Sevgili Faruk Bildirici, sizin gibi bir ombudsman gazetecinin öncelikle Barış Pehlivan’ın savcıda verdiği korkak ve kaypak ifade ile Suat Toktaş’ı sırtından bıçaklayarak hapse attırdığı detayını da yazması gerekirdi.
Sizin bu gerçeği bildiğiniz halde yazmayarak adaletsiz ve hakkaniyetsiz davrandığınızı düşünüyorum.
Suat Toktaş yiğit ve mert bir duruş gösterdi ve arkadaşlarını satmadı, kendi yapmadığı işin mesuliyetini alarak onurluca hapse girdi.
Cafer Mahiroğlu da o süreçte Suat Toktaş’ın yanında dik ve onurlu duruş gösterdi. Mahiroğlu, çalışma arkadaşı Suat Toktaş’a ihanet etmedi.
Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ı onursuzca ve ödlekçe satan işbirlikçi zihniyet, benimle olan röportajı bahane edip bu şerefsizlik yükünden kurtulmak istedi.
Yaptığı işin şerefsizlik olduğunu biliyordu ve bu gerçekten kaçmak istedi Barış Pehlivan. Ortalığı provoke edip gaza gelmeye yatkın herkesi de peşinden sürükledi. Halk TV krizinin temel sebebi budur.
Alçakça sırtından bıçaklayıp hapse gönderttikleri Suat Toktaş’ın zaten yüzüne bakamayanlar, Ekrem İmamoğlu ve çevresine gelecek hapis operasyonlarnı da iyi bilenler ROK bahanesiyle arazi oldu.
Bu son ROK kriziyle beraber kanalı terk edenler, Halk TV’ye ve özellikle çok yakında başına büyük çorap örüleceğini herkesin bildiği Ekrem İmamoğlu’na yönelik sinsi bir ihanet projesi içindeler.
Şu konjonktürde Halk TV’yi terk eden her gazeteci ve yorumcu aslında gemi batar gibi olduğu an gemiden kaçan fare gibidir.
Ekrem İmamoğlu’nun gemisinden kaçan korkak fareler bunlar. Çünkü İmamoğlu’na nasıl operasyonların geleceğini biliyorlar. Cepheden kaçıyorlar.
Ece Üner’in de diğer arkadaşlarını satıp Cafer Mahiroğlu’na canlı yayında yalakalık yapmasını iyi yakalamışsınız, bu yalakalığı eleştirmişsiniz.
2024 senesine kadar Tayyip Erdoğan medyasının (tv100) bir elemanı olan Ece Üner’in hala Tayyip Erdoğan’ın maaşlı memuru olan kocası Deniz Bayramoğlu ile Kanal D Haber özellikle Ayşe Barım’ın tutuklanmasının zeminini yaratan operasyonel haberlerin merkezi gibiydi. Biraz Youtube incelemesi yapan herkes bunu görebilir.
Öte yandan Ece Üner’in sanki 22 senedir Erdoğan karşıtıymış gibi havalara girip muhalif kesimi kandırması ve iktidarın emrinde operasyonel haber bültenini sunan kocasının durumunu da “Demirören medyasında bir çalışan” gibi bir konuma indirgeyerek meşrulaştırmaya çalışması normal midir?
Ece Üner-Deniz Bayramoğlu olayını evrensel medya etiği ve oportunizm kriterleri açısından da objektif değerlendirmenizi çok eski bir okurunuz olarak rica ederim.
Ben ise sadece Halk TV’ye röportaj verdim. Başka bir şey yapmadım. “Ben Halk TV’yi içeriden göçerttim” falan demedim. Bu yakıştırmayı AKP-CHP rekabeti içinde birileri söyleyebilir ama benim ağzımdan öyle bir söz çıkmadı, çıkmaz.