Napolyon’u süründüren kadın: Josephine

Selen Kaldırım

Yıllar boyunca Avrupa'ya korku salan Fransa İmparatoru ve İtalya Kralı Napolyon Bonapart, kazandığı onca zafer, nice savaşın ardından, bir çiftçi kızının adını sayıklarken ölmüştü; Josephine…

NAPOLYON’UN DELİ DOLU AŞK HİKAYESİ

“Her erkeğe diz çöktüren bir kadın vardır” dedikleri, Napolyon için de geçerliymiş: Bir çiftçi kızına aşık olmuştu İmparator. Hitler’in Eva’sı, Einstein’ın Mileva’sı, Atatürk’ün Fikriye’si... Nice komutanlar, nice imparatorlar aşk uğruna büyük savaşlar vermişti. Tarih, unutulmayan bu isimlerin zaferlerini yazdığı kadar, aşk hikayelerini de anlatıyordu. Sevdiği adamı kendine kul köle eden o kadınlardan biri de, Napolyon’un deli dolu aşkı Josephine idi.

AYKIRI BİR ÇİFTÇİ KIZI

Josephine Fransız çiftçi bir ailenin şımarık kızıydı. Hareketleri ve yaşam tarzı çiftçi bir aileye uygun değildi. Aykırı bir karakterdi; dans, eğlence, parti düşkünü, ama oldukça kurnaz bir kızdı. Dönemin Fransız kadınları, güzeller güzeli Josephine'in giyimini bile kıskanıyorlardı.

Yaşaması gereken hayatın kraliçelere layık olduğunu düşünen Josephine, daha 17 yaşındayken Vikont Alexandre Beauharnais’le evlendi ve çiftin iki çocuğu oldu. Fransız İhtilali’nde eşini kaybeden çiftçi kızı, eşiyle birlikte her şeyini kaybetmişti. Yani saygıdeğer bir kraliçe olma hayalleri de elinde kalmıştı.

İLK GÖRÜŞTE AŞK…

Çiftçi ailenin fakir kızı, o dönem düzenlenen hiçbir balodan eksik kalmıyor, güzel kıyafetleriyle salına salına yürüyordu. Fransa’da verilen bir baloda Napolyon ile karşılaşan Josephine, İmparator'un gücü ve zekasına hayran kalmış, adeta ilk görüşte aşık olmuştu. Keza bu durum Napolyon için de farklı değildi.

KENDİSİNDEN 5 YAŞ BÜYÜK, DUL BİR KADIN

Napolyon gördüğü bu cilveli kadının dul ve çocuklu olmasını, kendisinden beş yaş büyük olmasını umursamıyordu, Josephine’in karşısında adeta büyülenmişti. Balo boyunca Napolyon’un askeri başarılarını dinleyen Josephine de hayranlığını gizleyememişti.

NAPOLYON’UN GÖZÜ HİÇBİR ŞEY GÖRMÜYORDU

O günden sonra Josephine ve Napolyon tekrar tekrar görüştüler. Büyük bir imparatorun, kendinden beş yaş büyük dul ve çocuklu bir kadınla olması yakışır şey değildi ama hiçbir şey ona olan aşkını durduramaz, engel olamazdı.

‘’KALBİMDE EŞŞİZ BİR TAT…’’

Napolyon, Josephine’e yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:

"Seninle dopdolu olarak uyanıyorum...

Yüzün ve dün akşamın o insanı sarhoş eden anısı duyularımı bir an bile rahat bırakmadı...

Tatlı ve eşsiz Josephine, kalbimde ne garip etki yaratıyorsunuz siz!.."

EVLENDİLER

Napolyon’un şairliği Josephine’ i de etkilemiş olmalı ki kimseye aldırış etmeden 1796 yılında evlendiler. Bir çiftçi kızı olan Josephine yine yolunu bulmuştu. Artık bir imparatoriçeydi. Layık olduğunu düşündüğü hayata kavuşmuştu.

NAPOLYON ÜLKELERİ FETHETMEK İÇİN YOLA DÜŞTÜ

Başta güzel bir ilişkileri vardı; karşılıklı bir aşktı. Josephine belli bir zaman sonra hevesini almış olmalı ki, hareketleriyle Napolyon’u kendisinden soğutmaya başladı. İmparator Napolyon, ülkesinin topraklarını genişletmek için ordusuyla birlikte savaşa gitti. Tabii o gittiğinde karısının ne haltlar karıştırdığından haberi yoktu.

MEKTUPLARA CEVAP GELMİYORDU

Her gün aşk mektupları yazan Napolyon, karşılığında soğuk mektuplar almaya başlamıştı ve git gide karısından uzaklaşıyordu. Josephine ise, ülkeleri dize getiren Napolyon’u küçümsüyor, ona hayatı zindan ediyordu... Eee, nice savaşlar çıkmadı mı bir kadından, bakınız savaş sebebi...

KOCA İMPARATORU KENDİNE KUL KÖLE ETTİ

Josephine, İmparatoru adeta kendine bağlamış, süründürdükçe süründürüyordu. Üstelik Napolyon ülkeleri alırken; kendisi evde partiler, balolar düzenliyor, eğleniyordu.

"BU AYRILIK KORKUNÇ BİR ŞEY!"

Napolyon, Josephine’nin anlamsız tavırlarına isyan etmeye başlamıştı:

"Senden hiç mektup gelmeden geçen üç gün. Bense her gün yazdım. Bu ayrılık korkunç bir şey. Geceler uzun ve tatsız, günler ise monoton. Düşman yenilgiye uğradı sevgilim, 18.000 esir, gerisi ise ölü veya yaralı..."

"ARTIK BENİ SEVMEDİĞİNİ Mİ DUYACAĞIM?"

Günler geçiyor, fakat Napolyon Josephine'den haber alamıyordu. Kulağına gelen çirkin söylentiler, İmparator'un canını sıkmaya başlamıştı.

"Mektupların soğuk... Onların tonu bizim sanki en azından yarım yüzyıldır evli olduğumuz kanısını uyandırıyor...

Arkadaşça ve soğuk, nefret uyandırıcı ve garazkâr bir şey...

Bunun dışında senden daha ne bekleyeceğim?..

Artık beni sevmediğini mi duyacağım?..

Bu eski bir hikâye, benden nefret ettiğini mi?.."

Napolyon, tahta bir erkek varis bırakmadan ölmek istemiyordu fakat Josephine ile hiçbir zaman çocukları olmadı. Aşk acısıyla yanıp tutuşan Napolyon, en sonunda Josephine'den ayrılmaya karar verdi.

''SİZ YOLDAN ÇIKMIŞ CADISINIZ, AHMAKSINIZ!''

O güzel aşk mektuplarından geriye öfke, nefret ve aşk acısı kaldı. Napolyon son mektuplarında artık sevdiği kadın için güzel şeyler söylemeyecekti...

''Artık sizi sevmiyorum; tersine sizden nefret ediyorum. Bir cadısınız siz, tam anlamıyla yoldan çıkmış, tam anlamıyla ahmak,gerçek bir Sindirella’sınız. Bana hiç yazmıyorsunuz, kocanızı hiç mi sevmiyorsunuz? Mektuplarınızın ona ne kadar zevk verdiğini biliyorsunuz, ama yine de eliniz ona beş altı satır çiziktirmeye varmıyor!''

JOSEPHINE ONA BİR ERKEK ÇOCUK VEREMEMİŞTİ

Napolyon savaştan döndükten sonra biricik aşkı Josephine'den boşanmak istedi. Bu hoşnutsuzluklar sonrası doğan söylentiler, ikili arasındaki mektuplaşmalar, karşılıklı sadakatsizlikler, Napolyon ve Josephine aşkını sona getirmişti artık.

Napolyon kendisini oyuncak eden Josephine’i artık istemiyordu, onu ne mutlu edebilmişti, ne de bir erkek çocuk verebilmişti. Napolyon'un kesin ayrılık kararı, geride kalan Josephine için tam bir yıkım oldu.

NAPOLYON’UN İKİNCİ EŞİ: AVUSTURYALI DÜŞES MARIE LOUIS

Napolyon, daha sonra Avusturyalı Arşidüşes Marie-Louis ile hayatını birleştirdi. Çalkantılarla dolu aşk hikayesi, Napoleon'un çocuk isteği üzerine resmiyette sonlansa da Fransa için imparatoriçe Josephine'di. Bu durum, Napolyon için de hiçbir zaman değişmedi.