Sırrı Süreyya Önder…
15 Nisan akşamı telefonlarımıza düşen son dakika haberi.
“Sırrı Süreyya Önder kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırıldı”
Hepimiz ilk etapta durumun ciddiyetini kavrayamamıştık.
Ama tablo hiç de hafife alınacak gibi değilmiş…
Aort yırtılması...
Ağır bir mesele.
Hayati bir mesele.
Ölümle yaşam arasında gidip gelen bir çizgi...
İşin ciddiyetini anladığımızda; sağcısı, solcusu, milliyetçisi, muhafazakârı…
Aynı anda aynı şeyi düşündü: “İnşallah kötü bir şey olmaz”
Normalde bu ülkede bir siyasi figür bir hastalığa yakalansa, sosyal medyada karanlık bir kısım hemen devreye girer...
Alaycı yorumlar.
Kin dolu mesajlar.
Karanlık espriler...
Sırrı Bey’in haberi sonrası olmadı mı?
Oldu…
Ama sosyal medyanın zehir saçan atmosferine, ülkedeki gerim gerim gerilen fay hatlarına oranla tablo oldukça farklıydı.
Neden mi?
Çünkü Sırrı Süreyya, Türkiye siyasetinin en “insani” karakterlerinden biri.
Muhalif evet.
Farklı evet.
Ama dobra.
Ama sahici.
Ama içten.
Ama bizden.
O ameliyat masasındayken...
Bambaşka insanlar onun için endişelendi.
Bazıları dua etti.
Bazıları geçmiş olsun mesajı yazdı.
Bazıları sessizce iç geçirdi.
Mesela;
Devlet Bahçeli arayıp bilgi aldı.
Önemli mi?
Evet, çok önemli.
Çünkü…
Çünküsünü anlatmaya gerek var mı? Siyaseten iki zıt kutuptan bahsediyoruz.
Tartışmalara, karşılıklı suçlamalara hiç girmiyorum bile…
Ama öyle zamanlar gelir ki...
Sözler bir yana bırakılır.
İnsanlık öne geçer.
İşte o zaman kimin gerçekten “beyefendi” olduğu ortaya çıkar.
İstanbul Valisi hastaneye gitti.
Durumu anbean takip etti.
Sadece “devlet ciddiyeti” değil bu.
Aynı zamanda “devlet zarafeti”...
Ve elbette...
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Süreçle ilgili anlık olarak bilgilendirildi…
Bu ülkede siyasi kimlikler çok keskin.
Birbirimizi sevmeden yaşamaya alışmışız.
Ama işte bazen bir haber...
Bir hastane odası...
Bir kalp atışı...
Her şeyi değiştiriyor.
Sırrı Süreyya Önder...
Belki herkesin siyasi görüşünü paylaşmadı.
Ama…
Kah fıkralarıyla kah kıssaları ile kah filmleri, türküleri kah hikayeleriyle
herkesin kalbine dokundu.
Bu da onun en büyük başarısı.
Biraz şiir, biraz ironi, bolca insanlık...
Sırrı Süreyya Önder’e acil şifalar diliyorum.
Ve bir not bırakıyorum buraya:
Siyaset kavga değil, insan kazanmaktır.
Editörler tarafından incelendikten sonra yayına alınacaktır.
Editörler tarafından incelendikten sonra yayına alınacaktır.
Henüz yorum yapılmadı.
Yorumu Şikayet Et
Şikayetiniz gönderildi.
Şikayetiniz gönderildi. En kısa sürede tarafımıza iletilecektir.
Lütfen şikayet nedeninizi seçin:
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.