Siyasi partiler merakla beklenen milletvekili aday listelerini dün Yüksek Seçim Kurulu'na teslim etti.
İyi Parti de bu kapsamda seçimlere ortak listeyle girmek yerine kendi adaylarını çıkardı.
Yalnızca bazı bölgelerde 'fermuar' uygulaması devreye kondu.
YSK'ya milletvekili aday listesini sunan İyi Parti'de bazı isimler dikkat çekti.
Bunların başında da İyi Parti Istanbul Milletvekili adayı Salim Ensarioğlu geldi.
Baba İstanbul'dan oğlu Diyarbakır'dan listelere girdi
Salim Ensarioğlu İstanbul 2. Bölge 2'nci sıradan milletvekili adayı gösterilirken, Ensarioğlu'nun oğlu Vejdin Ensarioğlu da yine aynı partiden Diyarbakır 1'nci sıradan listelere girdi.
Ancak Salim Ensarioğlu'yla ilgili dikkat çeken noktalar sadece bununla sınırlı değil.
Terörist başına ev hapsi istedi
İyi Parti saflarında olmasına rağmen HDP'ye yakınlığıyla bilinen Ensarioğlu'nun, yıllar önce terörist başı Abdullah Öcalan'la ilgili söyledikleri ortaya çıktı.
Buna göre Ensarioğlu'nun 2013'te verdiği bir röportajda terörist başına ev hapsi istediği görüldü.
O dönem kapatılan BDP'ye verilen oylarla ilgili konuşan Ensarioğlu, "Halkın BDP'ye verdiği oyların yüzde 95'i Öcalan'a veriliyor. Bu nedenle Kandil'de başka yerler de Öcalan'a uyuyor. Netice olarak lider odur." dedi.
"Bana göre Öcalan'a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkan tanınması gerekir"
Sözlerine devam eden Ensarioğlu daha sonra Öcalan'a daha iyi imkanlar sağlanması ve cezasının ev hapsine çevrilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bana göre Öcalan'a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkan tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir. Netice itibarı ile bizim sorunumuz, Öcalan'ın 100 metre karede mi, 200 metre karede mi oturduğu değildir. Bizim temel sorunumuz bu olayın çözülmesidir." şeklinde konuştu.
Salim Ensarioğlu'nun konuyla ilgili ifadeleri şöyle:
"Halkın BDP'ye verdiği oyların yüzde 95'i Öcalan'a veriliyor. Bu nedenle Kandil'de başka yerler de Öcalan'a uyuyor. Netice olarak lider odur. Bana göre Öcalan'a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkan tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir. Netice itibarı ile bizim sorunumuz, Öcalan'ın 100 metre karede mi, 200 metre karede mi oturduğu değildir. Bizim temel sorunumuz bu olayın çözülmesidir. Birbirimizi böyle çocuksu hareketlerle, işte yok biz burada tutarız, gibi meseleler değildir. Mesele, bu olayın çözülmesidir. Durum böyle olduğuna göre o zaman Öcalan tripleks dairede de oturabilir, villada da oturabilir. Yanına sekreter, danışman ve teknolojik imkanlar gibi imkanlar da tanınmalıdır. Bu olayın bir an önce bitmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır."
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış