Türkiye'nin turizmde öne çıkan çok kuvvetli bir yönü var. O da asırlardır korunan gastronomisi.
Turistler, bir ülkeye çoğunlukla denizi, tarihi, kültürü, doğal güzellikleri ve eğlence olanakları nedeni ile geliyorlar ama hepsi geldiklerinde nasıl bir yemek kültürü ile karşılaşacaklarını merak ediyor.
Türkiye'de her bölgede, her ilde ve nerede ise her ilçede farklı yemek kültürleri yaşanıyor. Yöreye özgü tat, baharat, pişirme tekniği ve hikayesi ile her zevke hitap eden yemek çeşitliliği sunuluyor.
Türk yemekleri, uluslararası platformlarda tanıtılıyor, turizm çeşitliliğinde gastronomi ön plana çıkartılıyor ve giderek bu alan tek başına bir turizm çeşidi olma yolunda ilerliyor.
Beş yıldızlı tatil sitelerinde, daha çok ağırlanan konukların milliyetine uygun yemeklerin servis edildiğini biliyoruz.
TURİSTİK OTELLERDE YÖREYE ÖZGÜ TATLAR SUNULUYOR
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "sürdürülebilir turizm" konuları içinde yöreye özgü tatlardan oluşan stantların da açılma zorunluluğunun yavaş yavaş hayata geçtiğini biliyoruz.
Sürdürülebilir turizm, bir dizi zorunlulukları beraberinde getirirken bu konudaki yaptırımı Türk geleneksel mutfağının dışa açılması ve alışkanlık kazandırılması açısından çok önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bu kurallar, Türk mutfak kültür mirasını korumaya yönelik önemli bir hamle olarak kabul görüyor.
TÜRK MUTFAĞININ EŞSİZ TATLARI
Şimdi de bir çırpıda aklımıza gelen Türk mutfağının o leziz tatlarını hep birlikte hatırlayalım:
Lahmacun, kebap, orman kebabı, şiş kebap, döner, tantuni, hünkar beğendi, ıslama köfte, içli köfte, çiğ köfte, mantı, tandır, pide, etli ekmek, dolma, yaprak sarma, pide, mısır ekmeği, hamsili pilav, kestaneli pilav, perde pilavı, bulgur pilavı, balık buğulama, su böreği, künefe, baklava, zerde, sütlaç, keşkül...
Aslında bu eşsiz tatlar saymakla bitmez, liste çok daha uzar gider...