AA & Ensonhaber

İzmir’de yaşayan 18 yaşındaki Kardelen Özkan, 9 yaşında tanı konulan kalıtsal Friedreich ataksisine karşı 10 yıldır azimle mücadele ediyor. Sinir sisteminde ilerleyici hasara neden olan bu nadir hastalığın çaresini bulma umuduyla biyomühendislik okumayı seçen Kardelen, bugün üniversitede bu hayalini sürdürmekte.

Balçova’da Osman ve Nurgül Özkan çiftinin kızı olarak dünyaya gelen Kardelen’e, 9 yaşında Friedreich ataksisi teşhisi kondu. Hastane odalarında dahi ders çalışmaktan vazgeçmeyen Kardelen, tam burslu kazandığı özel bir kolejde ortaokul ve liseyi birincilikle tamamladı.

Fizik tedavi desteğiyle hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya çalışan Kardelen Özkan’ın en büyük hayali, üniversitede biyomühendislik okuyarak bu rahatsızlığa bir çözüm bulmaktı. Friedreich ataksisinin henüz tedavisinin olmadığını bilen genç kız, yalnızca kendisi için değil, aynı hastalıkla mücadele eden diğer insanlar için de bu yolda savaşmayı seçti.

ANNESİYLE YURTTA KALIYOR

Geçtiğimiz yıl hayalini kurduğu İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Biyomühendislik Bölümü’nü kazanan Kardelen Özkan, ilk yılında tanıştığı Dr. Öğretim Üyesi Arzu Uyar’a hastalığından bahsederek bu alanda araştırma yapmak istediğini dile getirdi.

Dr. Uyar'ın rehberliğinde laboratuvarda çalışmaya başlayan Özkan, hastalığının nedenleri ve tedavi yöntemleri üzerine projeler yürütüyor.

Üniversite yerleşkesinin şehir merkezine uzak oluşu ve hareket etmekte yaşadığı zorluklar nedeniyle Kardelen, annesiyle birlikte öğrenci yurdunda kalıyor. Annesinin desteğiyle okula gidip gelen genç araştırmacı, bu nadir genetik hastalığa çözüm bulma umudunu hiç kaybetmiyor.

"SONUÇ ALACAĞIMA İNANIYORUM"

Özkan, sağlık sorunlarıyla mücadele ederken en büyük motivasyon kaynağının tedavi arayışları olduğunu ifade etti.

Hastalığının ilk belirtilerinin 9 yaşında kalp rahatsızlığıyla başladığını anlatan Özkan,

O dönemde gayet sağlıklıydım; halk oyunları ve cimnastik gibi etkinliklere katılan, aktif bir çocuktum. Ancak önce kalp sorunlarıyla, ardından hafif denge kaybıyla karşılaştım. Bu süreçte hastanelerde çok zaman geçirdim. Hem kendi hastalığım hem de başka çocukların, bireylerin sağlık sorunları konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyorum. Bilimsel ve akademik alanda araştırmalar yaparak bu amacımı geliştirmek istiyorum.

dedi.

Hastalığının bilinen bir tedavisi olmadığını, ancak ilerleyişini yavaşlatan ilaçların kullanıldığını belirten Özkan, hastalığın en çok denge, koordinasyon ve yürüme zorluklarına yol açtığını ifade etti ve şöyle devam etti:

Şu an kendi hastalığımla ilgili araştırmalar yapıyorum. Hocamla birlikte protein modellemesi ve potansiyel ilaçlar üzerinde çalışıyoruz. Kendi hastalığımla ilgili araştırmalarımı derinleştirmek ve ilaç geliştirme çalışmalarına destek olmak istiyorum. Aynı zamanda nadir hastalıklara dair farkındalığı artırmak ve bu alanda akademik çalışmalarımı sürdürmek de hedeflerim arasında.

ANNE ÖZKAN: "MÜCADELESİNİ HİÇ BIRAKMADI"

Anne Nurgül Özkan, yürümekte zorlanan kızının yanından bir an olsun ayrılmadığını belirtiyor. Yurtta birlikte yaşamaya başladıklarını ifade eden Özkan,

Her sabah beraber yurttan çıkıyoruz, Kardelen’i dersliğine bırakıyorum. Ders bitiminde beni arıyor, gidip alıyorum. Kızım 9 yaşında rahatsızlandı ama asla mücadeleyi bırakmadı, hep güçlü kaldı. 9 yaşından bu yana ‘Hastalığımın tedavisini gerekirse kendim bulacağım’ diyerek kararlılıkla yoluna devam etti

dedi.

Biyomühendislik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Arzu Uyar, Kardelen ile üniversitenin ilk yılında tanıştıklarını ve onun hastalığa dair kararlılığını kendisinden duyduğunu belirtti.

Uyar, Özkan’ın hastalığının dinamiklerini anlamaya çalıştıklarını ifade ederek şunları dedi:

Benim bilgi birikimim ve Kardelen’in azmi ile tutkusu birleşti. Şimdilik birlikte bir proje üzerinde çalışıyoruz. Projemiz, bu hastalığa yol açan bir enzimi anlamaya odaklanıyor. Hastalığın bilinmeyen yönlerini keşfetmeye ve bu alanlara yönelik ilaç adayları geliştirmeye çalışıyoruz