarımda çok görürüm" diyerek dile getíriyor: "Onu ne kadar çok seviyorsam, yüzünü de o kadar güzel görüyorum. Bir kahve falına bakar, kime ait olduğunu görürsünüz ya da bir ağacın bir köşesine bakın; bir resmi, bir yansımayı, bir ifade biçimini görürsünüz. Yani insanın, Davut'un, Süleyman'ın resmi varsa, bunlar insanların beynine bir fotoğraf makinesi gibi kaydediliyorsa; bu kültürü buraya kadar taşıyanlar ve ona şekil verenler bu kültürü topraklara, taşlara, ağaçlara, boynuzlara, metallere işlemişler. Bugün de insanlar tarafmdan bir yere işleniyor. Onun için neye bakarsanız bakın birinin resmini görürsünüz". İşbilir kendi inancmdaki figürleri yaptığı resimlere yansıtma süreci hakkında şunları da söylüyor: "Bir anneyi, babayı seversiniz ya da bir yoldaşnızı seversiniz. Onu çizerken öyle şeyler yaratırsınız ki... O duygular da onu besler. Dünyada ondan güzeli yokmuş gibi bir anlayışı el refleksiyle iletirsiniz. Onun ürettiği değerler de başkasını sevindirir." İşbilir'e göre Hz. Ali'nin hiçbir resmi için çirkin denemez. Çünkü o resim, onun içindeki ruhun yansıması. "Hz. Muhammet'in de resmi var" Alevilik konusunu birçok kez kaleme alan yazar Cemal Şener ise "Alevilik güzel sanatlara önem gösterir; şiir, müzik, dans, önemli parçalardır. Yasak olmadığmdan dolayı Hz. Ali'nin de resmi var, Hz. Muhammet'in de" diyor Cemal Şener. Bu yüzden bu resimlerin cemevlerinde ve evlerde bulunması geleneksel: "Bunlar sembolik, temsili resimler. Onu görenlerin anlattıkları, sözlü tarih aracılığıyla sonraki kuşaklara ulaştırıldı. Halkın kafasında hayal ettiği Hz. Ali mesela yakışıklı biri." Aslında bu resimlerin önemli bir kaynağı İran'da, Şiiler tarafından çizilen resimler ve farklı sahnelerde, farklı profillerde, hatta üç boyutlu! Tartışılan noktalardan biri de Hz. Ali'nin İran'da çizilen resimlerinin Anadolu'ya yayılmasının Türkiye'deki Aleviler'in Şiileşmesine yol açıp açmayacağı! Hz. Ali'nin iki inançta da kutsal olmasına rağmen, bazı Alevi kesimler bu resimlerin "farklılıkların" silinmesi sürecini başlatabileceğini düşünüyor. Ama Alevi İslam Din Hizmetleri Başkan Yardımcısı Ali Yüce'ye (dede) göre bu imkânsız. "İnanç değerlerimiz, yol yasa, erkân belirlidir. Bir resimle Şiileşmeyiz. Aleviler Sünnileşiyor mu ya da Şiileşiyor mu tartışmalarına katılmıyorum. Aleviler'in yolu, cemi, cemaati belli. Hz. Ali'de bizim için en önemli olan bize göstermiş olduğu ahlâki yol ve ilkedir. O suretin üzerinde ve ahlâkımızda varlığın ve sevgimizin tecellisidir. Bunlar saç örtüsüne cüppeye takılmak gibi tartışmalar. Bizim için simgesi önemli." "YA BİZE VERİN ŞİİLEŞTİRELİM, YA DA SİZ SÜNNİLEŞTİRİN"Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İstanbul Alibeyköy Şubesi Başkanı Hüseyin Güzelgül ise aksi kanıda. "1977'de, Kumkent'te yapılan İslam Konferansı'nda Ayetullah Medari'nin dönemin Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş'e söyledìği 'sizdeki Aleviler'i ya bize teslim edin Şiileştirelim ya da siz Sünnileştirin' sözündeki anlayış devam ediyor." Şiiler tarafìndan yapılan resimlerin gerçek Hz. Ali'yi yansıtmadığını savunan Güzelgül, "Onu şekilden şekile sokup bize getiriyorlar. Bu tür resimleri artık görmek istemiyorum" diyor. "Resimler tapmak için değil" Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı avukat Kazım Genç ise etkinliklerde ve genel kurumlarında dönem dönem Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Pir Sultan Abdal'ın, Atatürk'ün ve Hz. Ali'nin portrelerini astıklarını belirterek bundaki amaçlarının kültürlerini yansıtmak olduğunu söylüyor. "Yani biz bu kültürden geliyoruz demek için! Yoksa tapmak veya diz çökmek için değil. Ancak bunu ticaret olarak kullanıp, geçim haline getiren insanları bizimle aynı düşünme söz konusu olamaz." "Destan kahramanı' Kültür tarihçisi Metin And'ın Hz. Ali'nin resimlerine ilişkin tartışma hakkındaki görüşleri şunlar: "O zamanlarda bir insanı karşısına alıp resmini çizmek söz konusu değildi. Bu yüzden hiçbiri aslını yansıtmıyor. Padişah portreleri doğru ama dini adamlar çok eski zamanlarda yaşamış. Kişinin anlatılanlardaki tarife göre resmi yapılırdı. Hz. Ali Avrupa'daki portrecilik gibi onu karşısına alıp model olarak resmi çizilecek bir zamanda yaşamamış. Bugünkü resimler eskilere bakılarak çiziliyor. İran'da kahvelere koyulan resimler de oradan geliyor. Bundan ötürü Hz. Ali'nin kişiliği çok önemli, edebiyatta bile onunla ilgili büyük destanlar var. Aynı zamanda destan kahramanı, ejderhaları kılıcıyla öldürüyor..." Yeni Aktüel